‘Türk hükümeti Gürcistan karşısında acz içinde’

Ankara/Ajans Kafkas – CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Gürcistan’ın Abhazya’yı gidip gelen ticari gemilere uluslararası sularda el koyması karşısında sessiz kalan Türkiye hükümetini acz içinde olmak ve yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladı.

Başbakan Tayip Erdoğan tarafından yanıtlanması talebiyle 21 Ağustos’ta TBBM başkanlığına bir soru önergesi veren Kart, 17 Ağustos’ta Gürcistan’ın Sinop’un 96 mil açığında Türk Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin hemen dışında seyreden 2800 ton yakıt yüklü Buket adlı tankeri kaçırarak Poti limanına çektiğini, yine 20 Ağustos’ta Sohum’dan İstanbul’a hurda demir getiren bir yük gemisine uluslararası sularda el koyduğu hatırlattı. Geminin kaçırıldığı andan itibaren A1S cihazının kapatılmasının da suç olduğunu vurgulayan Kart “Gemi ve yükün açık artırma suretiyle satışının planlandığı öğrenilmiştir. Türk personel tutuklanmış ya da gözaltına alınmıştır. Türkiye, Abhazya’nın bağımsızlığını tanımayabilir. Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanımaya devam edebilir. Ancak hükümetin bu tercihi, Gürcistan’ın her anlamda yaptığı ihlâllere göz yumulmasını ya da iştirak edilmesini gerektirmez” dedi. Kart Ankara’nın tutumuna ilişkin eleştirisini şöyle sürdürdü:


‘Bunun adı korsanlık’

“Evrensel insan haklarının başında gelen yerleşme ve seyahat özgürlüğüyle, aile bütünlüğünü ihlâl eden bu tür eylemlere Türkiye seyirci kalamaz. Bu tür bir ihlalin yapılmasına fırsat verilmeden, saygın bir devlet olma sorumluluğuyla Türkiye, yurttaşlarının haklarını mutlaka güvenceye almalıdır. Yine Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ticaret özgürlüğünü engellemeye yönelik olan ve fiili durum yaratan ihlallere de, Türkiye’nin seyirci ve sessiz kalması hiçbir şekilde kabul edilemez. Gürcistan’ın fiilen Türkiye’nin kontrolünde ve Sinop yakınlarında bulunan, Türk Arama Kurtarma Bölgesi’nin hemen dışında, Rus Arama Kurtarma Bölgesi’nde bu gemiye el koymuş olmasının, uluslararası hukuktaki adı gemi korsanlığıdır. Uluslararası sularda seyretmekte olan bir gemiye el koymanın başka bir açıklaması olamaz. Bu diğer tüm ihlaller bir tarafa Türkiye’nin egemenlik hakkının ihlalidir. Türkiye yönetimi adına talihsiz ve maalesef acz anlamına gelen bir tablo söz konusudur. Yurttaşlarının temel anayasal haklarını koruyamayan, ticaret serbestisine yapılan saldırıları önleyemeyen, yurttaşlarının tutuklanmasına seyirci kalan ve girişimde bulunmayan bir yönetimin görevini yaptığından söz edilemez.”

Kart, başbakanı “Uluslararası sularda seyretmekte olan gemiler ve Türk personele Gürcistan’ın el koyması, personeli tutuklaması, el konulan gemi ve yükler ile ilgili olarak kendi mevzuatı çerçevesinde satış sürecini başlatmış olması Türkiye’nin egemenlik haklarına saldırı anlamına gelmez mi? Türkiye bu ihlâl ve saldırılara neden seyirci kalmaktadır? Gemi ve yükün iadesi, personelin derhal serbest bırakılması ve Gürcistan’ın uyarılması dahil olmak üzere, gerekli yasal ve diplomatik girişimler neden yapılmamaktadır?” sorularını yöneltti.

Neden ambargo?

Kart ayrıca 7 Mayıs’ta Türkiye’nin Abhazya’ya neden ambargo uyguladığına ilişkin soru önergesine başbakanın yanıt vermemesini de eleştirdi. Kart 7 Mayıs 2009 tarihli önergesine atfen şunları kaydetti: “İlgi önergemiz ile Bağımsız Devletler Topluluğu’nun (BDT), Gürcistan’ın talebiyle Abhazya’ya ambargo uygulamaya başladığı; Türkiye’nin de bu karara İştirak ederek Trabzon ile Abhazya’nın başkenti Sohum arasındaki gemi seferlerini iptal ettiği, bu ambargo sonucunda Türkiye’de yaşayan ve sayıları 500 binin üzerinde olan Abhaz ile sayılan 4 milyonu aşan Kuzey Kafkasyalı’nın akrabalarıyla olan ilişkilerinin büyük ölçüde kesildiği ve engellendiği; Abhazya’ya gitmek isteyenlerin ancak Rusya Federasyonu’ndan vize almak suretiyle gidebildikleri, bu durumun ise hem zaman kaybı ve hem de maddi-manevi anlamda mağduriyetler yarattığı; Rusya Federasyonunun ve ambargonun tarafı olan birçok BDT ülkesinin ambargoyu kaldırdığı, hal böyle olmasına rağmen, Türkiye’nin taraf olmadığı bir ihtilaftan dolayı Abhazya’ya fiilen uygulamakta olduğu ambargoyu neden uygulamaya devam ettiği; Türkiye’nin Abhazya’nın bağımsızlığını tanımayarak, Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanımaya devam edebileceği, bu takdirin siyasi sorumluluğunun Hükümet’e ait olduğu, Hükümet politikası ve sorumluluğu altında verilen bu kararın ayrıca irdelenmesi gerektiği; ancak, bu durumun, Abhazların ve Kuzey Kafkasyalıların, temel insan haklarının başında gelen yerleşme ve seyahat hürriyeti özgürlüğü ile aile bütünlüklerinin korunması sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağı; Hükümet’in bu haksız ve dayanaksız ambargoyu sürdürmesi halinde sayıları milyonları bulan bu kişilerin, AİHM dahil olmak üzere tüm yargı yollarına başvuracakları, böyle bir tablonun ise Türkiye Cumhuriyeti’nin saygınlığını, etkinliğini zedeleyeceği dile getirilmiş; Milyonlarca Abhaz ve Kuzey Kafkasyalının, seyahat özgürlüğü ve aile bütünlüğünü ihlal eden politika ve uygulamalara son verilmesi gereği ve bu yolda alınması gereken önlemler dile getirilmiştir. Hükümet bu önergeye süresi içinde cevap vermediğinden, önerge gelen kağıtlar listesinde yayımlanmıştır. Hükümet önergeye cevap vermeyerek bir anlamda konuya olan ilgisizliğini ve duyarsızlığını göstermiş ve bir anlamda da verebileceği bir cevabın bulunmadığını kabul etmiştir. Ancak, tüm bu gelişmeler Hükümet’in siyasi ve hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu konu tarafımızdan takip edilecek ve gündemde tutulacaktır.”FT