Sır Kâtibi Muhammed Tahir el-Karakhi’nin Gözünden İmam Şamil

Özet

Muhammed Tahir el-Karakhi 1809/1882 yılları arasında yaşamış Dağıstan’ın ünlü İslam âlimlerindendir. O hayatınınfarklı dönemlerinde Dağıstan’da müftülük, kadılık ve İmam Şamil’in sır kâtipliği görevlerinde bulunmuştur. Karakhi önemli görevlerde bulunmasının yanı sıra başta İslami bilgiler fıkıh, Arapça dil bilgisi, mantık ve tarih alanında olmak üzere farklı alanlarda birçok eser kaleme almıştır. Şüphesiz Karakhi’nin kaleme aldığı eserler içerisine en önemlisi de tarih alanında yazmış olduğu “Barikatü’s Suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” ( Şamil’in Bazı Gazavatlarında Dağıstan Kılıçlarının Parıldaması) adlı eseridir. Karakhi bu eserini İmam Şamil’in sır kâtipliğini yaptığı sırada onun isteği üzere kaleme almıştır. Karakhi bu eserinde Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun Kuzey Kafkasya’yı işgali esnasında bağımsızlık mücadelesi veren İmam Gazi Muhammed, İmam Hamzat ve İmam Şamil döneminde gerçekleşen savaşların kroniğini ele almıştır. İmam Şamil’in uzun yıllar mücadelenin liderliğini yapması sebebiyle eserin büyük bir bölümü onun dönemini kapsar. Bu sebeple eser başta İmam Şamil ‘in dönemi, savaşları, liderliği ve faaliyetleri hakkında önemli bilgiler sunar.

Bizde Kafkas Vakfı tarafından 16 Şubat 2022 Çarşamba günü düzenlenecek olan Kafkas Hürriyet Ve İstiklal Mücadelesinin Önderi İmam Şamil adlı panele “Sır Kâtibi Muhammed Tahir el- Karakhi’nin Gözünden İmam Şamil” adlı konuyu ele almayı düşünüyoruz.

Anahtar kelimeler: Muhammed Tahir el-Karakhi, İmam Şamil, Kuzey Kafkasya, Çarlık Rusya, Milli Mücadele.

 

Giriş

18. yüzyıldan beri Çarlık Rusya sıcak denizlere hâkim olma düşüncesiyle bütün imkânlarını seferber ederek teçhizatlı ordusuyla Kuzey Kafkasya işgaline girişmişti. Bu işgal karşısında Dağıstan halkı birçok maddi imkânlardan yoksun olmakla beraber dağınık bir toplum yasına sahip olduklarından ötürü topluca hareket edemiyorlardı. Neyse ki Çarlık Rus ’ya işgaline karşı ortaya çıkan liderler etrafında birlik olma şuuruna eren Kuzeydoğu Kafkasya halkı vatanlarını dünya gündemini hayrete düşürecek bir şekilde savunmuşlardır. Çarlık Rusya’nın işgaline karşı Kuzeydoğu Kafkasya halkının ilk lideri İmam Mansur ( Uşurma ) dur. İmam Mansur önce Aldi Camii’nde imamlık yaparak vaaz ve hutbeleriyle dikkat çekti. İmam Mansur yaptığı vaazlar ve hutbelerde Çarlık Rusya’nın Kuzeydoğu Kafkasya işgaline karşı bütün hakların birleşmesinin gerekliğini ve bununda Allah’ın emri olduğunu bildirirdi. Bu esnada Çarlık Rusya İmparatorluğu İmam Mansur’un Kuzey Kafkasya halkları arasında Müslümanların kardeşlik anlayışıyla oluşturduğu birlik ve beraberlikten büyük bir endişeye kapılmıştı. Bunun için Ruslar İmam Mansur’u ortadan kaldırmak maksadıyla 1785 yılında ordularını Aldi’ya sevk ettiler.[1] Böylece İmam Mansur Rus ordusuna karşı silahlı mücadeleye başlamış oldu. İmam Mansur’un liderliğinde yapılan mücadele Rus ordusunu birçok bozguna uğratmakla beraber işgalin hızla ilerleyişini de durdu. Neticede Rus ordusunun 1791 yılında Osmanlı İmparatorluğunun himayesinde bulunan Anapa kalesini ele geçirdiğinde kalede bulunan İmam Mansur’da esir alınarak St. Petersburg’a gönderildi. İmam Mansur’dan Gazi Muhammed’e kadar Rus işgaline karşı ciddi bir direniş harekâtı olmamıştır. Gerçi Gazi Muhammed’den önce Ruslara karşı bağımsızlık mücadelesine girişen Taymin Biybolat 1824-1826 yılları arasında Rus General Yermolov’a karşı şiddetli bir direniş gösterse de bunda başarılı olamamıştır.[2] İmam Mansur’dan sonra onun gibi dini bir direniş harekâtı başlatan ilk İmam Gazi Muhammed olmuştur. İmam Mansur yaptığı gibi Gazi Muhammed de Çarlık Rus ordusuna karşı mücadele de liderliğe soyunduğunda ilk önce sohbetleriyle insanlara şeriatın hükümlerini yaşamaya davet eden nasihatlerde bulunmuş ve bu nasihatlerini içeren bir risale kaleme almıştır.[3] Gazi Muhammed’in ilk amacı bölgede şeriatı hâkim kılmaktı. Çünkü ona göre Rus işgaline karşı verilen mücadele gücünü şeriattan alması gerekiyordu. Böylece Gazi Muhammed halkı şeriata davet ederken aynı zaman da halkı Rus ordusuna karşı savaşa da davet ediyordu. Yani şeriat gazavâtı da kapsıyordu. İmam Gazi Muhammed çalışmaları kısa zamanda Kuzeydoğu Kafkasya da olumlu yankılar buldu. Bunun üzerine İmam Gazi Muhammed döneminde kendisine muhalif olan Kuzeydoğu Kafkasya halkları ve Rus ordusuyla birçok savaş meydana geldi. Bu savaşlar neticesinde Rus ordusunu birçok kez bozguna uğratsa da 1832 yılında meydana gelen Gimri savaşında Rus ordusu tarafından öldürüldü. İmam Gazi Muhammed’in ölümünden sonra onun yanında birçok savaşa katılan en sadık adamlarından biri olan İmam Hamzat seçimle Mücadelenin başına geçti. İmam Hamzat kendi döneminde Ruslarla hiç karşı karşıya gelmemişti. Onun faaliyetleri daha çok bölge halkını şeriata davet etmek ve kendisine muhalif olanlarla savaşmakla geçmişti. Kısa bir dönem mücadelenin liderliğini yapan İmam Hamzat bir Cuma günü cami de kendisine muhalif olan ve süt kardeşlerini öldürdüğünü öne süren Hacı Murat ve kardeşi Osman tarafından öldürülmüştür.[4] İmam Hamzat ’tan sonra 1834 yılında mücadelenin uzun yıllar liderliğini yapacak olan İmam Şamil geçmiştir. Kendinden önceki liderlerinde saflarında kahramanca savaş İmam Şamil kendi döneminde daha disiplinli bir şekilde mücadeleyi yürütmüştür. Birçok Rus generalini çaresiz bırakıp rütbelerinin sökülmesine sebep olan İmam Şamil Çarlık Rusya İmparatorluğu’nu uzun yıllar uğraştırmıştır. İmam Şamil liderliğinde çok büyük bir mücadele sergilense de bu dönemde 1859 yılında İmam Şamil Çarlık Rusya ordusuna esir düşmesiyle son bulur.

Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun işgaline karşı Kafkasya halkının İmamlar önderliğinde özelliklede İmam Şamil zamanındaki mücadeleleri ele elan birçok tarihi kaynak mevcuttur. Bu kaynaklar genel olarak Çarlık Rusya’ya ait resmi belgeler (askeri raporlar, askeri günlükler ve resmi mektuplar), bilimsel çalışmalar, dergi ve ansiklopedi niteliğindeki basın materyalleri ve dönemin tarihçileri tarafından yazılan eserlerden oluşmaktadır. Örneğin Çarlık Rusya’nın Kafkasya’yla ilgi en kapsamlı çalışması “Kafkasya Arkeoloji Komisyonu Tarafından Toplanan Belgeler”(Акты, Собранные Кавказской Археографической Комиссией)[5] isimli belgeler toplusudur. 1866 yılında Tiflis’te yayınlanmaya başlayan toplu on iki ciltten ibarettir. Topluda 1398 yılından 1892 yılına kadar Kafkasya ile ilgili resmi belgeler yer almaktadır.[6] Aynı zamanda bu topluda İmam Şamil dönemine kadar yapılmış yazışmaların orijinal metinlerine yer verilirken, İmam Şamil dönemine ait yazışmaların orijinal metinleri bulunmamaktadır. Çarlık Rusya tarafından Kafkasya halklarının tarihi, etnograf isi ve folkloru ile ilgili yapılan en önemli çalışmalardan biri de  “Kafkasya Dağlıları hakkında toplanan bilgiler”(Сборник Сведений О Кавказских Горцах) isimli kitap serisidir. Bu kitap serisi 1868 yılında Tiflis’te Rusça olarak yayımlanmaya başlamış ve bu süreç 1881 yılına kadar davam etmiştir.[7]Toplam 10 cilt olarak yayınlanan bu seride İmam Şamil’in mektuplarına yer verilmiştir. Yukarıda özetle verdiğimiz Çarlık Rusya’nın resmi belgeleri niteliğinde olan bu kaynakların yanı sıra Rus Generalleri ve aydınları tarafından ele alınan birçok eser de mevcuttur. Örneğin Kafkasya’daki Rusya’nın askeri-siyasi faaliyeti ile ilgili en önemli kaynaklardan biride Vasily Aleksandroviç Potto’nun “Kafkasya Savaşı”(“Кавказская война”)[8] isimli beş ciltlik eserdir. Rus-Kafkas savaşlarında bulunmuş olan ve generalliğe kadar yükselen Vasily Aleksandroviç Potto[9] eserine Kafkasya tarihi hakkında eski dönemlere ait bilgiler vererek başlar ve 1829 yılına kadar ki savaşlarla bitirir.[10] Rus-Kafkasya savaşlarına ait Rus kaynaklarının yanı sıra o dönemde Kafkasya’da bulunan yabancı seyyahlar tarafından yayımlanan eserler de önemli bilgiler içermektedir. Batılı araştırmacılardan konuyla ilgili kaynak oluşturacak çalışmalardan biride İngiliz yazar John F. Baddeley tarafından yazılan “Rusların Kafkasya’yı işgali (1720-1860)” adlı eserdir. Kafkasya’yla ilgili ilk dönemlerde önemli bir çalışma yapanlardan biride Fransız yazar Alexsandır Dumas’dır. Alexsandır Dumas 1858 yılının ortalarından 1859 yılının başlarına kadar Rusya’da ve Kafkasya’da bulunmuş[11] ve burada gözlemlediklerini de Kafkasya Seyahati (Macerası) adıyla kaleme almıştır.[12] Yukarıda özetle verdiğimiz yabancı kaynakların yanı sıra Kuzeydoğu Kafkasya’nın yerel halkı tarafından ele alınmış ilk el yerel kaynaklar maalesef yok denecek kadar azdır. Bunun birçok sebebi olmakla beraber en önemli sebebi Çarlık Rusya ordusunun baskısıdır. Örneğin Amri Şıhsaidov göre Kurban Ali el- Aşilti tarafından İmam Şamil dönemini ele alan “Aşilti’li Kurban Ali Tarihi”(“История Курбанали из Ашильты”) isimli bir eser olduğunu söyler.[13] Kurban Ali el- Aşilti bu eserini İmam Şamil’in Rus ordusu tarafından esir alınmasından sonra yakmıştır. Bunun sebebi de eserde ismi geçenlerin Ruslar tarafından tutuklanma endişesiydi.[14] Çarlık Rusya ordusunun Kafkasya işgali sırasında Dağıstan halkının durumunu, psikolojisini ve mücadelesini ele alan ilk el kaynak Muhammed Tahir el- Karakhi’nin “Barikatü’s suyufid-Dağıstaniyye fi gazavat aş-Şamiliyye”( Şamil’in bazı gazavatların da Dağıstan kılıçlarının parıldaması) adlı eseridir. Bizde bu makalemizde Muhammed Tahir el- Karakhi’nin hayatı ve onun 1827 ve 1859 yılları arasında Kafkas savaşları hakkında kroniğini ele alacağız.

 

  1. Muhammed Tahir el-Karakhi’nin Hayatı ve Eğitimi

Asıl ismi Muhammatilav olan Muhammed Tahir el Karakhi 1808 yılında[15] Dağıstan’da bulunan yerel yönetim sistemlerinden biri olan Karakhi icmasinin bünyesinde bulunan Julda (Çulda) aulun da veya kalesinde doğdu.[16]Rusların Kuzeydoğu Kafkasya’da idari uygulamalarından sonra Çulda aulu Gunib gazasına bağlanmıştır. Muhammed Tahir el- Karakhi’nin babasının ismi ise Hucalav’dır. Ali Kayayev’e göre Muhammatilav ismini İmam Şamil’in işaretiyle Muhammed Tahir olarak değiştirmiştir. Şihsaidov’un verdiği bilgilere göre Muhammed Tahir el- Karakhi küçük yaşından itibaren Dağıstan’ının önde gelen birçok âliminden dersler almıştır. Karakhi ilk önce Koroda köyünde “Maan” lakaplı Dağıstan’ın ünlü âlimlerinden olan Kurban Muhammed’den Arapça, yine aynı köyde bulunan Süleyman oğlu Hacı Muhammed Hoca’dan şiir nazariyesine dair dersler aldı. Daha sonra Gunuk köyünde bulunan Hacı Dibir’den felsefe, mantık, belağat, fıkıh ve tefsir dersleri aldı. Kendisi Moksaba köyünde bulunan Dağıstan’ın ünlü âlimlerinden olan Nur Muhammed’den gramer ve İslam ahlakı, İslam tarihi ve İslam hukuku derslerini ise Gagabliyet köyünde bulunan Dait Bek’ten almıştır.[17] Şihsaidov Karakhi’nin hocaları hakkında bu bilgileri verdikten sonra şöyle der: “Muhammed Tahir el-Karakhi’nin bir hocası onu okuttuktan sonra diğer bir hocayla istişare eder sonra gönderir ve bu böyle devam etmiştir”.

Muhammed Tahir el- Karakhi İmam Şamil’in yönetiminin hâkim olduğu Dağıstan’ın bazı bölgelerinde kadılık ve müftülük görevlerinde bulunmuştur. Yapmış olduğu devlet görevlerinde son derece başarılı olan Muhammed Tahir el- Karakhi İmam Şamil’in hocası ve aynı zamanda kayınpederi Şeyh Cemaleddin Gazikumuki’nin tavsiyesi üzere İmam Şamil’in sekreteri ve sır kâtibi olarak atanmıştır.[18] Bu atamanın 1850 yılında gerçekleştiğine dair kaynaklar mutabıktır.[19] Böylece Karakhi kendi memleketini terk edip Dargo’ya İmam Şamil’in yanına gitmiştir. Karakhi sadakatiyle, din âlimliğiyle, engin bilgisiyle ve tarihçiliğiyle İmam Şamil’i etkilemiş onun güvenini ve takdirini kazanmıştı. Bunun sonucunda da Karakhi İmam Şamil’in en sadık mahiyetlerinden bir olmuştu. Ali Kayayev’e göre Muhammed Tahir el- Karakhi İmam Şamil’in esaretine kadar, yani 1859 yılına kadar Dargo’da ikamet etmiştir.[20] Fakat diğer kaynaklara göre Muhammed Tahir el- Karakhi 1858 yılına kadar Dargo’da yani İmam Şamil’in yanında kalmıştır. Bu görüşte olanlara göre Karakhi 1858 yılında babasının ölümü nedeniyle kendi memleketi Çulda auluna dönmüştür. Barabanov’a göre Karakhi bilinmeyen nedenlerden dolayı bir daha Dargo’ya dönmemiştir. Hatta Gunib’inkuşatılması sırasında İmam Şamil’i teslim olmaya ikna için Ruslar tarafından gönderilen üç şahıstan biri olmuştur. Fakat bu amacı başarısızlıkla sonuçlanmıştır.[21]

1859 yılında İmam Şamil’in Günib’te Ruslara teslim olmasından sonra Karakhi Dağıstan Narodnoy Sud’un kadısı Murtaza Ali’nin vefatı üzerine Rus Hükümeti’nin talep ve ısrarı ile kadılık görevini kabul etmiştir.[22] Kendisinin bu görevi hangi şartlar altında kabul ettiği çok muammalıdır. Çünkü uzun müddet İmam Şamil’in yanında en üst düzey görevlerde bulunan bir şahsın bu görevi kabul etmesi akıllara Muhammed Tahir el- Karakhi’nin Rusların safına geçipte önceden savunduğu davasına ihanet mi etti sorusunu getirir. Burada şu belirtmek gerekir ki Ruslar bölgede itibarlı kimseleri taraflarına çekmeyi ve onları kazanmayı bir politika haline getirmişlerdi. Bu politika gereğince Karakhi’nin kazanımı Rusların işine yarayacaktı. Çünkü Karakhi’nin İmam Şamil ve taraftarlarının yanındaki saygınlığının yanı sıra bölge halkı üzerinde etkisi olan seçkin âlimlerden biri idi. Bu sebeple Karakhi’nin Rusya hükümeti adına kadılık yapması Rusların bölgede kendilerini kabul ettirmek ve varlıklarını meşrulaştırmak istemelerinden ileri geliyordu. Ruslar bunu da sadece Muhammed Tahir el- Karakhi üzerinden de yapmamışlardı. Çünkü Karakhi’ den önceki Kadı Murtaza Ali de İmam Şamil’in iyi bir taraftarı iken Ruslar tarafından kadı olarak tayin edilmişti.[23] Rusların ısrar ve çabalarıyla kadılık yapan Karakhi bu görevi de altı yıl yürüttükten sonra kendi rızası ile istifa etmiş ve memleketi olan Julda Aulu’na yerleşmiştir.

Muhammet Tahir el- Karakhi’nin vefatı Şıhsaidov’a göre Karakhi’nin Çulda aulundaki kütüphanesinde Habibullah’a ait bir el yazısında şöyle yazılmıştır: “O 1224 (Miladi1808) yılında doğdu, Zilhicce 22 1297( 25 Kasım 1880)’de sabaha doğru güneş doğduğu vakit öldü. Ve 73 yıl yaşadı.”[24]

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin Eserleri

Muhammed Tahir el- Karakhi ömrü boyunca ilimle meşgul olmuş ve bu engin ilminin semeresi olan fıkıh, belağat, mantık, edebiyat ve tarih alanında birçok eser kaleme almıştır.[25]

Muhammed Tahir el-Karakhi eserlerini Arapça yazmıştır. Kuzey Kafkasya’da birçok dil konuşulmasına rağmen genel olarak Arapça çok yaygındı. Bu yüzden Dağıstan’da resmi evraklar ve belgeler Arapça düzenlenirdi. Ve yine bu nedenle Dağıstan’da bütün mezar taşı yazıları Arapça olurdu.[26]Muhammed Tahir el-Karakhi’nin başlıca eserleri şunlardır:

  1. “Şerhu-l Mefruz ala Mueddi-il Furuz”eseri. Bu eser Dağıstan’da en çok okunan fıkıh kitabı olmuştur. Bu eseri diğer fıkıh kitaplarından ayıran özelliği müellifin tasavvuf konusuna ayrı bir bölüm ayırması olmuştu.[27]Bu eser Kırım’ın Bahçesaray şehrinde bulunan İ. Gaspıralı’nın Tercüman matbaasında 1321/1902 yılında basılmıştır. Bizzat incelediğimiz bu eser İtikatta (inanç) Eşari, fıkıhta ise İmam Şafii’nin görüşlerine göre yazılmıştır. Edebi yönü de bulunan Karakhi eserde şiirlerine de yer vermiştir.[28]
  2. “Tasrifu’l –Ma’kud Şerhu’l-Vasati’l-Maksud”eseri. Karakhi’nin bu eseri de Arapça eğitimi için medreselerde okutulan Arap dilinin kelime yapısıyla yani Sarf ilmiyle ilgilidir. 1876 yılında Dağıstan’da yayımlanan bu eser 13.yüzyılda yaşamış ünlü İslam âlimi İzzettin Zencani’nin Arap dilinin grameri konusunda yapmış olduğu “el-‘İzzi fi’t-Tasrif” adlı eserine yazılmış bir şerh niteliğindedir.[29]
  3. “Risaletun fi İlmi’l – Aruz ”eseri.

Muhammed Tahir el Karakhi Arap diliyle meşgul olduğu gibi Arap edebiyatıyla da meşgul olmuştur. Bununla da ilgili Karakhi bu eseri kaleme almıştır.

  1. Şamil Devleti’ndeki Cezalar ve Cerimeler eseri.

Bu eserde Şamil’in İmamet Devleti’nde uygulamaya koyduğu cezalar ve bazı suçlara karşı alınan nakdi ödemeler ele alınır.[30]

  1. “Ahsenu Delilin Bi-e’e azzi Te’vilin Lima Vaka’a fi Zemeni Şamuil” eseri.
    Kuzeydoğu Kafkasya halkının Rus ordusuna karşı mücadelesinde bazı âlimler Rus yanlısı tavır takınıp İmamları ağır bir şekilde eleştiriyorlardı. Hatta daha ileri giderek imamların yaptıklarının Şeriata uygun olmadığını bildiren vaazlar verip şiirler kaleme almışlardır. Bu âlimlerinden biri de Yusuf Kadı idi.[31]Dağıstan’ın ileri gelen âlimlerinden olan Yusuf Kadı Rusya İmparatorluğu’nun işgalini fatihane bulurken bu işgale karşı olanlara bozguncu gözüyle bakıyor ve onların yürütmüş oldukları mücadelenin şeri’ ata muhalif olduğunu ileri sürüyordu. Bu kadarıyla da yetinmeyen Yusuf Kadı mücadelenin lideri olan İmam Şamil’e karşı derin bir nefret beslemekle beraber onu hiciv eden şiirler kaleme almıştır. Yusuf Kadı İmam Şamil’in esaretinden sonrada yüreğinde ona karşı olan kin ve nefretini ifade eden Arapça bir manzume kaleme almıştır. Bu manzumede İmam Şamil şu şekilde hicvedilmiştir:

Her ne kadar onu İmam olarak tayin etmiş de olsalar, Şamil’in özelikleri toz toprak gibi değersizdir.

Gençlik zamanında lider oldu, çevreyi kapkara rezilliklerle doldurdu.

Haramları helal saymaktaki zafiyetinden dolayı gidişatı karanlık oldu ve Ruslara esir düştü.

Kim Allah’a karşı yalan söylerse Allah onu alçaltır, ömür boyu da esenlikle karşılamaz.

Yusuf Kadı’nın ilk dört mısrasını ele aldığım bu manzumesi 17 mısradan oluşmaktadır.[32]

Yusuf Kadı gibi düşünen bir âlimde Hacı Molla Tağı idi. Hacı Molla Tağı Kuzey Kafkasya’daki Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun işgaline karşı verilen mücadelenin liderlerine Gazi Muhammed’in ve İmam Şamil’in tutumlarının İslam karşıtı olduğunu ifade eden bir kitap kaleme almıştır. Hacı Molla Tağı bu kitabında İmam Şamil’i şeriattan uzak ve mürtet yani dinden çıkmış biri olarak adlandırır. Yine Molla Tağı İmam Şamil’in taraftarlarına silahlarını bırakıp Rus çarının merhametine sığınmalarını öğütlüyordu.[33]Yukarıda örnek verdiğimiz âlimler aksine Karakhi Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun Kuzey Kafkasya’da uygulamaya çalıştığı işgalci siyasete karşı çıkmıştır. Karakhi karşıt görüşte olan âlimlerin aksine İmam Şamil’in haklı olduğunu ve onun hareketinin yani gazavatın şeri ’ata uygun olduğunun ispatı için “Ahsenu Delilin Bi-e’ azzi Tevilin Lima Vaka’a fi Zememi Şamuil” isminde 13 sayfalık küçük bir risale yazmıştır.[34]

6.“Şerhu Sellemi’l-Münevrak fi İlmi’l-Mantık”eseri. Bu eserde Karakhi İslam medreselerinde okutulan mantık ilmiyle ilgili önemli hususları ele almıştır.[35]

  1. “Barikatü’s Suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” ( Şamil’in Bazı Gazavatlarında Dağıstan Kılıçlarının Parıldaması)eseri. Karakhi kronik veya gazavatname türünde yazmış olduğu bu eserinde Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun işgaline karşı Kuzey Kafkasya halkının 1827-1859 yılları arasında İmamlar önderliğinde vermiş oldukları bağımsızlık mücadelesini ele alır.

“Barikatü’s Suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” Eserinin yazılma süreci ve içeriği

Muhammed Tahir el- Karakhi “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” ( Şamil’in Bazı Gazavatlarında Dağıstan Kılıçlarının Parıldaması) adlı eserini İmam Şamil’in isteği üzere kaleme almıştır. Bunu Karakhi’nin oğlu Habibullah’tan öğreniyoruz. Habibullah eserin yazılışı hakkında babasından defalarca duyduğu sözleri şu şekilde nakletmiştir: “İmam Şamil babam Tahir’e “Benim zamanımda cereyan eden olayların hikâyesini kaydetmek istiyorum, ama çeşitli işlerim ve savaşlar sebebiyle vakit bulamıyorum” diye arzusunu söylemiştir. Bunun üzerine uygun bir kış mevsimi İmam Şamil’in kaldığı evde İmam ve babam bir araya geliyorlar. İmam Şamil olayları bizzat Arapça olmayan bir dilde babam Tahir’e yazdırıyor. Aynı gün öğleden sonra babam İmam Şamil’in anlattıklarını Arapçaya çevirip kendisine gösteriyor. Yazım işi de bu şekilde devam ediyordu.”[36]

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin oğlu Habibullah’ın eserin yazımıyla ilgili verdiği bilgilerin bir benzerini Dağıstan’ın ünlü yazarı Resul Hamzatov da “Benim Dağıstanım” adlı eserinde şöyle nakleder: “Şamil’in bir yazıcısı vardı: Muhammed Tahir el-Karakhi. Şamil onun hiçbir zaman tehlikeli yerlere sokmazdı. Ama Muhammed Tahir bu durumdan hiç hoşnut değildi. Birgün: İmam, dedi yoksa bana güveninmi yok? Beni de savaş meydanına gönder! Herkes ölse bile sen sağ kalmalısın. Tahir elde kılıç çarpışan savaşçılarımızdan yitenlerin yerlerine yenilerini buluruz, ama senden başka eli kalem tutanımız yok. Sen savaşlarımızın kitabını yazmayı sürdür” Muhammed Tahir kitabını bitiremeden öldü. Ama oğlu babasının işini sürdürdü. Bu kitabın adı şöyleydi: “İmamın Kılıcının Bazı Savaşlardaki Işıltısı”.[37]

İngiliz yazar Lesley Blanch ise “Cennetin Kılıçları” adlı kitabında Muhammed Tahir el- Karakhi hakkında düşüncelerini şöyle ifade eder: “Şamil’in gençlik zamanları ve savaş yıllarının çoğu haberleri biricik kaynaktan çıkmaktadır. Karakhi ’den Muhammed Tahir’in vesikaları, Tahir Şamil’in vefakâr bir maiyeti ve ellinci yılın başından beri onun sekreteriydi. Vesikalarının büyük kısmı Şamil’in esareti zamanında dikte etmesiyle yapılmıştır. Bu tarihi vesikalar Arapça yazılmıştır.  Ve esere Tahir’in ölümünden sonra oğlu Habibullah devam etti.[38] Yukarıda aktardığımız örneklerden anlaşıldığı üzere İmam Şamil sır kâtibi olan Muhammed Tahir el- Karakhi’yi Osmanlı Devleti’ndeki tabiriyle vakanüvis olarak tayin etmiştir. Burada vakanüvis kavramından biraz bahsedersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Arapça “vak’a” ile Farsça “nüvis” ( yazan, yazıcı) sıfatından meydana gelen bir tabirdir. Vak’anüvislik kurumu İslam Devletlerinde ve özelikle Osmanlı Devleti’nde resmi tarihçiliğin devlet kontrolünde yazılması ihtiyacından dolayı ortaya çıkmıştır. Eğer kişi devlet başkanının doğrudan atamasıyla yazım işlemini gerçekleştirdiği zaman vakanüvis, şifahi işaretiyle yaptığı zaman ise vakayi’nüvis olarak nitelendirilmişlerdir. Osmanlı devleti’nde vak’anüvisliğe getirilecek kimselerde öncelikle yetenek, marifet, kavrayış, sürekli tahrir ve “neşr-i ulumla iştiğal” gibi özelikler aranmıştır. Ayrıca şiir sanatında tanınmış kişilerin bu göreve getirildiği söylenebilir.[39] Muhammed Tahir el Karakhi’nin “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” ( Şamil’in Bazı Gazavatlarında Dağıstan Kılıçlarının Parıldaması adlı eserini İmamet Devleti’nin kurucusu olan İmam Şamil’in doğrudan isteği üzere kaleme alması ayrıca vak’anüvisliğe getirilecek kimselerde aranan şartlara sahip olması onu vakanüvis olarak tanımlamamızın apaçık ispatıdır. Ayrıca vakanüvisler genellikle her yılın başında kaleme aldıkları olayların pasajlarını padişaha sunmak üzere sadarete verirlerdi. Daha sonra eksikler varsa düzeltip tamamlanırdı.[40] Sözün burasında Karakhi ’de yazdıklarını İmam Şamil’e kontrol ettirirdi. Bunun sebebi de Karakhi’nin kaleme aldığı bu eser sadece İmam Şamil’e ait olan bilgilerden oluşmuyordu. Çünkü Muhammed Tahir el- Karakhi başta İmam Şamil’in askeri sekreteri olan Ali el- Çuhi’nin[41] bizzat tanık olduğu olaylara yer verdiği gibi savaşa katılan bazı kimselerin de bilgilerine başvurmuştur. Fakat İmam Şamil’in Ruslara esir düşmesinden sonraki kroniğe yapılan eklemeler tamamen kendi insiyatifinde olmuştur. Örneğin İmam Şamil’in Kaluga’daki esaretine dair bilgiler Abdurrahman el- Gazikumuki’nin yazmış olduğu hatıratından alınmıştır.[42]Barabanov Muhammed Tahir el-Karakhi’nin eserinin ana kaynaklarını şöyle özetler: “İmam Şamil’in hikâyeleri ve sohbetleri, askeri olayların görgü tanıkları, İmam’ın Naiblerle yazışmaları, diğer resmi belgeler ve birde yazarın kişisel görüşleri”.[43] Muhammed Tahir el- Karakhi 1850 yılında kaleme almaya başladığı bu önemli eserinin yazımına ’da 1880 yılına yani ölümüne kadar devam etmiştir. İlerde değineceğimiz gibi Karakhi’nin ölümünden sonra eser oğlu Habibullah’a inkilat etmiştir. Habibullah’ta bu esere uygun gördüğü eklemeler yapmıştır. Ama bu eklemelerin neler olduğu ya da ne kadar olduğu ve bu bilgileri kimlerden aldığı konusunda bir bilgide yoktur.

Muhammed Tahir el- Karahi’nin eserinin içeriğine geçmeden önce bu eserin hangi türden yazıldığını açıklamak bizce daha doğru olacaktır. Karakhi esere yazdığı mukaddimede kendisine ait bir bilgiye yer vermediği gibi esere aitte bir bilgiye yer vermez. Ama eserin içeriğini incelediğimiz zaman gazavatname türünden yazılmış bir eser olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Burada gazavatname’nin tanımını yapıp eserle karşılaştırdığımız zaman bu konudaki haklılığımızı ispatlayabiliriz.

Gazavat kelimesi “cenge gitmek”, “cenk etmek” manasına gelen gaza kelimesinin çoğuludur. Gaza ya da gazavat din düşmanlarıyla yapılan savaşları ifade eden “cihatla aynı anlamda kullanılmış ve bu anlam yaygınlaşmıştır.[44] Bunun için düşmanla yapılan savaşların anlatıldığı eserlere “gazaname” veya “gazavatname” denilir. Eğer eserde bir savaş konu edilmişse “gazaname” birden fazla savaş ele alınmışsa da buna “gazavatname denilir. Sözün burasında Muhammed Tahir el-Karakhi eserinde 1827 yılından 1859 yılına kadar Kuzey Kafkasya halkının İmamlar önderliğinde Çarlık Rusya’ya karşı yapmış oldukları bağımsızlık savaşlarını ele alır. Karakhi her iki taraf arasında vuku bulanan savaşları ele alırken bu savaşlar esnasında meydana gelen olaylara da yer verir. Karakhi bu savaşları cihat (gazavat) olarak adlandırırken gazavat taraftarlarını da mü’min, mücahit ve mürit olarak niteler. Karakhi gazavatı yürüten liderleri de çoğu yerde isimleriyle anarken onlardan “müceddid”,[45]  “mücahid”,[46]  “imam” ve “şeyh”[47]diye bahseder. Karakhi eserinde bu savaşların Şeri ’atı hâkim kılmak ve yurdularını bağımsızlığa kavuşturmak için yapıldığını işler. Hatta Karakhi Gazi Muhammed’in ortaya çıkışını şöyle niteler: “Cenab-ı Hakk, Dağıstan bölgesinde İslam dinini yenilemek ve şeriatı kalıcı bir hale getirmek istediği için Gimrivi namında bir müceddid ortaya çıkıp halka nasihatlerde bulunduğu gibi öğütler içeren bir risale ele aldı”.[48] Karakhi düşmanı yani Kuzey Kafkasya’yı işgale girişen Rus ordusunu da kâfir ve din düşmanı olarak nitelediği gibi bölge halkından olup Rus hükümetini destekleyenleri de “hain” ve “münafık” olarak isimlendirir. Kısacası bu eserde gazavatname de olduğu gibi din düşmanlarıyla yapılan savaşlar ele alınır. Yine gazavatname türü eserleri isimlendirmek müelliflerin tercihinin bir sonucudur. Karakhi’de eserini kendi isteği doğrultusunda “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” diye isimlendirilmiştir Karakhi eserine bu ismi vermekteki amacını eserine yazdığı mukaddimede şu şekilde açıklamıştır. “Ben de şu üç zevatın kahramanca yapmış oldukları savaşları anlatmak için bu eseri yazıp “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” diye isimlendirdim. Zira Şeyh Şamil Hazretleri, Gazi Muhammed ve Şehit Hamzat merhumların gazaların da bulunmuş ve o muharebelerde nice fedakârlıklar göstermiştir”.[49] Karakhi’nin eserine vermiş olduğu bu isim daha sonra eserin tercümesini yapanlar tarafından değiştirilmiş ve farklı isimlerle anılmıştır.

Karakhi’nin bu eseri gazavatname olduğu için diğer ilk el kaynaklar içerisinde türü bakımından tektir. Çünkü ilk el kaynaklar içerisinde bundan başka yazılmış gazavatname yoktur.

Muhammed Tahir el- Karakhi eserine bir mukaddime yazarak başlamıştır. Karakhi’nin yazmış olduğu bu mukaddime ise eserin Osmanlıca, Rusça ve Arapça tercümelerin hepsinde bulunur. İçerik olarak da hemen hemen aynıdır. Karakhi’nin eserinin Rusça ve Arapça tercümelerinde bulunan mukaddimesinde “Hamdele” (Allah’a hamd) ve “Salvele” (Peygambere salât) bulunurken Osmanlı Türkçesine yapılan tercümede bulunmaz.

Karakhi eserinin mukaddimesinde şu hususlardan bahseder.

  1. Çarlık Rusya İmparatorluğu’nun Dağıstan’daki işgalinden söz ederek şöyle der. “birkaç seneden beri Dağıstan bölgesinin çoğu Rusya’nın istilası altında ve halkı da o sömürgecinin ve zorbacının idaresi altında idi.[50]
  2. Karakhi bölge halkının Rusya’nın işgaline ve çoğunluğunun inancını oluşturan İslam dininin uygulamaları hakkında halkın tutumundan bahsederek bu durumu da şöyle ifade eder. Son zamanlarda yani 1820’li yıllarda Dağıstan halkının çoğu Rus yetkilileriyle görüşmeleri sonucu hatta onlardan rütbe ve makam aç gözlülüğünde bulunmalarından dolayı Müslümanlara büyük derecede pislik bulaştı ki yüce Şeri ’atın hükümlerini unutup yalnız ismen Müslüman kaldılar.[51]İçlerinden halkı uyaracak yani emr-i ma’ruf ve nehy-i münkere (iyiliği emir edip kötülükten sakındırmak) yetkili erdemli ve faziletli kimseler yetişmediği için ulema kılığındaki cahilleri genellikle Lezgistan’ın kadı ve hâkimleri, halkın yozlaşmasını devam ettirmeye ve Rusların zorbalıklarını ve zulümlerini onlara iyi gözükmek için adaletli diye söylemeye başladılar.[52]Halkta bunların sözlerine uyarak Ruslarla seviştiler. Çocuklarını Rusya’nın kurumlarına memuriyete gönderdiler. Rusya’nın âlem-i İslam’a karşı olan siyasetini hoş görüp onun askerleriyle birlik olup Müslüman memleketlere saldırdılar.[53]
  3. Karakhi Gazi Muhammed’in, İmam Hamzat’ın ve Şeyh Şamil’in ortaya çıkışından bahsederek bunu durumu da şöyle tarif eder. “Böyle bir hengâmede Cenab-ı Hak Hz. Peygamberin getirdiği yüce Şeri ’atın uygulama faaliyeti ve Dağıstan’daki unutulmuş hükümleri düzeltmesi için ilk önce Gazi Muhammed’i, ikinci Hamzat ve üçüncü olarak da Şeyh Şamil adlı üç muhterem zatı gönderdi”.
  4. Şeyh Şamil’in mücadelesinin ve savaşlarının İslam dünyasındaki etkisinden bahsederek şöyle der: “Özelikle Şeyh Şamil’in mücadeleri ve savaşları Müslümanlar arasında yayılıp, “Haremeyn-i Şerifeyn” ve Türkistan ve diğer İslam beldelerinin halkları daima onun başarısı için dua ederlerdi.[54]Bu duaların tesiri ve Allah’ın yardımı ile bunların yiğitliklerinden Rusya gibi kolay teslim olmayan bir hükümet korkar ve bir avuç dini bütün Müslümanlarla uğraşmaktan çoğunlukla aciz kalırdı”.[55]

Karakhi mukaddimesinin sonunu da şu sözleriyle bitirir: “Bende bu üç zevatın yiğitçe yapmış oldukları savaşları özetle içeren bu eseri yazıp, “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamiliyye” diye isimlendirdim. Çünkü Şeyh Şamil kendinden önce Gazi Muhammed ve Şehit Hamzat merhumların savaşlarında bulunmuş ve o savaşlarda nice fedakârlıklar göstermiştir.[56]“Vallahu ala ma yeşau kadir ve hüve ni’me’l- mevla ve ni’me’n – nasir” ( Allah dilediği her şeye güç yetirendir. Ve o ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.)”[57]

 

Muhammed Tahir el- Karakhi eserine yazdığı mukaddimeden sonra İmam Gazi Muhammed’in ortaya çıkışını, faaliyetlerini ve savaşlarını 10 başlık altında ele alır. Karakhi Gazi Muhammed’in dönemini anlatırken İmam Şamil’in onun yanındaki konumunu ve yapmış olduğu savaşlara da yer verir. Müellif Gazi Muhammed’in şehadetinden sonra mücadelenin ikinci lideri İmam Hamzat dönemindeki faaliyetleri ve savaşları dört başlık altında ele alır. Karakhi İmam Hamzat’ın şehadetinden sonra İmam Şamil dönemini de 61 başlıkta ele alır. Yazar İmam Şamil’in mücadelenin başına gelişini, faaliyetlerini ve savaşlarını yani esaretine kadar geçen zamanı kronik olarak ele alır.

Müellif Rus işgaline karşı mücadelenin liderliğini yapmış olan imamların geçmişleri hakkında bir bilgi vermez. Sadece mücadeleye başladıkları andan itibaren onların hayatına yer verir. Karakhi eserinde Kuzey Kafkasya halkının imamlar önderliğinde yapmış oldukları savaşları ele alırken Rusya cephesine yer vermez.

Karakhi kendi Kroniğinde beş tane şiire yer vermiştir. Bu şiirlerden biri Abdurrahman Suguri’ye[58] diğer dördü’ de kendisine ahittir.[59]Karakhi eserinde Şeyh Şamil’in bir topluluk karşısında terennüm ettiği ayetlere de yer verir.

 “Barikatü’s-Suyufi’d-Dağıstaniyye fi Ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” isimli eserin Yayın Süreci.

Muhammed Tahir el-Karakhi’nin “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamilliyye” eserinin Ruslar tarafından Arapça’dan Rusçaya tercüme yayım süreci Karakhi hayatta iken başlamıştır. Barabanov’a göre Gunib’in düşmesinden sonra General Lazaryev tarafından kroniğin bir nüshası Adolf Berje’ye hediye edilmiştir.[60]  Berje’de bu nüshanın üç bölümünü Rusça ’ya çevirmiş fakat bilinmeyen sebeplerden dolayı yayımlayamamıştır.[61]

Karakhi’nin Kroniğinin yayımlanması için ikinci teşebbüs Albay P.G. Prjeçlavskiy tarafından yapılmıştır. Derbend ilçesinin askeri komutanı olan Prjeçlavskiy bu eseri 1860- 1862 yılları arasında hızlı bir şekilde Rusçaya çevirmeye başlamıştır. Daha sonra çevirisini yaptığı eserdeki bilgilerin doğruluğunu teyit için Kaluga’da esir bulunan İmam Şamil’e götürmüştür. İmam Şamil ise gözlerinin iyi görmediğini ve Rusça bilmediğini mazeret göstererek çevrideki bilgileri teyit etmekten imtina etmiştir.[62]

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin ölümünden sonra eser oğlu Habibullah’a intikal etmiştir. Habıbullah da babasından kalan bu esere bazı eklemeler yaparak yayımlamak istemiştir. Ne yazık ki Habibullah’ın bu girişimi de diğerlerinde olduğu gibi olumsuzlukla sonuçlanmış ve yayımlanamamıştır. Bu da şöyle olmuştur. Habibullah 1902 yılında bu eseri Temirhanşura’ya götürerek Arapça yayımlamak istemiştir. Bunun için matbaanın sahibi Mirza Mavrayev’le tanışmış ve kendisine niyetini açıklamıştır. İncelemelerde bulunan Mavrayev eserin bu şekilde basımının imkânsız olduğu söylemiştir. Çünkü eserin bütün içeriği Ruslara karşı kin ve nefret, mücahidlere karşı ise derin bir muhabbet içermekteydi. Mavrayev bunu sebep göstererek eserin başlığı dâhil olmakla beraber bütün içerinde değişikliklerin yapılmasını öneriyordu.[63]Barabanov’a göre Mavrayev ’in bu önerisi üzerine Habibullah eserin içeriğinde bir takım değişiklikler yapmak için altı ay boyunca çalışmış ve çalışmasıyla ilgili sürekli Mavrayev’i bilgilendirmiştir.[64]

Habibullahı’n uyguladığı sansürden sonra kroniğin asıl ismi “Şamil’in Bazı Gazavatlarında Dağıstan Kılıçlarının Parıldaması” iken “Şamil Döneminde Dağıstan’da Olaylar” olarak değiştirildi. Onun uyguladığı sansür bununla da sınırlı kalmadı ve eserin içeriğinde Ruslara karşı kullanılan ifadelerde değiştirildi. Örneğin “Lanetli Argut” (Argut Başkan), “Vorontsov Köpeği”( Vorontsov Kocası), “Domuz Pullu”(Pullu’nun Başı), “Lanetli Kloki”(Kloki’nin Büyük Başı) ve “Kâfirler”(Ruslar), olarak değiştirildi. Bunula beraber Şamil’e karşı Ruslarla işbirliği yapan yerel beyler ve acımasız eylemlerde bulunan Rus generalleriyle ilgili bilgiler eserden atıldı. Bir de İmam Şamil’in bir daha Rusya ile savaşmayacağına dair Çar II. Alexander’e gönderdiği yemin mektubu ’da kroniğe eklendi. Fakat Habibullah ve Mavrayev’in tüm uğraşlarına rağmen 1904 yılında Çarlık Rusya’nın sansür kurumu bu eseri yine de “tehlikeli” görerek yayımlanmasına izin vermedi. Böylelikle bu önemli eser sansür kurulunun arşivine terkedildi.[65]

Karakhi’nin kroniği yayınlanması çeşitli nedenlerle Çarlık Rusya tarafından engellenmesine rağmen eserin el yazma nüshaları Kafkasya halkı arasında elden ele dolaşarak okunuyordu. Hatta bu önemli eserin el yazma kopyaları hacca giden bölge halkı tarafından Türkiye, Mısır ve diğer Arap ülkelerinde yayıldı. Böylece Muhammed Tahir el- Karakhi’nin bu önemli eserinden Rusya ve İslam dünyası bir nebze de olsa haberdar oldular.[66]

Barabanov’a göre “Barikatü’s-Suyufi’d-Dağıstaniyye fi Ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” isimli eser 1910 yılında ilk defa İstanbul’da bir şiir toplusu olarak yayımlanmıştır.[67] Şıhsaidov’da Barabanov gibi bu eserin ilk defa İstanbul’da 1910 değil de 1909 yılında bir şiir toplusu olarak yayımlandığını söyler.[68]Biz bu eserin İsam kütüphanesinde bulunan nüshasına ulaştık. Bu eser 1909 yılında Seyyid Tahir b. Abdürrahim b. Ali el- Rakkali Hüseyni tarafından “Matbaatü’l ihve” de basılarak yayımlanmıştır. Ali el- Rakkali’nin 23 sayfadan oluşan “Barikatü’s-suyufi’d-Dağıstaniyye fi Ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” adlı eserin içerisinde Arapça yazılmış şiirler bulunur. Hatta bu eserde Muhammed Tahir el- Karakhi’nin Çoka Kalesi olayı üzerine yazmış olduğu bir şiirde yer alır. Kısacası bu eser Muhammed Tahir el- Karakhi’nin yazmış olduğu eserle sadece isim benzerliği taşıyıp içerik olarak tamamen farklıdır.[69]

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin “Barikatü’s-suyufi’d-Dağıstaniyye fi ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” adlı eseri ilk defa 1914 yılında İstanbul’da yayımlanmıştır. Eserin İstanbul’a gelişi de Mehmet Akif Ersoy’un 5 Ocak-05 Mart 1913 tarihleri arasında Mısır ve Hicaz’a yaptığı ziyaret sırasında olur. Mehmet Akif ziyareti esnasında Medine’ye uğrar. Medine’de İmam Şamil’in “Cennetül Baki”de bulunan mezarını ziyaret eder. Daha sonra ise İmam Şamil’in Medine de bulunan oğlu ile görüşür. İmam Şamil’in oğlu iki el yazma eseri Akif’e verir. Mehmet Akif’te eseri İstanbul’a dönünce incelemesi için Tahir Olgun’a verir. Bundan sonrasını da eserin Osmanlı Türkçesinde yapılan tercümesine mukaddime yazan Tahir Olgun şöyle yazar: “Mehmet Akif Medine’den İstanbul’a döndüğün’de daha önce basılmamış iki eser bana verdi eserleri iyice gözden geçirdim ve birinin Arapça yazılmış diğerinin de ondan Osmanlı Türkçesine tercüme olduğunu gördüm der. Arapçasının Dağıstan’ın ulema-yı fazılasından Muhammed Tahir el- Karakhi tarafından yazıldığını adının “Barikatü’s-suyufi’d-Dağıstaniyye fi ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” olduğunu söyler. Tahirül Mevlevi Osmanlı Türkçesi tercümesi’de “Mezaku’l – ervah Şa’şa’atü’s-silah” (kılıçların şakırtısından ruhların zevk alışı) adında olup Dağıstan ulemasından ve Medine’de ikamet eden Abdülhamid bin Abdullah el-Şekii tarafından yapılmıştır. Lakin mütercim merhum Osmanlı Türkçesini iyi bilmediğini ve eski usule uygun olarak yazdığını söyleyen Tahirül Mevlevi Osmanlı okuyucularını Şeyh Şamil’e ait bir menakıbnamenin okunup anlaşılmasından mahrum bırakmamak için bugünkü şiveye göre sadeleştirmeye ve anladığım kadar okuyuculara anlatmaya karar verim der”.[70]

Yukarıda belirttiğimiz gibi Tahirül Mevlevi eserinin iki isminden bahseder. Birinci isim eserin müellifi olan Muhammed Tahir el- Karakhi tarafından verilen “Barikatü’s-suyufi’d-Dağıstaniyye fi ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” dir. İkincisi ise eserin Osmanlı Türkçesine tercüesini yapan Abdülhamid bin Abdullah el-Şekii’nin adlandırdığı “Mezaku’l – ervah Şa’şa’atü’s-silah”) ismidir. Ama Tahirül Mevlevi bu iki isimden de bağımsız kalarak eseri “Şeyh Şamil’in Gazavatı” olarak adlandırır. Ve nihayet bu önemli eser tarafından “Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı” adıyla Sebilürreşad Kütüphanesi Neşriyatının 24 sayılı kitabı olarak Daru’l-Hilafe’de Matbaa-i Amide Hicri 1333 Miladi 1914 yılında 216 Sayfa olarak yayımlanmıştır.[71]

Tahirül Mevlevi tercüme ettiği esere yazmış olduğu mukaddime özetle şunlara yer vermiştir. Dağıstan savunucularından Şeyh Şamil gibi bir mücahidin namını içimizde işitmeyen yoktur sanırım. Fakat Rusya gibi zorlu bir hükümeti çeyrek asırdan fazla uğraştıran bu İslam kahramanının menakıbı-ı hamasetini lakıyla bilenimiz de nadirdir zannederim. Biz nedense bizden öncekilerin hayatlarına hiç ehemmiyet vermiyoruz. Bundan dolayı da birçok insanımızı tanıyamıyor ve onların övünülecek şahsiyetlerinden haberdar olamıyoruz. İşte bu umursamazlığımız sebebiyle şahsiyetini tamamıyla bilemediğimiz ve icraatını öğrenemediğimiz ümmetin büyüklerinden biri de Şeyh Şamil hazretleridir. Başkaları için bir şey diyemem ama ben kendisine mukaddes bir sevgiyle muhabbet duyduğum halde onun hayatına dair Türkçe yazılmış belli başlı bir esere rastlamadım. Yalnız Ahmet Midhat Efendi merhum tarafından yazılan İmam Şamil’e ünlü gaziye atıfta bulunan “Konak” hikâyesiyle, “Kamusü’l-a’lam”ın şu satırlarını okudum der.[72]

Tahirül Mevlevi’nin bahsini ettiği “Konak” diğer bir adıyla “Konak Yahut Şeyh Şamil’in Kafkasya Muharebelerinden Bir Garip Hikâye” adlı eser Ahmet Mithat Efendi ile Vizantel Efendi 1879 yılında Almancadan Osmanlı Türkçesine tercüme edilmiştir.[73]Alman yazar Adolf Mützelburg ’un Amerikalı bir seyyahın dilinden Kafkasya’da yaşadığı olayları dile getirdiği bu eser Kafkasya’ya ve İmam Şamil’e ait Osmanlı Devletinde ilk müstakil eserdir.

Tahirül Mevlevi “Kamusü’l-a’lam”ın bir de bir dostunun Laros’tan tercüme etmiş olduğu İmam Şamil’e ait bir maddeyi okuduğunu söyler. Bu iki ansiklopediden okuduğu maddelerin içeriğine yer veren Tahirül Mevlevi şöyle der: “O büyük mücahid hakkında şu kadarcık malumat o da yanlış olmak şartıyla, bizim için pek küçük hatta pek küçüklük değilmi? İnsaf ve itiraf edelim ki, evet!”.[74]

Tahirül Mevlevi’nin yanlışlık olarak bahsettiği konu Laros’ta İmam Şamil hakkında yazılmış olan madde de verilen bilgidir. Laros’ta İmam Şamil’in 1871 yılında Mekke’de vefat ettiği yazılmıştır.[75]Hâlbuki İmam Şamil Tahirül Mevlevi’nin de mukaddimesinde dipnot vererek düzelttiği gibi 16 Şubat Çarşamba günü akşam ezanına çeyrek kala Mekke’de değil “Medine-i Münevvere” de vefat edip, Cennetü’l Baki mezarlığında Kubbe-i Abbas civarında defin olunmuştur.[76]

Tahirül Mevlevi esere yazdığı mukaddimede Muhammed Tahir el- Karakhi hakkında sadece yukarıda aktardığımız gibi Dağıstan’ın ulemayı fazılasındandır der ve onun hakkında başka bir bilgi vermez. Yine Tahirül Mevlevi, Mehmet Akif’in eseri İmam Şamil’in hangi oğlundan aldığını ya da eseri hediye edenin eser hakkında bir malumat verip vermediğinden de bahsetmez. Ayrıca Tahirül Mevlevi yazdığı mukaddimede Mehmet Akif’in kendisine verdiği eserin Arapça ve Osmanlı Türkçesi nüshalarının akıbetleri hakkında da maalesef bir bilgiye rastlamadık.

Mehmet Akif’in Medine’den getirdiği eserin asıl nüshası hakkında önemli bir bilgiye İbrahim Öztürkçü’nün “Berlin Caddelerinden Necid Çöllerine Mehmet Akif” adlı eserinde yer verir[77]. İbrahim Öztürkçü Akif’in Medine’den İstanbul’a getirdiği Muhammed Tahir el- Karakhi’ ye ait bu önemli esere dair şu bilgilere yer verir: “Mehmet Akif Medine ziyaretinde Şeyh Şamil’in oğlu Mehmed Paşa ile görüşmüş, Paşa’nın babasına ait olan iki kitabı İstanbul’a getirmiştir. “Barikatü’s-Süyufi’d Dağıstaniyye fi Gazavati’ş Şamiliyye” isimli ve Arapça olup Dağıstan ulemasından Muhammed Tahir el- Karakhi tarafından yazılan eseri, Ömer Rıza Doğrul Sebilürreşad Kütüphanesi neşriyatının 24. Olarak Hicri 1333’de Şeyh Şamil’in Gazavatı ismiyle tercüme etmiştir[78].”

Burada İbrahim Öztürkçü’nün ifade ettiği gibi eser Ömer Rıza Doğrul tarafından değil, yukarıda ifade ettiğimiz gibi esere mukaddime de yazan Tahirül Mevlevi tarafından tercüme edilmiştir. İbrahim Öztürkçü’nün yukarıda aktardığımız bilgilerin devamında bu önemli eserin Arapça aslı ile tercümesinin Fatih yangınında kül olduğunu aktarır.[79]

Tahirül Mevlevi’nin tercümesini yaptığı bu eserin içeriğinin tamamı Muhammed Tahir el- Karakhi tarafından yazılmamıştır. Eserin 1827 yılından yani Gazi Muhammed’in ortaya çıkışından Şeyh Şamil’in oğlu Cemaleddin’in Çarlık Rusya’ya amanata* verilmesinden geri dönmesine Kadar yani 1854 yılına kadarki olaylar Muhammed Tahir el- Karakhi tarafından yazılmıştır. 1854 yılından Şeyh Şamil’in vefatına 1871 yılına kadarki olaylarda eserin ilk Osmanlı Türkçe tercümesini yapan Abdülhamid bin Abdullah el- Şekii tarafından yazılmıştır. Abdullah el- Şekii’de bu olayları Medine’ye gelen ziyaretçilerden bir de Şeyh Şamil’in esaretinden sonraki olaylara dair Hedanlı Hacı Muhammed’in Arapça bir risalesini Osmanlı Türkçesine çevirmiştir.[80]

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin eserine Çarlık Rusya döneminde olan sıkı sansür uygulamasının aksine Sovyet Rusya döneminde daha iyimser yaklaşımlar olmuştur. Karakhi’nin eseriyle ilgili ilk akademik çalışma 1920’li yıllarda Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi Dağıstan Şubesi tarafından yapılmıştır. Şube bünyesinde çalışan Hasan Mallaçihan tarafından kronik Rusça ’ya tercüme edilmiştir. Mallaçihan yaptığı tercümenin yanı sıra esere bazı şerhler de yazmıştır. Bu eser Alibey Alibeyoviç Taho-Godi’nin editörlüğünde “Üç İmam” adı altında 1927 yılında Mahaçkale şehrinde yayımlanmıştır.[81] Fakat birçok akademisyen bu tercümenin çok zayıf olduğunu iddia etmiştir. Yılmaz Nevruz’a göre: “bu tercümenin yayınlanması büyük hatadır. Araştırmacıların bu tercümeyi kontrol etmeden kaynak göstermeleri de daha büyük bir hatadır”.[82]

Bu başarısız tercümeden sonra Karahi’nin kroniği ile ilgili çalışmalar 1930’lu yıllarda tekrar gündeme gelmiştir. Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi Doğu Elyazmaları Enstitüsü’nde çalışan Ordinaryüs Profesör İgnati Yuliyanoviç Kraçkovski bu eserle ilgilenmeye başlamıştır. Kraçkovski ilk önce olarak İmam Şamil’in mektuplarıyla ilgili iki makale yayımlayarak kroniğin doktora tezi olarak çalışılmasını gündeme getirmiş ve bunun elzem olduğunu ifade etmiştir.[83]Bunun üzerine 1938 yılında Kraçkovski kendi danışmanlığında bu eseri Aleksandr Mihayiloviç Barabanov’a doktora tezi olarak çalıştırmaya başlamıştır. Tezin bitmesinden sonra Kraçkovski bunu üç cilt: ana metin, çeviri ve akademik değerlendirme olarak yayımlamayı düşünmüştür.[84]

Barabanov hocasının belirlediği doktora tezi için çok sıkı bir şekilde çalışmalar sürdürüyordu. Bu maksatla Barabanov esere dair bilgiler edinmek ve yeni kaynaklar tespit etmek için Dağıstan bölgesinde saha araştırması yapmıştır. Bu araştırmalar sonucunda Barabanov Dağıstan’daki Arapça kaynaklarla ilgili bir makale kaleme almış, fakat bu makale onun vefatından sonra yayımlanmıştır.[85]

Barabanov Karakhi’nin kroniğinin Arapçadan Rusçaya çevirisini 1940 yılında tamamladı. Bu tercümede Kraçovski’nin önsözü ve Barabanov’un yazmış olduğu 23 sayfalık giriş metniyle beraber 1941 yılında Leningrad (St. Petersburg) Naziler tarafından kuşatılması sırasında yayımlandı.[86]Bu eser yayımlanmadan önce Barabanov İkinci Dünya Savaşında Nazilere karşı savaşırken hayatı kaybetmiştir.[87]Bu nedenle Barabanov yayımlanan eserini görmediği gibi hedeflediği çalışmasını da tamamlayamamıştır. Fakat Barabanov’un yarım kalan çalışmasını A. N. Genko devam etmiştir. Bunun üzerine Genko Barabanov ’un hedeflediği şekilde eseri tamamlamıştır. Böylelikle eser yeni versiyonla 1946 yılında Leningrad’a yayımlanmıştır.[88]  Karahi’nin eseri 1946 yılından sonra 1990 yılına yani Sovyet Birliği’nin yıkımına kadar yayımlanmamıştır.

Günümüz Rusya’da Yapılan Çalışmalar.

Muhammed Tahir el- Karakhi’nin kroniği ile ilgili günümüz Rusya’da yapılan ilk çalışmalar 1990 yılından itibaren başlamıştır. İlk olarak Hasan Mallaçihan tarafından 1927 yılında yayınlanan “Üç İmam” adlı eser 1990 yılında Mahaçkala’da tekrar yayımlanmıştır.[89] Muhammed Tahir el- Karakhi’nin A. Barabanov tarafından yayımlanan kroniği Timur Aytberov tarafından yapılan yeni bir yorumla 1990 Mahaçkala’da “Şamil’in Dağıstan’daki Bazı Savaşlarda Kılıçların Parlaması” ismiyle yayımlanmıştır.[90]Bu eser 1998 yılında Mahaçkala’da tekrar yayımlanmıştır.

Bu dönemde Karakhi’nin sözü edilen eseri hakkında kitap ve makale bazında ilk çalışma yapan araştırmacı Amri Şıhsaidov’dur. Şıhsaidov’un bu çalışması “Muhammed Tahir el- Karakhi (1809- 1880)” adıyla 2010 yılında yayımlanmıştır.[91]Şıhsaidov bu eseri Muhammed Tahir el- Karakhi’nin şeceresi, hayatı, eserleri ve onun kroniği hakkında önemli bilgiler içerir. Şıhsaidov çalışmaları için birçok defa Karakhi’nin köyü Çulda’da bulunmuş ve orada önemli araştırmalar yapmıştır. Ayrıca Şıhsaidov Karakhi’nin Çulda köyünde bulunan ve akrabası Abdullah Abdullayev tarafından korunan kütüphanesinin bilimsel çalışmalara kazandırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Şıhsaidov Karakhi ile ilgili çalışmalarına ölümüne kadar devam etmiştir. Şıhsaidov’la beraber Hacı Hamzatoviç Hamzatov,[92]  Mogomed Said Saidov, M. H. Haydarbekova, V. G. Hacıyeva, M. G. Nurmuhammedova, A. G. Güseynayeva, H. M. Omarova, Timur Magomedoviç Aytberov[93] ve Natalya Amirovna Tahirova[94] Karakhi’nin hayatı ve onun eserleri ile ilgili çok önemli çalışmalar yapmıştırlar.

Muhammed Tahir el- Karahi’nin hayatı ve onun kroniğinin bazı kısımları Rusya Federasyonu’nun çeşitli üniversiteleri ve Rusya İlimler Akademisi Dağıstan İlmi Merkezi’nin bünyesinde bulunan çeşitli enstitüler tarafından yapılan doktora tezine konu olmuştur. Bu konuyla ilgili Raziyet Abakarova,[95]Ramiz Gaşimov,[96]  Rüstam Tovsultanov,[97]Vadim Munayev[98] ve İslam Musayev,[99]tarafından yapılan doktora tezleri tarafımızdan incelenmiştir.

 

Günümüz Türkiye’sinde Yapılan Çalışmalar

Günümüzde Muhammed Tahir el- Karakhi’nin bu önemli eseri hakkında ki çalışmalar sadece Mevlevi’nin yapmış olduğu Osmanlı Türkçesi tercümesinin Türkiye Türkçesin aktarımıdır. Bir çalışmada Karakhi’nin bu eserinin Avarca versiyonunun Türkiye Türkçesine çevrilmesi olmuştur. Hâlihazırda Mevlevi’nin tercümesini esas alarak Türkiye Türkçesine dört yeni eser kazandırılmıştır. İlk çeviri 1987 yılında Tarık Cemal Kutlu tarafından yapılmış ve “İmam Şamil’in Gazavatı” adı ile Gözde kitaplar yayınevi tarafından yayımlanmıştır.[100] Yalnız kitap ciltlenirken içine başka bir roman karışmış ve kitabın bütünlüğü bozulmuştur. Aynı kitap “Şeyh Şamil’in Cihad Hatıraları” adıyla Sadettin Doruklu tarafından 1997 yılında sadeleştirilerek Seha neşriyat tarafından yayımlanmıştır.[101]Görüldüğü üzere yazar kitabın başlığını değiştirerek yayınlamıştır. Sonraki yıllarda Hacı Ahmet Özdemir tarafından Türkiye Türkçesine göre sadeleştirilerek “Şamil’in Kâtibi M.Tahir el- Karakhi’nin Kaleminden İmam Şamil’in Hatıratı” adıyla 2002 yılında yayımlanmıştır.[102] Özdemir’de eserin ismini orijinal isminden farklı bir şekilde verdiği gibi eserin içerisindeki başlıkları da içeriğe uygun bir şekilde değiştirmiştir. Yine Özdemir eserde anlatılan konulara dair John F. Baddeley’in “Rusların Kafkasya’yı İstilası ve İmam Şamil” adıyla Türkçe ’ye kazandırılan eserinden dipnotlar vererek karşılaştırma yapmıştır. Diğerlerinden farklı olarak Ensar Köse eseri Türkiye Türkçesine çevirmemiş bilakis eserin Osmanlı Türkçesindeki baskısının tam transkripsiyonu nu günümüz harfleriyle yazmıştır. Yazar eserde geçen ve anlaşılması güç olabileceğini düşündüğü kelime ve ifadelerin, sayfa altlarında dipnot şeklinde Türkçe açıklamalarını vermiştir. Bu çalışma “Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı” adıyla 2015 yılında yayımlanmıştır.[103]

Karakhi’nin kroniği 1990 yılında Timur Aytberov’un düzenlemesiyle tekrar olarak Mahaçkala’da Rusça yayınlanmış ve daha sonra ise Rusçadan Avarca’ya tercüme edilmiştir. Avarca versiyonu Cafer Barlas tarafından “Dağıstan Kılıçlarının Parlaması ”adıyla Türkçe yayımlanmıştır.[104] Cafer Barlas’ın bu eserinde üç bölüm bulunmaktadır. Birinci bölüm Nur Muhammed Muhammed tarafından yazılan “İmam Gazi Muhammed”[105]ikinci bölüm Muhammed Tahir el- Karakhi’nin “Barikatü’s suyufid –Dağıstaniyye fi Gazavat aş- Şamilliyye”[106] adlı kroniği, üçüncü bölüm ise Dağıstan’ın günlük gazetesi olan “Hakikat Gazetesi” ve “Bizim Dağıstan”  isimli dergide yayımlanan İmam Şamil’in mektupları yer alır. Karakhi’nin burada bulunan eseri 1827 yılından 1859 yılına kadar olan olayları ele alır.[107] Bu eserin Mevlevi’nin tercüme ettiği eserle içerik bakımından benzerlik varsa da bazı değişiklerde söz konusudur.

Yaptığımız çalışmalar sonucunda Kamran Abdullayev,[108] Özgür Türker[109] ve Yılmaz Nevruz[110] tarafından yayımlanan makalelerde Karakhi’nin kroniği ile ilgili kısa bilgilere yer verildiğini tespit ettik. Muhammed Tahir el- Karakhi Rusya’da birçok teze konu olmasına rağmen ülkemiz de ilk defa bu makalenin yazarı tarafından 2021 tarihinde yüksek lisans tezi olarak kaleme alınmıştır.

 


SONUÇ

Muhammed Tahir el- Karakhi 1808-1882 yılları arasında yaşamış Dağıstan’ın ünlü İslam âlimlerinden biri olmakla beraber çok yetenekli kronik yazarıdır. İmam Şamil’in sır kâtibi, İmamet Müftüsü ve kadısı görevlerinde bulunan Karakhi bir dönem Çarlık Rusya’nın kadılık görevini de yapmıştır. Karakhi ömrü boyunca tefsir, fıkıh, siyer, gramer, edebiyat, mantık ve tarih alanın da birçok eser kaleme almıştır. Bu önemli eserlerin birçoğu günümüze kadar ulaşmıştır. Kendisinin günümüze ulaşan eserlerinin en önemlisi de İmam Şamil’in isteği üzere kaleme aldığı “Barikatü’s-Suyufi’d-Dağıstaniyye fi Ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye” adlı eseridir. Üç bölümden oluşan bu eser kronik özelliğine sahiptir. Eserin asıl kaynaklarını İmam Şamil’in Çarlık Rusya ya karşı yapmış olduğu Milli Mücadele ile ilgili hatıratları, askeri olayların görgü tanıkları, İmam’ın Naiblerle yazışmaları, diğer resmi belgeler ve bir de yazarın kişisel görüşleri oluşturmaktadır.  Karakhi gazavatname türünde yazdığı bu eserinde 1827 yılından Gazi Muhammed’in ortaya çıkışından 1859 yılına kadar yani İmam Şamil’in Rus ordusuna esir düşüşüne kadar meydana gelen savaşları sırasıyla kaleme almıştır.

Karakhi tarafından yazılan kronik İmam Şamil‘in Ruslara karşı mücadelesinin ilk el yerel kaynak olma özeliğine sahiptir. Müellif bu önemli eseri hayatta iken yayımlamayı istese de başaramamıştır. Karakhi’nin vefatından sonra bu kronik oğlu Habibullah’a miras kalmıştır. Habibullah Dağıstan’ın Temirhanşura (Buynaksk) şehrindeki “al-Matbaa al-İslamiya” matbasının sahibi Mogomed Mirza Mavraev vasıtasıyla Kroniği yayımlamak istediği başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Fakat Habibullah’ın eseri yayımlamak isteği eseri içerik bakımından zarara uğratmıştır. Eserde kullanılan isimlerde tahrifatla beraber bazı eklemeler yapılmıştır. Bu bakımdan eserin orijinalliği konusunda farklı fikirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Eserin farklı versiyonların olmasına rağmen orijinalliğini kaybetmemiş ve İmam Şamil önderliğinde Kuzeydoğu Kafkasya’daki Milli Mücadelenin öğrenilmesi bakımından eşsiz bir yere sahiptir.

Sonuç olarak Muhammed Tahir el Karakhi tarafından kaleme alınan kronik 1827-1859 yılları arasında Çarlık Rusya’ya karşı İmamlar önderliğinde Kuzeydoğu Kafkasya’da yapılan Milli Mücadelenin hangi koşulllarda yapıldığını öğrenmemiz bakımından en önemli ilk yerel kaynaktır. Bu eser akademik camia ile tanışmasına kadar çeşitli badireler atlatmasına rağmen önemini kaybetmemiştir. Kronik ile ilgili Türkiye ve Rusya’da farklı akademik çalışmalar yapılmasına rağmen elle tutulacak kapsamlı çalışmalar yeni yeni gün yüzüne çıkmaktadır. İster Türkiye isterse de Rusya da birçok akademisyen tarafından popülarite adına kroniğin ismini farklı şekillerde verilmesi de eserle ilgili bazı yaklaşımlar ortaya çıkarmıştır. Bu farklı fikirlerin ortadan kalkmasının en önemli çözümü daha çok orijinallik içeren Tahir Olgun tarafından 1914 yılında Osmanlı Türkçesine tercüme edilen versiyonun esas alınması son derece önemlidir. 

Kaynakça

Köroğlu, Erol, Türk Edebiyatı ve Birinci Dünya Savaşı, 1914-1918: Propagandadan

Milli Kimlik İnşasına, İletişim Yayınları, İstanbul 2004.

 

Nevruz, Y, Umumi Kafkas Tarihine Giriş, Sebil Yayınevi, İstanbul 2007.

 

Özdemir, H. A, Şamil’in Kâtibi M. Tahir el- Karahi’nin Kaleminden İmam Şamil’in Hatıratı, (4.Baskı), Semerkand Yayıncılık, İstanbul 2002.

Kayayev, Ali,  Teracim-i Ulema-yı Dağıstan ( Dağıstan Bilginleri Biyografileri), Çev: Hasan Orazayev/ Tuba Işınsu, Grafiker Yayınları, Ankara 2012.

 

Yetik, Zübeyir,  İmam Şamil,  Beyan Yayınları, İstanbul 2007.

 

Kazım Bey, Mirze,  İmam Şamil ve Müridizm. Bab ve Babiler, Uyğurlar, Azerbaycan Türkçesine çev: İsmail Umutlu, İlim Yayın Evi, Bakü 2015.

 

Öztürkçü, İbrahim,  Berlin Caddelerinden Necid Çöllerine Mehmed Âkif,  Etkileşim Yayınları, İstanbul 2016.

 

Köse, Ensar,  Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı, Büyüyen Ay Yayın Evi, İstanbul 2015.

Hamzatov, Resul, Benim Dağıstan’ım,  Çev: Mazlum Beyhan, Düşün Yayınevi, İstanbul 1984.

El- Karakhi, Muhammed Tahir,  Şerhu’l Merfuz ala Müeddil Furuz,  Tercüman Matbaası, Bahçesaray 1902.

Türker, Ö. “ Kuzey Kafkasya’daki Rus İşgaline Dair Rusça Kaynaklar Üzerine”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Araştırmaları Dergisi, Ankara, 2014,

Tahirül, M. (1914). Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı. İstanbul: Sebilürreşad Maatbası.

Qasımov, C. “ Alexandre Dumas’ın Gözüyle Kafkasya ve Çevresi”, VIII. Uluslararası Atatürk Kongresi ( 13-13 Ekim 2015 Azerbaycan/ Gence), sunulan bildiri, Ankara, 2017, II.

Özdemir, H. A.(2002). Şamil’in Kâtibi M. Tahir el- Karakhi’nin Kaleminden İmam Şamil’in Hatıratı. (4.Baskı). İstanbul: Semerkant Yayıncılık.

 

Mützelburg, A. (2019).  Konak Yahut Şayh Şamil’in Kafkasya Muharebelerinden Bir Garip Hikâye. Osm çev: Ahmet Mithat ve Vizantel, türkçe çev: Kudret Savaş, Konya: Neşriyat yayınevi.

 

Kütükoğlu, B. (2012). “Vak’anüvis”, A, XLII. İstanbul. 457-461.

 

Köse, E. (2015). Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı. İstanbul: Büyüyen Ay Yayın Evi.

 

Doruk, S. (1997). Şeyh Şamil’in Cihad Hatıraları. İstanbul: Seha Neşriyat.

 

Blanch, L. (1978). Cennetin Kılıçları, çev: İzzet Kandemir, İstanbul: Özal Matbaası.

 

Berje, A. (2010). Kafkasya Dağlı Halkların Göçü ve Kısa Tarihi, çev: Murat Papşu, İstanbul: Chiviyazıları Yayınevi.

 

Barlas, C. ( 2014). Dağıstan Kılıçlarının Parlaması.  İstanbul: İnsan Yayınevi.

 

Baddeley, J. F. (1989). Rusların Kafkasya’yı İstilası ve Şeyh Şamil. Çev: Sedat Özden. İstanbul: Kayıhan Yayın Evi.

 

Babazade, S. (2019). “Müridizm ve Kafkasya Mücadelesindeki Rolü”, Basılmamış Yüksek lisans Tezi, Konya.

 

Гарданова В К, Адыги, Балкарцы и Карачаевцы в Известиях Европейских Авторов XIII–XIX вв. Нальчик, Эльбрус, 1974.

 

Захаров, В. А,Кравцова Т. Ю , Кавказский Сборник (К истории дореволюционного издания, Кавказских сборников), Кавказский сборник, Ред. Н. Ю. Силаев.Москва,   Русская Панорама, 2004, I, 33,  323-326.

Потто, В. А. Кавказская Война : научно-популярное издание. Том 1. От древнейших времен до Ермолова – Москва, Директ-Медиа, 2015

 

Потто,  В. А,  Кавказская Война : научно-популярное издание. Том 1. От древнейших времен до Ермолова, Москва, Директ-Медиа, 2015

 

 

Потто, В. А, Два Века Терского Казачества(1577-1801) I-II,Владикавказ,  Электропечатня Типографии Терского Областно Правления, 1912.

Фадеев, Ростислав Андреевич, Шестьдесят лет Кавказской Войны,Тифлис,Военно-Походная Тип. Главного Штаба Кавказской Армии,1860

 

Жебелёв, С. А. Русское Археологическое Общество За Третью Четверть Века Своего Существования(1897–1921),Исторический Очерк Приложение, Москва, Индрик, 2017,210.

 

Берже,А. П, Геологический очерк Кавказского кряжа от Эльбруса до Бештау, Тифлис, Кавказский Календарь, 1852, s. 440-471.

 

Берже,А. П. О Народных Праздниках, Постах и Замечательных Днях у Мусульман-шиитов Вообще и у Персиян в Особенности,Тифлис,  Кавказский Календарь, 1856 s.582-608.

 

Берже,А. П. Материалы Для Описания Нагорного Дагестана, Тифлис, Кавказский Календарь 1858, s.250-288

Берже,А. П, Географические Широты и Долготы Главнейших Мест Закавказского Края, Тифлис, Кавказский Календарь 1859

Берже, А. П. (1859).Чечня и Чеченцы, Тифлис, Тип. гл. упр. Наместника Кавк.

Рзаев,А. (1965). К. Мирза Казем-Бек.Баку:  Азернешр.

 

Письма Имама Шамиля(Редакционная коллегия серии «Памятники письменности Дагестана, Председатель редколлегии Г.Г.Гамзатов) Махачкала , ДНЦ  РАН  Ире, 1997

     

 

Крачковский, И. Ю, Арабская Рукопись Воспоминаний о Шамиле, Записки Института Востоковедения Акадеиии Наук СССР , Ленинград, Издательство Акадеиии Наук СССР,  1934, s. 9.

 

Крачковский,И. Ю. Неизданное письмо Шамиля, Избранные сочинения, т. VI, Москва-Ленинград,Издательство Акадеиии Наук СССР, 1960, s. 551-558;

Крачковский И. Ю, Генко, А. Н, Арабские Письма Шамиля В Северо-Осетии, Советское Востоковедение III, Москва- Ленинград, Академии Наук  СССР 1945, s.36

 

 

Шарафутдинова, Р. Ш, Письмо Наиба Ташев-Хаджи К Шамилю, Письменные Памятники Востока(Историко-Филологические Исследования), Москва, Наука, Главная Редакция Восточной Литературы 1977, s 86-89

 

Гамзатов Г.Г, Саидов, М.С,  Шихсаидов А. Р, Сокровища памятников письменности, Т. IX. Тбилиси, Ежегодник иберийско-кавказкого языковедения, 1981.s,163

 

Цагарешвили, Ш. В. Шамиль-Ставленник Султанской Турции и Английских Колонизаторов, Тбилиси,  Госиздат Грузинской ССР, Сектор Политической Литературы, 1953.

 

Церетели,Г. В. Письмо Шамиля из Калуги, Записки Института Востоковедения Академии Наук СССР, V, Москва- Ленинград Издательство Академии Наук СССР, 1936, s. 97-114;

 

Церетели,Г. В, Вновь найденные письма Шамиля(Труды Первой Сессии Арабистов(14-17 Июня 1935 г.), Труды Института Востоковедения, XXIV, Москва- Ленинград Издательство Академии Наук СССР, 1937, s. 95-112.

 

Церетели, Г.В. Письмо Шамиля к Барону Николаи,Тбилиси,Бюллетень Государственного музея Грузии,IX-B (на груз.яз.),1936

Тагирова,  H.A. Арабские письма Шамиля из архива Б.А. Дорна , Письменные памятники Востока, Москва,Историко-Филологические Исследования. Ежегодник, 1970

 

Тагирова, H.A. Библиотека Шамиля , Народно-освободительное движение горцев Дагестана и Чечни в 20-50-х годах XIX в, Всесоюзная Научная Конференция. Тезисы докладов и сообщений, Махачкала, 1989. s. 147-149.

Шихсаидов А. Р. Тагирова , Н. А. Гаджиева. Д. X, Арабская Рукописная Книга В Дагестане, Махачкала, ГУП  Дагестанское Книжное Издательство, 2001

 

Шихсаидов, А. Р, Омаров Х. А,  Примечания, Абдурахман из Газикумуха, Книга Воспоминаний / Пер. с арабского М. С. Саидова. Редакция перевода, подготовка факсимильного издания, комментарии, указатели А. Р. Шихсаидова, Х. А. Омарова. Махачкала, Дагестанское Книжное Издательство 1997

Хуласат аттафсил ан ахвал ал-имам Шамуил(Краткое изложение,Пер. с араб., введ., коммент., указНАТагировой.)Москва ,Восточная литература, 2002. S. 11-12.

 

Назир ад-Дургели. Услада умов в биографиях дагестанских учёных(Перевод А.Шихсаидов, М.Кемпер, А.Бустанов), Москва, Издательский дом Марджани,2012

 

Шихсаидов,  Амри  Рзаевич,  Мухаммадтахир Ал-Карахи (1809-1880)Биобиблиографический Очерк, Махачкала ,ООО ДИНЭМ,2010,

Барабанов А,  Хроника Мухаммеда Тахира Ал- Карахи(О Дагестанских Войнах В Период Шамиля), Москва – Ленинград, ИздателЬство Академии Наук СССР 1941

 

Барабанов, А. Хроника Мухаммеда Тахира Ал- Карахи (О Дагестанских Войнах В Период Шамиля), Москва – Ленинград, ИздателЬство Академии Наук СССР 1946

 

Барабанов  А. М., Пояснительные значки в арабских рукописях и документах Северного Кавказа, Советское востоковедение. III. Москва – Ленинград, ИздателЬство Академии Наук СССР 1946, s 183-214

 

Маллачихан, Г. Три имама , Махачкала, Дагестанского Научно Исследовательского Института 1927

 

Крачковский, И. Ю Неизданное письмо Шамиля, Записки Института востоковедения Академии наук СССР, II,  Ленинград, Издательство Академии Наук  СССР 1933 s.1-7

 

Мухаммед Тахир, Три Имама,  Махачкала, Дагучпедгиз, 1990

Мухаммад Тахир аль-Карахи, Блеск Дагестанских сабель в некоторых Шамилёвских битвах,  (Перевод с арабского А. Барабанова, комментированный перевод Т. Айтберова) Махачкала, Типография МСХ ДАССР  1990

 

 

Шгасаидов А. Р, Тагирова Н. А, Гаджиева Д. X. Арабская рукописная книга в Дагестане. Махачкала, Дагкнигоиздат, 2001.

 

Абакарова, Разият Абакаровна, Художественное Своеобразие Исторических Хроник Дагестана Второй Половины XIX века: На Материале Хроник М.Т. аль-Карахи, Х. Геничутлинского, Г. Гимринского, Учреждение Российской академии наук Институт языка, литературы и искусства им Г Цадасы ДНЦ РАН, Махачкала ,2009.

 

Гашимов Рамис Рамазанович, Борьба горцев Северо-Восточного Кавказа 20-50-х годов XIX века в  советской историографии, Диссертация выполнена на кафедре истории Дагестана Исторического Факультета Дагестанского Государственного Университета, Махачкала,  2003.

 

Товсултанов, Рустам Алхазурович,,Чечня В 30-50-е годы XIX века (Проблемы Общественно-Политического Развития, Работа Выполнена на Кафедре Истории России ГОУ ВПО , Чеченский Государственный Университет Владикавказ, 2012.

 

Мунаев, Вадим Саидович, Военная и Государственная Деятельность Наместника На Кавказе М.С. Воронцова: 1844-1854 гг. Диссертация Выполнена в ФГБОУ ВПО Ставропольский Государственный Университет, Ставрополь, 2012.

 

 

 

 

 

 

 

 

* Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi

[1] Semiha Babazade, “Müridizm ve Kafkasya Mücadelesindeki Rolü”, Basılmamış Yüksek lisans Tezi, Konya, 2019, 83.

[2] Şamil Mansur, Çeçenler, İstanbul, Baskı 4, 1996, 157.

[3] Tahirül Mevlevi, Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı, İstanbul, 1914, 10.

[4]  John F. Baddeley, Rusların Kafkasya’yı İstilası ve Şeyh Şamil, Çev: Sedat Özden, İstanbul, 1995, 276.

[5]https://runivers.ru/lib/book7661/433217/.

[6] Kamran Abdullayev, “Şeyh Şamil’in Yazdırdığı ve Kendisine Gönderiler Mektuplar”, İlahiyat Tetkikleri dergisi, 2018, 135.

[7] www.nislib.tmwb.ru/libray/books/4/1.html.

[8] Василий Александрович Потто, Кавказская Война(От Древнейших Времен До Ермолова), Москва, Том 1, 2015, 1.

[9] Yılmaz Nevruz, “Kafkas İstiklal Mücadelesinde İslam’ın ve Müritlik hareketinin Rolü, Kafkasya’da Tarikat Faaliyetlerinin Kısa Tarihçesi”, Yeni Türkiye Dergisi, Kafkaslar Özel Sayısı-IV. Ankara, 2015,313.

[10]. Baddeley, a.g.e. 16.

[11] Cavid Qasımov, “ Alexandre Dumas’ın Gözüyle Kafkasya ve Çevresi”, VIII. Uluslararası Atatürk Kongresi ( 13-13 Ekim 2015 Azerbaycan/ Gence), sunulan bildiri, Ankara, 2017,  cilt, 2, 1034.

[12] Aleksandr Düma, Qafqaz Seferi, Azr çev: Qezenfer Paşayev, Hamid Abbasov, Bakü,2014,5.

[13] Амри Рзаевич Шихсаидов, Наталья Амриевна Тагирова, Диана Хайрутдиновна Гаджиева, Арабская Рукописная Книга В Дагестане,Махачкала, 2018, 118.

[14] M. Murat Yeşil, “ Batılı Kaynakların Penceresinden 19. Yüzyılda Kuzey Kafkasyalıların Ruslara Karşı Verdiği Bağımsızlık Ve Özgürlük Mücadelesi,”  İnsan Ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, c6, 2017, 2684.

[15] Амри Рзаевич Шихсаидов,  Мухаммадтахир Ал-Карахи (1809-1880) Биобиблиографический Очерк, Махачкала 2010,  4.

[16] Ali Kayayev, “Teracim-i Ulema-yı Dağıstan” ( Dağıstan Bilginleri Biyografileri), çev: Hasan Orazayev/ Tuba Işınsu Durmuş, Ankara, 2012, 92.

[17]. Шихсаидов  А. Р. Тагирова , Н. А. Гаджиева. Д. X, Арабская Рукописная Книга В Дагестане, Махачкала, ГУП  Дагестанское Книжное Издательство, 2001,4.

[18] Разият Абакаровна Абакарова, Художественное  СвоеобразиеИсторических  Хроник Дагестана  Второй Половины  XIX Века(на материале хроник М.-Т. аль-Карахи, X. Геничутлинского, Г. Гимринского), Институт Языка, Литературы И Искусства им. Г. Цадасы ДНЦ РАН, Махачкала, 2009, 15.

[19] Шихсаидов, a.g.e,7.

[20] Kayayev, a.g.e, 93.

[21] Барабанов, a.g.e, 8.

[22] Барабанов, a.g.e, 8.

[23] Kayayev, a.g.e, 91.

[24] Шихсаидов, a.g.e, 5.

[25] Шихсаидов, a.g.e, 11.

[26] Resul Hamzatov, (1984). Benim Dağıstan’ım. Çev. Mazlum Beyhan. İstanbul: Düşün Yayınevi. 470.

[27] Abdullayev, a.g.m,136

[28] Muhammed Tahir el-Karakhi, Şerhu’l merfuz ala mueddil furuz, Bahçesaray, 1902,2.

[29] Шихсаидов, a.g.e, 11.

[30] Шихсаидов, a.g.e, 12.

[31] Kayayev, a.g.e, 96.

[32] Kayayev, a.g.e, 99.

[33]Vilayet Kuluyev, Tarihte İz Bırakan Şahsiyetler, Bakü, 2000, 360.

[34] Kayayev, a.g.e,92.

[35] Kayayev, a.g.e, 93.

[36] Yılmaz Nevruz, “Kafkas İstiklal Mücadelesinde İslam’ın ve Müritlik hareketinin Rolü, Kafkasya’da Tarikat Faaliyetlerinin Kısa Tarihçesi”, Yeni Türkiye Dergisi, Kafkaslar Özel Sayısı-IV. Ankara, 2015,313.

[37] Hamzatov, a.g.e, 459-460.

[38] Lesley Blanch, “Cennetin Kılıçları”, çev: İzzet Kandemir, İstanbul, 1978, 51.

[39] Bekir Kütükoğlu, “Vak’anüvis” A, XLII, İstanbul, 2012, 457-458.

[40] Kütükoğlu, a.g.m, 457.

[41] Türker, a.g.m, 185.

[42] Шихсаидов, a.g.e,11-14.

[43] Барабанов, a.g.e, 8.

[44] Mustafa Erkan, “Gazavatname”, A, XIII, İstanbul, 1996, 439.

[45] Tahirül Mevlevi, Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı, İstanbul, 1914, 10.

[46] Mevlevi, a.g.e, 11.

[47] Mevlevi, a.g.e, 11.

[48] Mevlevi, a.g.e, 11.

[49] Mevlevi, a.g.e, 9.

[50] Mevlevi, a.g.e, 8.

[51] Mevlevi, a.g.e, 8.

[52] Mevlevi, a.g.e, 8.

[53] Mevlevi, a.g.e, 8.

[54] Mevlevi, a.g.e, 9.

[55] Mevlevi, a.g.e, 9.

[56] Mevlevi, a.g.e, 9.

[57] Mevlevi, a.g.e, 9.

[58] Ensar Köse, Kafkasya Mücahidi Şeyh Şamil’in Gazavatı, İstanbul, 2015, 218.

[59] Köse, a.g.e,125, 228, 239, 243.

[60] Барабанов, a.g.e, 16.

[61] Барабанов, a.g.e, 16.

[62] Барабанов, a.g.e, 10.

[63] Шихсаидов, a.g.e, 26.

[64] Барабанов, a.g.e, 18.

[65] Барабанов, a.g.e, 18.

[66] Nevruz, Kafkas İstiklal Mücadelesinde…, 311.

[67] Барабанов, a.g.e, 9.

[68] Шихсаидов, a.g.e, 22.

[69] Seyyid Tahir b. Seyyid Şeyh Abdurrahman b. Seyyid Şeyh el- Rakkali el- Hüseyni, Barikatü’s-suyufi’d-Dağıstaniyye fi ba’d-ı Gazavatü’ş- Şamiliyye, İstanbul, 1909, 12-13.

[70] Mevlevi, a.g.e, 6.

[71] Mevlevi, a.g.e, 1.

[72] Mevlevi, a.g.e, 2.

[73] Adolf Mützelburg, Konak Yahut Şeyh Şamil’in Kafkasya Muharebelerinden Bir Garip Hikaye, Osm. çev: Ahmet Mithat ve Vizantel, Türkçe çev: Kudret Savaş, Konya, 2019.7.

[74] Mevlevi, a.g.e, 5.

[75] Mevlevi, a.g.e, 4.

[76] Mevlevi, a.g.e, 4.

[77] İbrahim Öztürkçü, Berlin Caddelerinden Necid Çöllerine Mehmed Akif, İstanbul, 2016.

[78] Öztürkçü, a.g.e,122.

[79] Öztürkçü, a.g.e,122.

* Çarlık Rusya ile İmam Şamil arasında

[80] Mevlevi, a.g.e, 210.

[81] Гасан Маллачихан, Три имама , Махачкала,  1926, 2.

[82] Nevruz,  Kafkas İstiklal Mücadelesinde…, 312.

[83] Игнатий Юлианович Крачковский,  Арабская Рукопись Воспоминаний о Шамиле, Записки Института Востоковедения Академии Наук СССР, II, 1. Ленинград, 1933, 9-20, Игнатий Юлианович Крачковский, Неизданное Письмо Шамиля, Записки Института Востоковедения Академии Наук СССР, II, 1. Лен инград,1933, 1-7.

[84] Барабанов, a.g.e, 18.

[85] Александр Михайлович Барабанов, Пояснительные Значки В Арабских Рукописях И Документах Северного Кавказа, Советское Востоковедение. III. М,1945, 183-214.

[86] Барабанов, a.g.e, 4.

[87] Барабанов, a.g.e,  4.

[88] Барабанов, a.g.e, 4.

[89] Мухаммед Тахир, Три Имама,  Махачкала, 1990, 2

[90] Мухаммад Тахир аль-Карахи, Блеск Дагестанских Сабель В Некоторых Шамилёвских Битвах, (Перевод с Арабского А. Барабанова, Комментированный Перевод Т. Айтберова) , Махачкала, 1990, 2

[91] Шихсаидов, a.g.e, 3.

[92] Гаджи  Гамзатович Гамзатов, Магомед-Саид Саидов, Амри Рзаевич Шихсаидов, Арабо Мусульманская Литературная Традицияв Дагестане, Махачкала, 1990, 2.

[93] Наталья Амриевна Тагирова, Тимур Магомедович  Айтберов, Гасан Магомедрасулович Оразаев, Дагестанские Исторические Сочинения. Махачкала, 1993.1.

[94] Амри Рзаевич Шихсаидов, Наталья Амриевна Тагирова, Диана Хайрутдиновна  Гаджиева, Арабская рукописная книга в Дагестане. Махачкала, 2001, 2.

[95] Разият Абакаровна Абакарова, Художественное Своеобразие Исторических Хроник Дагестана второй половины XIX Века: На Материале Хроник М.-Т. аль-Карахи, Х. Геничутлинского, Г. Гимринского, 2009.

[96] Рамис Рамазанович Гашимов, Борьба Горцев Северо-Восточного Кавказа 20-50-х годов XIX века в советской историографии, 2012.

[97] Рустам Товсултанов, Чечня В 30-50-е Годы XIX Века (Проблемы Общественно-Политического Развития, 2012.

[98] Вадим Мунаев, Военная И Государственная Деятельность Наместника На Кавказе М.С. Воронцова: 1844-1854 гг.2012

[99] Ислам Мусаев,Торгово-Экономические И Культурные Связи Народов Чечни и Дагестана во Второй Половине XIX – Начале XX вв. 2011.

[100] Tarık Cemal Kutlu, İmam Şamil’in Gazavatı, İstanbul, 1987.

[101] Sadettin Doruk, Şeyh Şamil’in Cihad Hatıraları, İstanbul,1997.

[102] H. Ahmet Özdemir, Şamil’in Kâtibi M. Tahir el- Karakhi’nin Kaleminden İmam Şamil’in Hatıratı, İstanbul, 2002.

[103] Köse, a.g.e, 10.

[104] Cafer Barlas, Dağıstan Kılıçların Parlaması,  İstanbul, 1999.

[105] Barlas a.g.e, 22-152.

[106] Barlas, a.g.e, 159-277.

[107] Barlas, a.g.e, 283-343.

[108] Abdullayev, a.g.m, 136.

[109] Türker, a.g.m, 185.

[110] Nevruz,  Kaskaf  İstiklal Mücadelesinde…,  311-312.