Kuzey Kafkasya: quo vadis(Nereye Gidiyor)?raporu yazarları: “Şiddet ve baskıların artması durumunda sosyal patlama kaçınılmaz’ dedi.
“Kuzey Kafkasya: quo vadis?” raporunu hazırlayan İrina Starodubrovskaya ve Konstantin Kazenin, ilk aşamada toplumsal uzlaşma politikasının uygulanmasının şiddetin artmasına neden olacağını, ancak Kuzey Kafkasya’yı krizden çıkarmanın tek yolunun bu olduğunu düşünüyorlar.
Starodubrovskaya ve Kazenin, rapordaki tavsiyelerinin yönetime değil, öncelikli olarak topluma yönelik olduğunu belirtiyorlar.
Raporun görüşülmesine katılan uzmanlar, Kuzey Kafkasya’daki en büyük problemin, kabilecilik ve düşük seviyede devlet idaresi olduğunu açıkladılar.
14 Ocakta Moskova sivil inisiyatif komitesi, Yegor Gaydar enstitüsü kurumu çalışanları İrina Starodubrovskaya ve Konstantin Kazenin’in tarafından hazırlanan ‘Kuzey Kafkasya: quo vadis?’ raporunun tanıtımını organize etti.
Raporda Kuzey Kafkasya’nın krizden çıkışı için siyasi ve ekonomik önlemler kompleksini de içeren bir ‘sivil uzlaşı senaryosu ”bulunuyor.
Raporun tanıtım toplantısında; aralarında ekonomistler, sosyologlar, politikacıların da yer aldığı yirmiden fazla uzman söz aldı. Toplantıyı izlemek için gazeteciler başta olmak üzere, din adamları, Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri temsilcilerinden 50’den fazla kişi salonda yerini aldı.
“Kuzey Kafkasya:quo vadis?” raporu, Üst Yapının Modernizasyonu, toprak krizi, elitlere yönelik politikalar krizi, antiterör faaliyetleri krizi, dini politikalar ve Kuzey Kafkasya İmaj Krizi olmak üzere altı başlıktan oluşuyor.
Raporu hazırlayanlar, Kuzey Kafkasya’daki durumun gelişimi konusunda olası üç senaryo öngörüyor: adalet, güç ve sivil uzlaşı. Araştırma sahipleri, bu üç kavram arasında kurulacak olan denge Kafkasya’ya istikrarı getirir diyorlar.
Raporu hazırlayanlar, Kuzey Kafkasya toplumunun bir kırılma noktası aşamasında olduğunu da düşünüyorlar.
Raporun tanıtım programında konuşan İrina Starodubrovskaya, Kuzey Kafkasya’da krizin özellikle üç noktada tezahür ettiğini belirterek, ana nedenin bölgedeki durgunluk, buna bağlı olarak yaşanan depresyon ve arkaik toplum yapısının yanlış nitelendirilmesi olduğu iddiasında bulundu.
Starodubrovskaya “ Kuzey Kafkasya Federal Bölgesinde yapılan yatırımların amacına ulaşmadığını ifade ederek, bu bölgede yatırımlar yüksek maliyet ve giderlerle yapılıyor. Bölgede yaşanan terör olayları yatırımları etkiliyor. Rusya genelinde Kuzey Kafkasya ile ilgili derinleşen bir imaj krizi görüyoruz” dedi.
Starodubrovskaya’ya göre, krizin ana nedeni,Rusya tarafından Kafkasya’ya bakış açısında yatıyor.
Kafkas toplumu,depresif,arkaik ve tembel bir yapı olarak görülüyor. Starodubrovskaya ise “ Kuzey Kafkasya-toplumu yakın gelecekte, çok dinamik bir yapıya kavuşacak ifadesinde bulundu.
Konstantin Kazenin ise, Kafkasya’nın mitolojik toplum yapısının etkisini halen taşıdığını söyleyenleri şiddetle eleştirdi. Kazenin’in düşüncesine göre, gerçek politika için milli faktörün büyük önemi yok.
Kazenin,Kafkasya elitinin prensip olarak diğer Rusya bölgeleri elitleri ile farklı bir yapısı olduğu düşüncesini de efsane olarak adlandırdı. Kazenine göre; Politikaya ciddi şekilde etki eden ikinci efsane, şu anki Kafkasya elitinin, Rus yanlısı bölgelerin tek garantörü olduğu düşüncesi. “Güya onlar giderse, kesinlikle ayrılıkçılar gelecek iddiasıyla iktidarını pekiştirmeye çalışan elitler de, istikrarsızlığın önemli bir sebebi oluyorlar. Aslında, bu düşünce hafızalara, ayrılıkçı düşüncelerin gerçekten oldukça güçlü olduğu 90’lı yıllarda dikte edildi. Şu anda bunlar bizim görüşümüze göre marjinal.Bölgede yaşayan normal vatandaşlar için Rusya ile ilişkilerin büyük önemi var” dedi.
Raporu hazırlayanlar kuzey Kafkasya’da köklü reformlar yapılmasının şart olduğunu ifade ediyorlar.Öncelikle bölgede sivil toplumun geliştirilmesinin önemine vurgu yapıyorlar.Ekonomik gelişmenin sivil uzlaşıya dayandığının altını ısrarla çiziyorlar.
Raporda yer alan görüşlere göre, Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinde yönetimlerin halk seçimine dayalı olarak belirlenmesi, sivil diyalog süreçlerinin yaygın şekilde gelişmesi, vicdan özgürlüğü de dahil olmak üzere, anayasal hak ve özgürlüklere şartsız olarak riayetin sağlanması gerekiyor.
Bunun dışında, bu senaryo direnişçilerin sivil yaşama adaptasyonlarına federal düzeyde teşvik ve metot desteği verilmesi önerisini de kapsıyor. Aynı zamanda senaryoda, gençlere kaliteli eğitim sağlanması, Rusya toplumuna entegrasyonları için özel önlemler de hatırlatılıyor.
İrina Starodubrovskaya, her madde ile ilgili olarak, raporu hazırlayanların bu konulardaki politikaların hayata geçirilebilmesi konusunda fikirlerinin olduğunu da kaydetti.
Raporun tanıtım programına katılan uluslararası kriz grubu Rusya temsilciliği başkanı Yekaterina Sokiryanskaya, antiterör faaliyetleri kriz analizi ile ilgili bölümün önemli olduğunu kaydetti.
Sokiryanskaya “ Genellikle bu konu,Kuzey Kafkasya’daki anlaşmazlığı anlamanın kilidi; öncelikli olarak insan hakları savunucularına burada önemli görevler düşüyor. Bu rapor terörizmle mücadelede Rus uzmanları için çok önemli.” dedi
Sokiryanskaya “Raporu hazırlayanların, Kuzey Kafkasya’da kullanılan sert güç senaryosunun hayata geçirilmesi sonucu bölgede istikrarsız bir yapı oluştuğu kanaatlerine aynen katılıyorum. Gençlerin dağa çıkma sebepleri ,bölgede bulunan federal cumhuriyetler arasında oluşan geçmişe dayalı ihtilafların artık açıkça konuşulması zamanının geldiğine inanıyorum “dedi.
Sokiryanskaya, Konstantin Kazenin’in ifade ettiği, Kuzey Kafkasya’da etnik kimlik artık önemli bir faktör olmadığı konusundaki düşüncesine katılmadığını ifade ederken, Dağıstan’da, yönetim ve toplumdaki klancılığın çözülmeden var olan problemlerin çözümünün mümkün olmadığını ifade etti.
Kavkazki Uzel,AjansKafkas