Kanunsuzluk perdesi: “Terörle Mücadele”
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Rusya direktörü ile ürkütücü insan hakları gerçeği hakkında.
Dünyada milyonlarca insan devlet veya devlet dışı silahlı oluşumların saldırganlığından mustarip. 93 ülkede adil yargılama hakkı ve adalet yok, 131 ülkede gözaltına alınanlar polis veya istihbarat birimlerinde işkence gördü. Kuzey Kafkasya’yı da içine alan Rusya’da da durum böyle. Bu bilgiler, saygın uluslararası insan hakları kuruluşu Af Örgütünün yıllık raporundan.
Kullanışlı “terörle mücadele”
Af Örgütü dünyanın 160 ülkesindeki insan hakları ihlalleri ile ilgili raporunu yayınladı. Bu yıllık yayın, farklı kıtalarda neler olduğunu, ne tür eğilimlerin bulunduğunu içeriyor.
İnsan hakları savunucularının düşüncesine göre Post-Sovyet coğrafyada temel dinamikler kriz ve Ukrayna’daki savaş. Ayrıca Rusya, Azerbaycan, Belarus ve Orta Asya ülkelerinde düşünce özgürlüğünün gerilemesi önemli bir etken.
Bir etken daha var. Af Örgütü Rusya temsilcisi Sergey Nikitin’in ifadesiyle, Amerika’daki 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra “terörle mücadele”, siyasi muhalifler, insan hakları savunucuları ve gazetecilere baskı ile soruşturma ve sorgulamada yasa dışı metotların kullanımının haklı gösterilmesi adına hükümetler için oldukça “kullanışlı” bir araç oldu.
Kavpolit ile görüşmesinde Nikitin “Birçok ülke teröre savaş açtı. Bu savaşın başlangıcı New York’ta düzenlenen saldırıydı. ABD ve müttefiklerinin ‘terörle mücadelesi’, onların ve diğer ülke iktidarlarının, ‘vatandaşların güvenliği için’ dedikleri kanunsuzluklar ve insan haklarını ihlallerine elverişli bir perde oluyor. Bu, fevkalade endişe verici bir eğilim. Çünkü insan haklarının ne demek olduğunu kavramayanlar, başka bir yerde başka bir zamanda bu ihlallerin kendilerine de yansıyacağını anlamıyorlar” dedi.
“Toplumun iyiliği için”
Sergey Nikitin açıklamalarına “İktidarın bu açıklaması, yani toplumun iyiliği için bazı küçük insan hakları kısıtlamasına izin verilebileceği tezi, insanlara gayet mantıklı geliyor. Terörizmle mücadelenin, Rusya Federasyonunda da insan haklarını kısıtlamak için kullanıldığı herkesin malumu. Özellikle sosyologların yayınladığı bilgilere göre, Rus vatandaşlar da bazı temel insan haklarından feragat etmeye hazır, çünkü söz konusu olan şeyin kendi güvenlikleri olduğunu düşünüyorlar. “Terörle mücadele”, tüm dünyada bazı bireylere işkence ve baskı için bahane olarak kullanıldı. Bu tür olayları bizler Rusya Federasyonunda da gördük” ifadeleriyle devam etti.
Af örgütünün raporundaki bilgilere göre, Rusya ve Orta Asya’da güvenlik birimleri mensupları daha ziyade terör veya ‘İslami’ oluşumlarla bağlantılı olduklarından şüphelenilen kişilere işkence uyguluyor.
Nikitin’in ifadesiyle devletler, herhangi bir konudan ötürü istenmeyen adam ilan edilen kişiyi karalamak için ‘isyancı ve teröristlerle’ ilişkili göstermeye çalışıyor.
Amnesty International Rusya temsilcisi “Çeçenya Cumhuriyeti liderinin, ‘Kalyapin’in birileri tarafından finanse edildiği veya onun direnişçileri finanse ettiğinden’ şüphelendiğine dair ifadesi hafızalarımızda. Çeşitli güvenlik kurumları yöneticilerinin, ‘bazı insan hakları kuruluşları terör örgütleriyle ilişki içinde’ şeklindeki belirsiz açıklamaları da aynı şekilde. Rusya Federasyonunun aşırılıkçılık ve terörizmle mücadele kanunlarının büyük bölümü de bu tür belirsiz ifadeler barındırıyor” tespitinde bulundu.
Af Örgütü raporunda insan hakları açısından Kafkasya’nın istikrarsız ve tehlikeli durumu vurgulanıyor. Bölgede silahlı gruplarla ve güvenlik güçleri arasında çatışmalar devam etti. Onlarcası sivil, 200’den fazla insan öldü.
İnsan hakları örgütü, Dağıstan, Kabardey-Balkar, Çeçenya ve diğer bölgelerde yürütülen özel operasyonlara yasa dışı gözaltı, işkence, kötü muamele, kayıp ve yargısız infaz vakalarının eşlik ettiğini ortaya koyuyor.
Bu arada, güvenlik güçlerinin bazen “sahnelenmiş çatışmalardan” yararlanabildiğini de eklemek lazım. Bu şekilde yargısız infaz “kamu görevlisinin yasal talebine mukavemet” maskesiyle gizlenebiliyor.
İktidardan katillere gizli mesaj
Nikitin’in tahminine göre, Kuzey Kafkasya’da ifade ve enformasyon özgürlüğüyle ilgili tablo oldukça ümitsizce gelişiyor: “Faaliyetlerinden dolayı şu veya bu şekilde mağdur olan birçok gazeteci ve insan hakları savunucusu biliyoruz. Yerel insan hakları savunucularıyla sıkı bir işbirliği içinde olan Kabardey-Balkarlı gazeteci Timur Kuaşev geçen yıl 1 Ağustos’ta ölü bulundu. Maalesef, önceki yıllarda işlenmiş olan Natalya Estemirova, Hacimurad Kamalov ve Ahmednabi Ahmednabiyev cinayetleri etkin bir şekilde soruşturulmadı, katillerin kimlikleri tespit edilmedi.
Haziran 2014’de beş kişi, araştırmacı gazeteci Anna Politkovskaya (Ekim 2006’da Moskova’da öldürüldü) cinayetinden hüküm giydi, ancak cinayet emrini verenler hala ortaya çıkarılmadı. Politkovskaya davası bizce bitmiş değil. Tetikçiler bulunmuş görünüyor ama emri kimin verdiği belli değil. Bu durumda oldukça tehlikeli olan dokunulmazlık hali ortaya çıkıyor. Eğer potansiyel kötülük, iktidarın gazetecilere yönelik saldırılara göz yumduğunu görüyorsa, bunu her şeyin serbest olduğu hakkında gizli bir sinyal olarak anlaması mümkün”.
İç karartıcı öngörüler
Af Örgütünün araştırma yaptığı ve adaletin sağlanmasının zor olduğu yüzde 58 arasında Rusya da bulunuyor.
“Mağdurların neredeyse tamamı yasal yollara ulaşımdan mahrum bırakıldı. Adalet sistemi ise etkisiz ve üst düzey siyasi baskıya (çoğunlukla gizli) maruz kalan bir sistem durumunda. Çeçenya’da Ramzan Kadirov suçluya verilen cezayı hafif bulduğu davalarda hakimleri ve jüri üyelerini açıkça azarladı” diyen Nikitin, Çeçen liderin direnişçi ailelerinin evlerinin yıkılması ve sürülmesi ile ilgili açıklamaları ile İşkence Karşıtı Komite Başkanı İgor Kalyapin’e diş bilemesini ‘kritik’ bir aşama olarak görüyor.
Sergey Nikitin “İnsan hakları ihlali seviyesi elbette her yerde farklı, ancak geleneksel olarak Af Örgütü insan haklarının tamamen kötü olduğu yerlerde herhangi bir derecelendirme yapmıyor. Bizim için her türlü ihlal kabul edilemezdir ve bununla mücadele etmek görevimiz” dedi.
Rusya, Ukrayna ve diğer eski SSCB ülkeleri genel perspektifte insan hakları alanında Af Örgütüne göre iç karartıcı. Kuruluşun analistlerine göre, Ukrayna’nın doğusunda sivil halk arasında kurban sayısının artması ve insani durumun ciddi şekilde kötüleşmesi riski var.
İnsan hakları savunucuları sonuç olarak, Rusya’daki ekonomik zorluklar ve Batı ile gerilen ilişkilerin, ülkede farklı düşüncelere karşı iktidarı daha tahammülsüz, daha baskıcı yapabileceğini belirtiyor.
Kaynak: Kavpolit
Çeviri: Ajans Kafkas