Caharkale/Ajans Kafkas – Kremlin güdümlü Çeçen başkan Ramzan Kadirov, Çeçenya’daki savaşın Rus düşmanlarınca tezgahlandığını, direnişi bastırarak Rusya’yı parçalanmaktan kurtardıklarını iddia ediyor.
Kadirov, kendi bakış açısıyla Çeçenya’nın kurtuluşunu yani Rusya’ya bağlanış hikayesini Regnum’a anlattı. “Biz Rusya’yı koruduk. Çeçenya uluslararası terörizmin darbesini aldı. Terörist ağı Rusya’nın egemenliğine karşı çıktı, onlar bizim bölgemizi Rusya’ya karşı mücadele alanı olarak seçti” diyen Kadirov’un röportajını Ajans Kafkas için özlem Güngör Türkçeye çevirdi.
Sayın devlet başkanı, Kuzey Kafkasya’da istikrarın önemli faktörleri nelerdir? Kafkasya’da istikrarın olması için devletimizin nasıl hareket etmesi gerekir?
Bugün Kafkasya’da hatta tüm Rusya’da yürütülen politika, bizlerin düşüşte olduğuna delalet ediyor. Vatanseverlik bizde onuncu planda. Eğer bana sorulsaydı, ben Rusya’ya manevi-ahlaki eğitimi getirirdim. Eğer insanda vatanseverlik yoksa, nerede çalışırsa çalışsın- polis, hükümet, yönetim- halkını, dinini, vatanını sevmeyecek olursa, hiçbir zaman doğru hizmet etmeyecektir. O cüzdanının istediği gibi hizmet edecektir. Düşüş görüyorum; fuhuş, uyuşturucu, kadınlar erkek, erkekler kadın oluyor. Bu Rusya için büyük felaket. Güçlü devletin güçlü savaşçılara ihtiyacı var. Doktora dünyadaki en yeni cihazı ver, eğer o kullanmayı bilmiyorsa anlamı olmayacaktır. Eğer bizim dünyadaki en yeni silahlarımız olsa, ama insanlarımız zayıf olsa, bu silahlar bize yardımcı olmaz. Bugün, kendisiyle büyük bir tarih yaşamış olan halklarda Rusya’ya karşı hisler oluşturuluyor. Bizim Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan ile kardeşlik ilişkilerimiz vardı. Ama bugün de aynı dilde konuşabilir, birbirimizi anlayabiliriz. Amerika’nın kendi kültürü hiç yok, o çok uzak. Ve şimdi manevi-kültürel birliğe önem vermeliyiz. Kültürsüz ve dinsiz insan kendisi olmayı bırakıyor.
Yani burada Kafkasya’ya özgül bir şey yok?
Kesinlikle! İnsanları hesaba katmak ve onlara değerleri ulaştırmak lazım. Bugün teröristlerin benim hakkımda eleştiride bulunmalarına fırsat vermemek için gayret gösteriyorum. Onlar benim prensipleri ihlal ettiğimi söyleyemez. Bizim genelev ve gazinomuz yok. Onlar bizde camilerin kapatıldığını söyleyemezler. Ben her şeyi Müslüman’ın yapması gerektiği gibi yapıyorum. Kabul edilemez olayları biz kendimiz kınıyoruz. Ve bundan dolayı onlar bir şey başaramazlar. Diğer bölgelerde tablo farklı. Bundan dolayı vatanseverlik, ülkene ve halkına sevgi, önemli olan bu. Manevi-ahlaki eğitim konusunda devlet programı yürütülmeli. Şimdiyse her şey tam tersi. Rusya’nın kalbi Moskova. Orada, yani Rusya’da her şeyin en iyi olması gerekiyor. Oysa bizler; Rus, Kalmık, Çeçen ve diğerleri, oraya eğitim alması için en güçlü yetiştirilmiş insanlarımızı gönderiyoruz, oraysa yolgeçen hanı. Onlar orada eğitim dışında her şeyi alıyorlar. Sonuç olarak biz, hem uzmanımızı hem insanımızı kaybediyoruz. Bu Rusya’nın felaketi…
İleride savaşlar…
Çok…. Güçlü oldukça rakip ve düşmanlarımız daha çok oluyor. Ama biz herkese gücümüzü göstereceğiz.
Kafkasya’da askeri-terör tehlikesi baş kaynakları olarak neleri görüyorsunuz?
Önemli olan şu; biz buradan tüm bu kaynakları temizledik. Onlar, Çeçenya halkının kesin olarak seçimini yaptığını ve burada onlara yer olmadığını anladı. Diğer taraftan Ürdün, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin, İran açıkça terör faaliyetlerini desteklemediğini söylüyor. Ama işte ABD’ye boyun eğen Gürcistan bu yolu takip etmekten sakınıyor. Orada gruplar oluşabilir, sınırımızda problem çıkarabilirler. Eğer Gürcü yönetimi değişmezse, onların otoritesi bölgede büyük zarar görecek. Bu devlet başkanı ile orada hayat olmaz. Bu ülkesini savaşa götüren bir devlet başkanı. Zira onun kendisi savaşın ne demek olduğunu anlamıyor! Uçağın sesini duyduysan kaçmanın faydasız olduğunu bilmeyen bir başkomutan.
Rusya dış politikasının gerçekleştirilmesinde Çeçenya’nın oynadığı rol biliniyor. Bu hem Lübnan’da hem Doğu Arap bölgelerinde. Çeçenya’nın yeniden Rusya dış politikasında katkıda bulunabileceği yeni yönelimler var mı?
Biz Arap ülkeleri ile İslam Konferansı Örgütü ile çalışıyoruz. Onların düşüncesinde Çeçenya’nın her zaman problemli bir bölge olduğu vardı ve Çeçenya’da Müslüman ve İslam’a karşı savaşmakla Rusya’yı suçluyordu. Bugün ise tam tersi, Çeçenya Rusya İslamının kalbi oldu. Bizde büyük cami açıldı, İslam Enstitüsü faaliyette. Biz onların gözünü açtık. Cami inşaatından sonra İslam devletleri Rusya’ya farklı baktı. Bize gelmeye başladılar. Geçenlerde Filistin başkanı geldi. Daha başka üst düzey misafirler de olacak.
Çeçenya ekonomi krizinin sonuçlarını hissediyor mu? Özellikle de bu kriz cumhuriyete yapılan yatırım temposunu etkileyecek mi?
Ekonomik krizin bazı etkileri Çeçenya’da ve bölgenin tümünde hissediliyor. Belirtmek gerekiyor ki, bazı programların gerçekleştirilmesi federal merkezin finansmanına bağlı. Bununla beraber belirtmek isterim ki, şu ana kadar hiçbir program durdurulmadı. Ülke ekonomisine yatırıma gelince, temin edebilirim ki bu konuda hiçbir problem yok. Defalarca Vladimir Putin ile görüştüm ve Maliye Bakanı Kudrin’e Rusya’nın tüm önemli bankalarının- 11-12 banka- cumhuriyetimizdeki somut projelere yatırım yapmaları görevini verdi. Şubata kadar bizim ülkemizde şubelerini açmak konusunda belirli meseleleri çözmeleri gerekiyordu. Yakın bir gelecekte, 29 Şubat’ta Avrasya Bankası temsilcisi bize gelecek, buna paralel olarak diğer kredi kurumları ile de müzakerelerimiz devam ediyor, bazı önemli yatırım projelerini kesinlikle gerçekleştireceğiz. Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Kazakistan ile anlaşmalarımız var, bu ülkelerde Çeçenya’da yatırımı düşünen yatırımcılar var.
Çeçenya’da işsizlik büyük mü?
Yaklaşık olarak yüzde 50. Ama bu formalite işsizlik. İnsanlar işsiz yaşayamazlar, her biri bir şeyle ilgileniyor, ailesinin var olabilmesi için bir şeyler kazanıyor. İşte geçen sene Çeçenya’da 37 bin yeni otomobil kaydı yapıldı, yani 37 bin aile otomobil aldı ve ülkeye kaydettirdi. İnsanlar, Avrupalıların şato dediği tipte evler inşa ediyor. Yani insanlar yarınlarından eminler. Şu anki tempo muhafaza edilirse beş yıl sonra yeni bir durumda olacağımızı düşünüyorum.
Hangi büyük yatırım projeleri yeni iş yerleri kurulmasını sağlayacak?
En büyük proje Argun GES. Ama esas olarak tarım ekonomisi, hayvancılık ve balık alanına öncelik vereceğiz. Turizm alanındaki potansiyeli öğreniyoruz, kayak merkezi inşaatı olasılığını düşünüyoruz. Yatırımcılar var.
Caharkale’de konut pazarı var mı?
Elbette konut pazarı var. Bu pazarda ani değişimler hissetmiyoruz. Yüz binlerce metre kare konut inşa ediliyor. Gudermes’te inşaat temposu büyütüldü. Caharkale’de iki veya üç odalı daire satın almak mümkün değil, talep büyük, rakamlar da az değil. 2004’de böyle bir daire 5 bin dolar idi, şimdiyse fiyatı 100 bin dolar. Şehrin sınırlarını genişletmeye başlıyoruz.
İnguşetya ile sınırların belirlenmesi ve sağlamlaştırılması meselesi. Ne durumda ve hangi problemler var?
Halen tartışmalı köylerimiz var. Çeçenya’nın devlet başkanı olduktan ve anayasanın kefili olduktan sonra, köylerin İnguşetya’ya hangi esasa dayalı olarak verildiği ile ilgili belge bulmaya çalıştım. Ancak hiçbir belge bulamadım. Auşev ve Dudayev anlaştı, İnguşetya Prigorodnıi bölgesini Osetlerden alıncaya kadar İnguşetya’ya Çeçen köylerinin verilmesinde dayanışma gösterdi. Dudayev bunu destekledi, ancak sadece sözlü anlaşma çerçevesinde.
Peki bu konu hakkında yeni İnguşetya devlet başkanı ne düşünüyor?
Durumu inceliyor. Komisyon oluşturuldu ve biz de meseleyi görüşüyoruz. Onların kendi delilleri, bizim kendi delillerimiz var.
Yeni İnguşetya devlet başkanının çalışmalarının etkililiğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nitelemede bulunmak istemiyorum. Sadece bir şey belirteyim, şahsa bağlı olmaksızın, eğer federal merkezin desteği olmazsa, güvenliğin sağlanması için finans sağlamazsa, halkın kendisini ilgilendiren belirli meseleler çözülmezse orada düzeni sağlamak zor olacak.
Galiba yeni İnguşetya başkanı da sizin yolunuzda gitti, muhalefet ile görüşmeye başladı…
Ben muhalefetle, eşit şartlarda diyalogda bulunmak için görüşmedim. Onlara şu teklifte bulundum; kanun var ve bunu birileri için seçmeli olarak kolaylaştırmayı düşünmüyoruz. Rusya Federasyonu Anayasası, Çeçenya Cumhuriyet Anayasası var, kim bu kanunlara göre yaşamak isterse problem yok, aksi takdirde hücre ve ilgili organlar var. Ben aslında muhalefet kelimesini tam olarak kabul etmiyorum, halkına hizmet etmek isteyen için kapılar açık. Çeçenya devlet başkanı olunca, Rusya sınırları dışında yaşayanlar da dahil olmak üzere tüm Çeçenleri topladım ve onlara şu teklifte bulundum; gençler evinize geliniz, istediğiniz bakanlığı, istediğiniz bölgeyi, şehri alınız, istediğiniz yöneticiyi atayınız, ama bana gelişim stratejisi verin. Önemli olan, sizden fayda olması. Ama, gelmeye ve burada kendi hukukunu pompalamaya izin vermem, çünkü anayasanın kefiliyim ve toplum güvenliğini sağlamak ve ekonomiyi inşa etmek zorundayım. Halkı memnun ettiğim müddetçe çalışacağım, doğru hizmet etmediğimdeyse lütfen seçiminizi yapınız.
Ve İnguşetya’nın yeni Devlet Başkanı Yunusbek Yevkurov da halk ile ortak dil bulma gayretinde, bu başaracağını düşünüyorum. Murat Zyazikov uzun süre çalıştı, ancak desteği yoktu. Tek başına savaş alanına silahsız atılan kişi bir şey yapamaz.
Aslında ‘parçala ve yönet’ sistemi sayesinde biz kendimiz bölge başkanlarının etrafında muhalefet oluşturuyoruz. Örneğin benim fonksiyonum. Beni devlet başkanı onayladı, ama bununla birlikte Çeçenya Cumhuriyeti’nin daha başka bir takım kurumunun başkanını da o atıyor. Bizim onlarla statümüz aynı. Beni ayıran tek şey, anayasanın kefili oluşum. Ancak ben onlardan, eğer yetkim yoksa çalışmalarını nasıl isteyebilirim. Eğer ben, Ramzan Kadirov, olmasaydım burada kimse düzeni sağlayamazdı. Ben bu sistemi içten biliyorum, babamın bıraktığı otoritem var ve burada herkes, eğer halkına hizmet etmezse burada yaşayamayacağını biliyor. Karakterim bir şeyler başarmama imkan veriyor.
1989 sayımına göre Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’nde Çeçenlerin sayısı 1.2 milyondu. 1990’lı yıllarda savaş başladığında yaklaşık 800 bin Çeçen Çeçenya dışına, öncelikli olarak da Rusya’ya sığındı. Bu, bu savaşın etnik bir savaş değil, vatan savaşı olduğunun bir delili. Şimdi yüz binlerce Çeçen diğer Rusya bölgelerinde yaşıyor. Onların kültür, dil ve milli haklarının gerçekleştirilmesi konusunda problemler var mı?
Kültürel değerlerini korumak isteyenler için böyle bir problem yok. Kültür bakanlığımız ile birlikte Moskova, St. Petersburg, Rostov, Krasnodar ve diğer büyük şehirlerde çeşitli çalışmalarda bulunan gençlik işleri komitesi kuruldu.
Avrupa mahiyetinde bir problemimiz oluşu başka bir mesele. Orada zamanında cumhuriyeti terk etmiş ve şimdi geri dönemeyenler var. Orada insana isyan ettiren olaylar var, Çeçen ailelerine kızları diskoya gitmediği için serzenişte bulunuluyor. Bizdeyse bu tür yerlere gitmek doğru değil. Onlar böyle davranmakla ailelerin, çocuklarının haklarını kısıtladığını düşünüyorlar. Çocuklar aileleri hakkında polise şikayette bulunmaya zorlanıyor; bu tür şeyler bizde kesinlikle kabul edilemez. Dün Avrupa’dan Çeçen heyeti ile görüştüm, bu meseleleri müzakere ettim. İnsanlar kötü şartlarda yaşıyorlar, Avusturya ve Belçika’da mitingler yapıyorlar, ancak eve dönemiyorlar. Böyle on binlerce insan var.
Çeçenler savaşın getirdikleri konusunda önyargılar ile karşılaşıyor mu?
Hayır, tam tersi. Biz kendimizi Rusya içinde, Rusya vatandaşı olarak görüyoruz. Biz Rusya’yı koruduk. Çeçenya uluslararası terörizmin darbesini aldı. Terörist ağı Rusya’nın egemenliğine karşı çıktı, onlar bizim bölgemizi Rusya’ya karşı mücadele alanı olarak seçti. Üstelik o zamanın bazı Rusya yöneticileri de bu düşünceye katıldı. Berezovski ve diğerleri buraya geldi, silahlandırdı ve finanse etti, Graçev bir yığın silah bıraktı, Yeltsin egemenlik verdi; bu düşünülmüş bir programdı. Tüm bunların ardında Rusya Federasyonu’nu parçalamak isteyen belirli çevreler vardı. Çeçenya’da savaş ne için gerekliydi? Halkın ağzına kadar silahlandırılması neden gerekliydi, egemenlik vermek sonra almak neden gerekliydi? Sonuç, yüz binlerce ölü, harabe, milyon dolarlar kaybetmek. Bunlar kimin için gerekliydi? Rusya i&cceil;in mi? Düşüncem bunların Rusya’ya karşı yapıldığıdır. Burada istihbarat tarafından hazırlanmış insanlar çalıştı. Çeçenya’dan hemen sonra niye Güney Osetya? Bu Putin’in durdurduğu kademeli bir operasyondu.
Ve Rusya yönetimine Putin’in gelmesi ile biz Çeçenlere güvenildi ve biz bu güveni haklı çıkardık. Biz Rusya’yı kurtardık. Bizim halkımız suçlu değil. Aksine, Rusya Federasyonu vatandaşları Çeçen halkına, asıl darbeyi kendisi aldığı için teşekkür etmeli. Özellikle binlerce kayıp veren Çeçenya Cumhuriyet polisi, federal ordu birleşti ve Rusya halklarının birleşmesine imkan verdi. Yani eğer birinci savaştan sonra Çeçenlere karşı önyargı vardıysa, şimdi bizim büyük bir otoritemiz var, Çeçen Rusya Federasyonu’nun tam haklara sahip vatandaşı. Bu halkımızın seçimi.
Markelov’un ölümü, Budanov’un etrafında meydana gelenler konusunda herkesi birleştirdi. Ama aynı zamanda bu cinayet Rusya’da milli yer altı örgütü problemini açığa çıkardı. Sizin Çeçenya’da trajik tecrübeniz var. Bu yer altı ile nasıl olmalı? Federal yönetim Markelov cinayetinden ne dersler çıkarmalı?
Markelov cinayeti ilk olay değil. Toplumun dağılmasıyla özel olarak ilgilenen kurumların olduğunu düşünüyorum. Ben böyle düşünüyorum. Markelov’u provokatörler, milliyetçiler ve Budanov taraftarları öldürmüş olabilir. Budanov, şizofren ve katil. Mesele şu ki, çok milletli olan Rusya’da milliyetçiler olmamalı. Eğer ben Rusya başkanı olsaydım, milliyetçi ve teröristi eşitleyen bir kanunu Duma’dan çıkarırdım. Biz gençlerimizi eğitim için gönderiyoruz, ama öldürülüyor ve sokağa atılıyorlar. Bunlar insan değil, bunlar teröristlerden kötü. Teröristlerin hiç değilse bir ideolojisi, bir amacı var. Peki bu insanlar ne istiyor? Herkesin gitmesini mi? Peki o zaman kim kalacak? Onlarla ciddi ve ısrarla mücadele etmeli. Budanov ise Çeçen halkının düşmanı. O halkımıza hakaret etti. Her bir erkek, kadın ve çocuk Budanov var olduğu müddetçe lekenin üzerimizden gitmeyeceğini düşünüyor. O Rus subaylarının şerefini küçük düşürdü. O nasıl müdafaa edilebilir? Hangi hakim onu serbest bırakabildi? Onun ardında onlarca insan hayatı var. Ben, federal merkezin doğru kararı-hayat boyu hapis- alacağını düşünüyorum. Bu bile onun için az. Ama ömür boyu hapis, bizim acılarımızı bir nebze azaltacak. Biz hakarete tahammül etmeyiz. Eğer karar alınmayacak olursa, sonuç kötü olacak. Onun hak ettiği cezayı alması için her kapıyı çalacağım. Ve bizim ordumuzun, güçlü ordumuzun da bu rezilliği üzerinden atması gerekiyor. ÖZ/FT