IŞİD Dağıstan’ı Tehdit Ediyor
Rus yetkililer, yeni yıl arifesinde Dağıstan’ın güneyinde gerçekleştirilen saldırının İslam Devleti’nin (IŞİD) işi olduğunu itiraf etmeye yanaşmıyor.
Ortadoğu’ya korku salan sözde İslam Devleti’nin hayaleti şimdi de Kuzey Kafkasya’ya sokuluyor.
IŞİD, 29 Aralık gecesi Dağıstan’ın güneyinde, Derbent’te, tarihi şehir surlarının içinde düzenlenen terör saldırısının sorumluluğunu üstlendi. Saldırganlar bir sınır muhafızını öldürdü, 11 kişiyi yaraladı.
Yetkililer, işin içinde IŞİD’in bulunduğunu yalanlamakta gecikmedi. Dağıstan Devlet Başkanı Ramazan Abdulatipov saldırının yerel militanlar tarafından gerçekleştirildiğinde ısrarcı idi. Saldırının sorumlusu olarak 31 yaşındaki Derbentli Abutdin Hanmagamedov gösterildi.
Ancak Hanmagamedov ve grubu geçen yıl IŞİD’e biat etmiş ve yakın zamanlı iki saldırıya daha imza atmışlardı. Yerel bir falcı ailesini öldürdüler ve görev başındaki bir grup itfaiyeciye saldırdılar. Talihsiz falcının öldürülmesi, Selefilerin paganlıkla mücadeleyi bırakmadığını gösteriyor.
Kafkasya’daki ana akım radikal İslami hareket yıllardan bu yana, bölgede doğan ve 1990’larda Çeçenya ve Dağıstan’da Moskova ile savaşan unsurların aşırı kesiminden güç alarak gelişen Kafkasya Emirliği olageldi. Fakat Kafkasya Emirliği’nin etkisi son zamanlarda iyiden iyiye azaldı ve IŞİD’e karşı çıkan son iki lideri de öldürüldü.
2014’te Dağıstanlı iki önemli Kafkasya Emirliği komutanı, IŞİD merkezine Skype görüşmesi vasıtasıyla biatlarını sundu. Önde gelen Çeçen komutan Aslan Butukayev 2015 Haziran’ında aynı şeyi bütün Çeçen direnişçiler adına yaptı. 5 Dağıstanlı imam da geçen yıl IŞİD’e bağlılıklarını ilan etti.
Geçen yaz IŞİD’in resmi sözcüsü Muhammed el-Adnani, ayrı bir birim olarak Kuzey Kafkasya vilayetinin kurulduğunu açıkladı.
IŞİD’in açıklaması Kuzey Kafkasyalı İslamcıların bundan böyle kendilerini sadece bölgesel oyuncular olarak değil, küresel cihadın parçası olarak görebileceğini belirtiyor. Finansal zorluklarla boğuştuğu bilinen IŞİD, ayrıca yurtdışındaki Çeçen ayrılıkçılardan maddi destek bulmayı da umuyor. Fakat bu pek mümkün görünmüyor.
Kafkasya Emirliği şu anda prestijini yitirmiş halde ve kriz içinde bulunuyor. Yine de yerini kesin olarak sözde İslam Devletine bırakması beklenmiyor. Birçok yerel savaşçı yabancı liderliğe itaat etmek istemiyor. Geçmişte, Çeçenlerin, kendilerini “kötü Müslümanlar” olarak gören Arapların mücadeleye müdahil olmasından duyduğu rahatsızlık nedeniyle Çeçen direniş saflarında birçok gerilim yaşandı.
Kremlin’in IŞİD’i Derbent’te turistleri hedef alan terör saldırısının faili olarak anmamak için gayet geçerli bir nedeni vardı. Aksi halde bu olay ve Ekim ayında Sina’da 224 kişiyi ölüme sürükleyerek düşürülen Rus uçağı, vatandaşlarının güvenliği korumaktan aciz olduklarına yorulabilirdi.
Aralık 2015’te IŞİD web sitesinde Moskova ve Kazan’ı kültürel köşe taşları, bir bakıma potansiyel hedefleri olarak gösteren bir video yayınlandı. Derbent’in meşhur turistik mekanı Narın-Kala surları da aynı kategoride yer aldı. Hanmagomedov’un grubu burada turistlere saldırmakla, Mısır’da ve Tunus’taki gibi, otel ve müzelerdeki turistleri hedef alan Ortadoğu’nun militanlarını taklit etmiş oldu.
IŞİD’in bölgeye nüfuz etme girişimi, çalkantılı Kuzey Kafkasya tarihine bakınca ancak yeni bir bölüm olarak görülebilir. Burası gönüllü kazanmak için verimli bir zemin ve yerel vatandaşların direnişe katılmak için pek çok sebebi var. Örneğin Dağıstan’da 17000 kamyon şoförü var ve bunların çoğu yeni ulaşım vergileri yüzünden dertli. Haksızlığa uğradıkları algısı bazılarının dine dönüşüne yol açabilir. Kuzey Kafkasya’da radikal İslam’ın yayılması temel olarak çeşitli çözümsüz sosyo-ekonomik problemler, yolsuzluk ve İslami muhalefeti bastırmak için alınan acımasız önlemlere bir tepki özelliği taşıyor.
Şimdi önümüzde duran soru şu: Suriye ve Irak’ta savaşmak üzere bölgeyi terk eden militanlar geri dönecek mi? Ve eğer dönerlerse ne olacak?
Abdulatipov’a göre Orta Doğu’da savaşan Rusya doğumlu birkaç bin kişi arasında 643 Dağıstanlı bulunuyor. (Dağıstan İçişleri Bakanlığındaki bazı yetkililer bu sayıyı 900’e kadar çekerken, bazıları da hala 2000 civarında sayı veriyor)
Polise göre 900’den fazla savaşçı bölgeye geri döndü. Gerçekte ise rakam çok daha büyük. Bu kişiler şimdiye kadar aktif bir pozisyon almadı. Fakat Irak ve Suriye’deki muharebe deneyimleri gelecekte önemli bir rol oynayabilir.
Eğer bunlar mücadeleye girişecek olursa, saldırılardan yerel gruplar mı yoksa IŞİD mi sorumlu sorusu akademik bir soru olmaktan öte bir anlam taşımayacak.
Kaynak: http://carnegie.ru/
Tercüme: Ajans Kafkas