Dağıstanlı tutuklu gazeteci Abdulmimin Gaciyev, 190 gündür tutuklu bulunduğu demir parmaklıklar ardından mektup yazdı.
18 Haziran günü haksız şuçlamalar yüzünden tutuklanan Chernovik gazetesi dini haberler sorumlusu Gaciyev’den ilk mektup geldi.
Mektupta şunlar yazıyor;
Sözlerime Sovyetlerin Afganistan işgalini anlatan ‘Shantaram’ romanından bir kesitle başlamak istiyorum.
-Korkudan endişelendim ve savaşçının omuzuna elimi koydum.
Savaşçı nefes nefese kalarak “Ruslar her yerdeler” dedi.
“Rus casusları mı? Pakistan’ın her yeri mi? Karaçi mi?” Diye sordum.
Başını salladı ve tükürmek için uzaklaştı. Sonra şu sözleri ekledi.
-Çok tehlikeli sözler bunlar! Kimseyle sakın konuşma sakın!
Rusların gizli servisi ve casusluluğu çok uzun yıllara dayanıyor. Pratik deneyimleri uzun bir tarihe sahip bir devlet geleneği var. Devlet geleneği olan bu sistem 19. yy’ın başlarında tam teşekküllü bir sistem haline geldi. Rus casusları tarih kitaplarındalar, kurgu romanlarındalar ve gerçek hayatta da karşınızdalar. Hatta şuan karşınızda duruyor olabilirler.
Rus yasasında gizlilik ayrı bir organ. Hatta savcı ve hakimler üstü bir kurum. Gizli tanıklara olan güven herşeyin üstünde tutuluyor.
Elime ‘İki gizli tanığın raporu’ adlı ilginç bir dosya geçti. Bu dosya ben tutuklanmadan bir gün önce (13 Haziran akşamı) ortaya çıkmış. Dağıstan’dan Nadir ve Salman isimli iki kişi benim hakkımda bir araştırma dosyası oluşturmuş.
İki gizli tanık da, benim radikal İslam’ın destekçisi olduğumu, dinde aşırılık yanlısı düşüncelere ve tutumlara sahip olduğumu belirtmişler. Ardından, banka hesaplarımı 900 bin ruble bağışla doldurduğumu ve bu paranın en az 300 bin rublesini IŞİD’e yolladığımı yazmışlar. Verdiği bilgilerin de delillerle sabit olduğunu belirtmişler.
Salman kardeşim…
Şimdi bu satırları okuduğunda bana yalancı diyebilirsin. Sorguda imza atarken size bilerek yanlış ifade vermenin cezai sorumluluklarını hatırlattılar. Ancak siz defalarca yanlış ve yalandan oluşan hikayelere imza attınız. Siz ahlaki olarak bu yaptığınızı hiç sorguladınız mı? Vicdanınız nasıl buna izin verdi? Benim yapmadığım şeyler için neden yaptı dediniz?
Hadi şöyle yapalım Salman…
Bahar geldiği zaman,
güneş yeşillikleri yakmadığı zaman,
kelebekler sizin memleketinizin çiçeklerine konduğu zaman,
arılar vızıldadığı zaman…
ailenle tatile çık. İki çocuğunla ve eşinle birlikte köyündeki evine git. Telefonunu evinde bırakıp tüm gün çocuklarınla vakit geçir. Gün bitiminde çocuklarına yıldızları göster. Bolca muhabbet ettikten sonra da, ailene içeri girmelerini söyle ve yaklaşık 15 dakika boyunca kendinle yüzleş, sadece 15 dakika…
Bir zamanlar genç bir adam vardı. Onun sevgi dolu anne ve babası kendisinden destek bulmayı umarak yaşlanıyorlar. Ve bu adamın dört oğlu ve bir eşi var. Dört evladına çocukluktan itibaren iyi bir eğitim vermek için sabah akşam çalışıyor. Buradan hayatın üstlenmesi gereken bütün zorluklarını sırtlanmış. O adamın da bir ailesi, birçok arkadaşı ve işi var. O adamın okuyucularının gazetedeki köşesinde yazılarını yayınlanmasını bekleyen bir sürü okuyucusu var. O adamın her hafta arkadaşlarıyla halı saha maçı var.
Söylesene Salman, neden bunca yalanı söyledin?
Bu yalanların cezasız kalacağına dair güvenin nereden geliyor? Senin arkanda kim var?
Söylesene Selman, 900 bin Ruble mi topladım? Neden bir milyon demedin? Marketlerdeki gibi niye küsurat söyledin?
Yoksa pazarlama hamlesi mi yaptın Selman? 300 bin Ruble’yi IŞİD’e gönderdiysem geriye kalan 600 bin Ruble’yi ne yaptım?
Sana söyleyeyim kardeşim Selman! Bütün parayı evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıttım.
Sana ne kadar kardeşim desem de sen kötü birisin Salman! Aileni nasıl bu kirli parayla beslersin? İki çocuğunun olduğunu duydum. Yukarıda yıldızlar senin ve onların üstüne parlıyor. Köyün Untsukul’un böcekleri sana şarkı söylüyor. Sen nasıl bir casussun! Sen nasıl iğrenç bir insansın!
Kaynak: Chernovik