Bir devlet başkanının kayıp kabrini ararken… Pşımaho Kosok’un mezarında

11 Mayıs 1918 yılında kurulan, 1921 yılı haziran ayına kadar yaşayan Bağımsız “Şimali Kafkasya Cumhuriyeti”nin eski Devlet Başkanı Pşımaho Kosok’un adını hepimiz biliriz.

Pşımaho Kosok ile ilgili biyografi çalışmaları da oldukça yetersiz sayılır. Değerli araştırmacı yazar Sefer Berzeg’in kitabında 1962 yılında İstanbul’da öldüğü, kendisi için eski devlet başkanlarına uygulanan bir törenle defnedildiği yazılıdır.

11 Mayıs Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümlerinde adını saygıyla andığımız Pşımaho Kosok’un mezarı ile bugüne kadar nedense hiç ilgilenmemişiz.

Nalçik’ten gelen, yaklaşık bir aydır misafirimiz olan, Avrupa’ya da gidip konferansalara katılan Kabardey-Balkar İnsan Hakları Derneği Başkanı sayın Valeri Hatıjuko Pşımaho Kosok’un kabrini ziyaret etmek istediğini söylediğinde kafamıza dank etti.

Arabaya atlayıp hemen mezarlığa gidip kabir ziyareti yapacağımızı sandık. Ama öyle olmadı. Bir çok yere sormamıza rağmen Pşımaho Kosok’un hangi mezarlıkta yattığını hatırlayan çıkmıyordu.

Bazı kuvvetli tahmin yürütenler, tam emin olmasalar da mezarlık ismi hatırlayanlar ve rahmetli Pşımaho Kosok’un Avrupa yakasında Şişhane’de çalışmış olması bizi Feriköy Mezarlığı üzerinde yoğunlaştırdı. Mezarlıklar Müdürlüğünden arşiv taraması yapmaya başladık.

Bu arada Valeri Hatıjuko komşu köylüsü olan Pşımaho Kosok’un aynı zamanda sabık bir devlet başkanı olduğunu, böyle bir ismin mezar yerinin nasıl olur da unutulduğunu bir türlü kabullenemiyordu. Hatıjuko’nun sitemi bizi daha da kamçıladı.

Sonunda Feriköy mezarlığı defterlerinde 9.1.1962 yılında defnedilmiş Ali Mirza Kosok diye bir ad bulduk. Sonra Pşımaho Kosok’un Türk nüfus cüzdanındaki adının Ali Mirza olduğunu teyit ettirdik.

Bu bilgilere ulaştığımız gün 1.2.2005 Salı idi. Sayın Hatıjuko o gün akşam Bursa Birleşik Kafkasya Derneğinde konferans verecek. Saat 14:00 olmuş. Biraz sonra Bursa’ya doğru hareket etmek niyetindeyiz.

Hatıjuko, hayır önce Pşımaho Kosok’un mezarına gidelim diye diretince çaresiz kabul ettik. Feribota Pendik’ten binmeyi planlamıştık. Derhal rotayı değiştirerek Yenikapı-Yalova feribotuna saat 17:30’da yer ayırttık.

Feriköy Mezarlığına gittiğimizde belediyeden daha önce kendisine talimat verilen mezarlık sorumlusu Ziya Bey bizi karşıladı.

Mezar yeri 45. ada 29720 parsel olarak geçiyor. Ancak Ziya Bey parsel numarasının bir anlam ifade etmeyeceğini, 1962 yılında definlerin ada esasına göre sıra mezar olarak defnedildiğini söylüyor.

Bu şu anlama geliyor. 45. adada bulunan binlerce mezar taşını “eğer Pşımaho Kosok’un taşı varsa” tek tek kontrol etmek. Vakit kaybetmeden harekete geçiyoruz.

Ben bir tarafa doğru hareket ediyorum. Kafkas Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Tsey Şaban Kuyumcu ayrı yönde, Hacı Bayram Bolat ve Hatıjuko Valeri ayrı yönde mezarlar arasında dolaşıyoruz.

Aslında samanlıkta iğne arıyoruz. Feribot saati de adım adım yaklaşıyor. Hatıjuko’nun mezarı bulmadan bir yere gitmem şantajı da bizi strese sokmuş.

Önceleri heybetli gördüğüm mezarlara doğru koşuyorum. Kimbilir, Pşımaho Kosok sabık bir devlet başkanı olduğu için belki de kendisine görkemli bir mezar yaptırılmıştır. Git gide umudum tükeniyor. Görkemli mezarlarda adını ilk defa duyduğum mevtalar yatıyor.

Feriköy Mezarlığına uzun zamandır yeni defin yapılmıyor. O kadar çok mezar ve mezar taşı var ki yüreğim daralıyor. Sonra kitabesi silinmeye yüz tutmuş mezar taşlarına umudumu bağlıyorum. Onları yakından inceleyip okuyorum. Yok! Umutsuz bir çırpınış içindeyiz.

Aklıma bir anda mezar taşlarına ölüm tarihlerine göre bakmak geliyor. Pşımaho Kosok 1962 yılında öldüğüne göre, definler de sıra mezar esasına göre yapılmış.

Kısa bir çalışmadan sonra 1961-1962 yılında defnedilenlerin belli bir bölgede yoğunlaştığını farkediyorum. Aynı şeyi Şaban bey de düşünmüş. Şaban Kuyumcu ile 15-20 metre birbirimize yaklaşıyoruz.

Bir müddet sonra Şaban’ın çerkesçe “Valeri kazğotığ” (Valeri buldum) diye seslendiğini duyduk. Hepimiz oraya koştuk.

Etrafı çevrilmiş yanyana iki mezardan oluşan mütevazi bir kabir vardı karşımızda.

Pşımaho Kosok’un kitabesi mermer üzerine kabartma, boyaları silindiği için uzaktan zor okunur bir durumda idi. Üzerinde “Kuzey Kafkasya Sabık Devlet Reisi Pşimaho Ali Mirza Kosok’un Ruhuna Fatiha. 1888- 8 Ocak 1962” yazılı idi. Pşımaho Kosok’un yan tarafında duran mezarın üzerinde kitabe yoktu. Bunun da büyük bir ihtimal ile eşi Nefiset hanıma ait olması gerekirdi.

Hatıjuko büyük bir heyecan içinde idi. Gözleri hafif yaşarmıştı. Kitabenin üzerindeki yazıyı Hacı Bayram Bolat’a defarlca tercüme ettirdi. “Burada Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti eski devlet başkanı diye gerçekten yazıyor mu?” sorusunu defalarca sordu. Biz defalarca evet dedik.

Heyecan içinde mezarlıktan, Prag’da yayın yapan Hür Avrupa Radyosuna bağlandı. Hatıjuko o radyonun Kabardey-Balkar muhabiri idi.

Radyoya Pşımaho Kosok’un mezarından seslendiğini ifade eden, onun kişiliğini anlatan bir haber geçti.

Mezar başında poz poz fotoğraflar çekildi. Pşımaho Kosok için bundan sonra mezarı başında anma programları yapılması dilekleri dile getirildi. Hatta ileride Pşımaho Kosok’un köyünden getirilecek toprağın mezarına serpilmesi için çalışma yapılması kararlaştırıldı.

Pşımaho Kosok bizi bir anda maziye götürdü. Bize nostaljik bir gün yaşattı.

Mezarlıkta zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştık. Feriboto yaklaşık bir saat vardı. Hemen arabaya koştuk. Pşımaho Kosok’un mezarını ararken arabadan epey uzaklaşmıştık.

Arabaya geldiğimizde arabanın ön kapı sağ camının kırıldığını, Hacı Bayram Bolat’ın araba şarjına takılı cep teleflonun çalınmış olduğunu farkettik.

Ön kapı camı kırık, feribot ve Bursadaki hemşehriler bizi bekliyor. Bu esnada Valeri Hatıjuko espriyi patlattı. “Bu size Pşımaho Kosok’un küçük bir ihtarı, onu ihmal etmeyin başınıza daha büyük işler de gelebilir”.

Bu aslında espri ile karışık dostça bir iğneleme idi. Bir anda moralimiz yerine geldi. Kırık cam ile yola çıktık. Kısa bir müddet sonra Aksaray civarında karşıımızda koca tabela. Gözümüzün içine batıyor. “Oto cam” hemen yanaştık. Feribota 45 dakika var. Camımız 15 dakika içinde değişti. Feribota rahat rahat yetiştik.

Pşımaho Kosok olayı beni ciddi ciddi düşündürdü. Kaybettiğimiz büyüklerimiz ile ilgili ciddi kayıtlar tutmalıyız. Onları periyodik olarak mezarları başında anmalıyız.

Ben 11 Mayış 2005 Çarşamba günü Allah bir mani vermezse işim ne olursa olsun, gerektiğinde izin alarak Pşımaho Kosok’un mezarı başında olacağım.

O gün yaklaştığında yeniden hatırlatacağım. Bütün gönül dostlarını bekliyorum. Son olarak hepinizden merhum Devlet Başkanımız için bir fatiha istiyorum. Allah mekanını Cennet eylesin.P

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Ajans Kafkas'ın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Diğer Köşe Yazıları