Sessizlikten Hafızaya: Drau’ya Uzanan Yolculuk

Bazı coğrafyalar vardır… Sessizliğin çığlık attığı, taşların bile hafıza tuttuğu. Avusturya’nın küçük bir köyü olan Irschen ve kıyısından usulca akan Drau Irmağı, işte böyle bir mekandır. Çünkü 28 Mayıs 1945 sabahı, binlerce Kafkasyalının dramı tam da bu kıyıda yaşandı. Ve tarih, o gün Drau’nun sularına hem utancını hem de bir halkın onurunu bıraktı.

Aradan geçen 80 yılın ardından, Drau artık sadece bir nehir değil. Unutulmuş bir facianın, bastırılmış bir trajedinin yeniden hatırlandığı bir hafıza mekânı… Kafkas Vakfı bu yıl gerçekleştirdiği önemli ve başarılı çalışmalarla bu hafızayı yeniden diriltmenin gururunu yaşıyor.

Geçtiğimiz ay Kafkas Vakfı, Avrupa Birliği ve Türkiye Ulusal Ajansı tarafından desteklenen “Kafkasya Hafızası: Avrupa Tren Macerası” projesi kapsamında, 30 genci Drau kıyılarına götürdü. Bu gençler yalnızca yolculuk yapmadılar; tarihle yüzleştiler, unutturulmaya çalışılanı yeniden öğrendiler, gözleriyle gördüler, yürekleriyle hissettiler. Nehrin kenarında yapılan dualar, anıt önünde bırakılan çiçekler, tanıklarla kurulan temaslar… Onların vefası bir neslin uyanışına işaret etti.

Ama bu yetmezdi. Hafızanın kalıcı olması, sadece gençlerin değil, bu konuda söz söyleyecek herkesin omuz vermesiyle mümkün. Bu yüzden şimdi, Kafkas Vakfı yeni bir adım daha atıyor.

28 Mayıs 2025 Çarşamba günü, Drau Faciası’nın 80. yılı anısına, Irschen Köyü’nde büyük bir uluslararası anma etkinliği düzenliyor. Bu etkinliğe proje ortaklarından Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Sn. Abdullah Eren de katılım sağlıyor. Sn. Abdullah Eren’in yanı sıra duayen tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da katılım sağlayacak. TRT ekranlarının sevilen programı “Gündem Ötesi” ekibi ve Pelin Çift de bu anmaya tanıklık edecek, bu sesi daha geniş kitlelere ulaştıracak. Kafkas Vakfı Kurucular Kurulu Üyesi Mehdi Nüzhet Çetinbaş ve Ali Barut ve Prof. Dr. Ufuk Tavkul da etkinliğe katılım gösterecekler arasında.

Bu etkinliğin hemen ardından, 29 Mayıs’ta Viyana Yunus Emre Enstitüsünde Kafkas Vakfı’nın hazırladığı Drau faciasını konu alan belgeselin gösterimi yapılacak. Ardından 30 Mayıs’ta İstanbul’da, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde aynı belgesel akademik çevrelere ve Türkiye’deki ilgililere sunulacak.

Bu sadece bir etkinlikler dizisi değil. Bu, tarihin küllerinden yeniden doğan bir hafızanın halklar arası vicdana seslenişidir. Genciyle yaşlısıyla, akademisyeniyle gönüllüsüyle, Kafkas halkının acılarını duymuş her kalbi bu kıymetli sürecin parçası olmaya davet ediyoruz. Kafkas Vakfı, kurulduğu günden bu yana sadece bir sivil toplum kuruluşu değil, Kafkasyalıların hafızasını, kültürünü ve onurunu taşıyan bir emanet kurumu olmuştur. Kafkasyalıların kimliğini diri tutmak, geçmişle bağ kurmak ve yeni nesillere bu mirası aktarmak adına onlarca yayın, yüzlerce etkinlik ve binlerce insana dokunan bir hizmet yürütmüştür. Bugün hala, kurucu neslin bıraktığı emanetin izinden giderek, toplumu için çalışan, düşünen ve üreten bir iradenin adı olmaya devam etmektedir.

Bugün Drau Faciası kapsamında yapılan çalışmalarla ortaya konan bu büyük çabanın arkasında ise genç bir irade, sağlam bir vizyon ve tükenmeyen bir inanç var. Kafkas Vakfı, son 12 yıldır 30 yaş altı genç yönetim kurullarıyla sadece yönetilmedi; adeta yeniden doğdu. Ben de bu genç kuşak başkanlardan biri olarak, görev aldığım dönemde henüz 30 yaşına girmemiştim. Benden sonra görevi devralan Şamil Tok ve bugün başkanlık görevini sürdüren Veysel Arıhan da aynı şekilde 30’lu yaşlarına varmadan bu önemli sorumluluğu yine aynı yaşlardaki yönetim kurulu üyeleri ile birlikte üstlendiler. Şu an vakfın yönetim kurulunda yer alan isimlerin tamamı da yine genç, donanımlı ve adanmış insanlar.

Bu genç kadro; kitaplar yayımlıyor, burslar sağlıyor, belgeseller üretiyor, okumalar, atölyeler, konferanslar, sempozyumlar düzenliyor. Çocuk kitabı yayımlamaktan Kafkasya’yı tanıtan kutu oyunu hazırlamaya kadar onlarca farklı işi başarı ile yapıyorlar. İstanbul’daki Kafkas sivil toplum koordinasyonunda önemli bir görev de üstlenen bu genç ve dinamik ekip, şimdi de 80 yıl sonra Drau’ya sahip çıkan öncü bir neslin temsilcisi olarak tarih önünde yerini alıyor. Sessizliğe terk edilmiş bir trajediyi uluslararası alanda görünür kılmak için gösterdikleri bu çaba; yalnızca bir vakfın değil, bir halkın hafızasına ve geleceğine sadakatin timsalidir. Bu gençlere ve kıymetli emeklerine sahip çıkmak, onların sesini yükseltmek hepimize düşen bir görevdir.

28 Mayıs 2025 tarihinde Irschen köyünde, 29 Mayıs 2025 tarihinde Viyana Yunus Emre Enstitüsünde, 30 Mayıs 2025 tarihinde ise Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ndeyiz. Drau’yu anacağız, Drau’yu anlatacağız.

Drau, artık sadece geçmişin değil, geleceğin de meselesidir.

Gelene, duyana, hissedene… Bu çağrı sizin için. Sizleri de Irschen’e, Viyana’ya, İstanbul’da Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ne bekliyoruz.

Bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve Ajans Kafkas'ın editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Diğer Köşe Yazıları