Camiler ve OMON 

Moskova’daki tarihi cami yakınlarında Müslümanlarla ve OMON (özel görevli yetkili polis birimi) arasında yaşanan gerginlik, sağduyulu ve ciddi bir analize muhtaç.  Olayla ilgili ayrıntılı bir video kaydı bize bu imkanı veriyor. 

 

RF Devlet Başkanlığı İnsan Hakları Konseyi üyesi ve Moskova Sivil Meclisi üyesi olarak benim çıkardığım sonuçlar şunlar.

Birincisi, OMON bir kişiye çarpıp olay yerinden hızla kaçan şüpheliyi gözaltına aldı. Hem şeriata göre, hem ceza kanuna göre, bu tür bir eylem en azından kınama gerektiren bir suç olarak kabul edilir.

İkincisi, OMON şüpheliyi yanlış bir şekilde, olaydan haberi olmayan kalabalığın içinde namaz kılarken gözaltına aldı. Bu ciddi bir hata. (Ancak OMON’a göre bir ihlal değil). Hem gözaltına alınan kişinin, hem de görgü tanıklarının ifadelerinde yer alan şüphelinin dövülmesi olayı kesinlikle özel bir soruşturmanın konusu olmalı, dayak saptandı, tanıklar sorgulandı, ifadeleri kaydedildi.

Üçüncüsü, OMON ile müzakereler tamamen doğru şekilde yapıldı. Otobüse gözaltına alınan kişinin erkek kardeşi ve cemaat temsilcileri kabul edildi. Avukat beklenebilir, kavga kayıtlara geçebilir ve tutuklama yasal olarak gerçekleştirilebilirdi.

Fakat sonra, bazı şüpheli meraklılar kalabalığı kızıştırdı, otobüse saldırıya tahrik etti, Müslümanları kargaşaya çekti. Bu insanların paralı provokatörler değil de dengesiz çığırtkanlar olduğuna inanmak istiyorum. Her halükarda bu insanlar suçlu ve adı konularak cezalandırılmaları lazım. Umarım ki, bu da abartılı bir şekilde olmaz.

Her şey daha da korkunç bitebilirdi, kalabalık baskı yapmaya ve polisleri dövmeye başlayabilirdi. İşte o zaman sonuç bütün inananlar için oldukça ağır olurdu. Ama kalabalıkla OMON arasında kendini siper eden bazı hakiki Müslümanların yiğitliği sayesinde (Allah onları korusun!) sonuç öyle olmadı. Onlara çok teşekkür ederiz.

Dördüncüsü, ülkenin farklı yerlerinde müftülükler artık tamamıyla toplu dini faaliyetlerden çekiliyor. Her şey doğal gelişiyor ve tüm yük güvenliği sağlayan organlara ve şehir yönetimine düşüyor. Şehirlilerin hoşnutsuzluğu ise sıradan Müslümanlara yöneliyor.

 

Daha iyi, farklı bir şeyler geliştirmek mümkün…

Caminin, cemaatin sayısına göre yüz ila üç yüz arası gönüllü aktivist ayırması lazım. Bu sağlam iradeli, kendine güvenen adamların polislik, toplumsal olaylarda davranış biçimleri, ilkyardım, kitle psikolojisi gibi konularda eğitilmeli.

Daha sonra toplu faaliyetlerin organize edilmesi ve yürütülmesinden sorumlu cami yönetimi ve aktivistler, şehir yönetimi ve polisle birlikte insanların metrodan hareket yollarını ve araçların park yerlerini belirlemeli. Kısacası yüzlerce, binlerce kişinin katıldığı faaliyetlerin düzeni geliştirmeli.

Aktivistler renkli bantlar kullanmalı ve yerleri belirlenmeli. Bu durumda OMON sadece yakınlarında destek için bekleyecek, ancak genel düzen ve güvenliği organize etmeyecek. 

 

Maalesef, hiçbir tedbir alınmadı.

Sonuçta her zaman olduğu gibi ‘Müslüman dini liderler’, ‘manevi önderler’ olarak kalıyor. Organize edilmeden, kalabalığın ve provokatörlerin ellerine terk edilen etkinliklerde çıkan olayların suçlusu da Müslümanlar oluyor. Onlara çamur atılacak, baskı yapılacak, hakaret edilecek; müftülükler de ‘ruhsal’ olarak büyüyecek.

 Kurban yaklaşıyor… Bunun öncesinde devlet, ‘resmen’ Müslümanlardan şüphelenmek ve sert önlemler almak için bir fırsat buldu, milliyetçilere İslami tehdit çığlıkları atmak için gün doğdu, Müslümanlar ise ciddi sorunlarla karşı karşıya.

 

Yapılması gerekenler:

Bir vatandaşın ezilmesi olayı aydınlatılmalı;

Şüphelinin gözaltına alınırken dövülmesi olayı çözülmeli;

Kalabalığı OMON’un üzerine saldırtan kişilerin provokatör mü yoksa kendisine hakim olamayan öfkeli kişiler mi oldukları tespit edilmeli;

Müftülüklerin artık Moskova’da kalabalık cemaatle sorunsuz şekilde namaz kılınabilmesini sağlayacak tedbirler geliştirmeyi ve şehir yönetimi ile ortak hareket etmeyi öğrenmeli.

 

Londra’da, Britanya Müslümanlarının büyük forumunun misafiri olarak bulunmuştum. Yüz bin kişi gayet neşeli şekilde sohbet ediyordu, ne istediklerini biliyorlardı. Ve çok büyük, ilgi çekici bir program gerçekleştirdiler.

Konuşmalar ve toplantılar dışında ticari ilişkiler de kuruluyordu. Büyük banka ve şirketlerin temsilcilikleri faaliyet halindeydi.

Belediye başkanı ve yardımcıları düzeyinde forumu ziyaret eden şehir yönetimi, katılımcılara saygısını gösterdi. Polisler görünürde değildi, güvenliği ve lojistiği Müslümanlar kendileri sağladı. Güvenlik görevinde bulunan gönüllüler de özellikle görünür durumda değildi.

Londra İslam dünyasından her yıl çok büyük miktarda yatırım alıyor. Biz ise OMON ile otobüsler önünde itişiyoruz…

Maksim Şevçenko