Her halkın az ya da çok yekpare bir millet, belki bir gün devlet olma hayali vardır. Kafkasya bu halklarla dolu. Kendilerini Albanya krallığının vârisi sayan Lezgiler de bunlardan biri. Rusya lideri Dimitri Medvedev, 2-3 Eylül’de Bakü’de Nabucco projesine çelme atan doğalgaz anlaşmasının yanı sıra bir anlaşma daha yaptı. Ajansların bir satırla geçiştirdiği bir anlaşma… Bununla iki ülke sessiz sedasız sınırı çizdi. Bir ihtilaf çözüldü çözülmesine de Lezgi vatanının bölünmüşlüğü tescillenmiş oldu.
‘De facto’ sınır Samur nehriydi. Sovyetler çökerken Lezgizistan’ın yarısı Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan, diğer yarısı Azerbaycan’da kaldı. Kuzeydekilerin nüfusu 2002 sayımına göre 336 bin. Azerbaycan’daki Lezgilerin sayısı ise resmi veriye göre 178 bin. Gayri resmi rakamlarsa 400-850 bine çıkıyor. Sovyetler’de Samur’un güney ya da kuzeyinde kalmak fark etmiyordu. Dağıstan da Azerbaycan da aynı şemsiyenin altındaydı. Bölünmenin ilk yıllarında sınır denetimsiz, yollar açıktı. Azerbaycan sınıra sınır muamelesi yapmaya başlayınca Lezgiler birbiriyle ayrı düşmenin ne demek olduğunu anladı. İki kardeş köyün arasına pasaport girdi. Ahmed Arif’in ‘33 Kurşun Yarası’ndaki gibi: “Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız/Karşıyaka köyleri, obalarıyla/Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu/Komşuyuz yaka yakaya/Birbirine karışır tavuklarımız/Pasaporta ısınmamış içimiz/Budur katlimize sebep suçumuz /Gayri eşkıyaya çıkar adımız/Kaçakçıya/Soyguncuya/Hayına.”
Bağımsızlıkta gel gitler
Lezgiler, Lezgizistan davası için Sadval (Birlik) ve Samur adlarıyla örgütlendi. İlk özerklik talebi 1965’te geldi ve ötelendi. Glasnost rüzgârı özerklik balonunu şişirdi ve 1990’da Sadval Lezgilerin iki yakasını buluşturmak için ortaya çıktı. SSCB sonrası Sadval bu kez amacı Azerbaycan’daki Kusar, Kuba, Haçmaz’ı Dağıstan’daki Lezgi bölgesiyle birleştirip bağımsız Lezgizistan’ı kurmak diye formüle etti. Sonra Dağıstan’daki Lezgilerle sınırlı özerklik isteyen ılımlılar ile güneyin katılımıyla bağımsız Lezgizistan’ı savunan radikaller arasında ayrışma yaşandı. Sadval lideri Nasır Primov, 2004’te örgütte tıkanıklık olduğunu itiraf edip Azerbaycan’da bir amaç peşinde koşmadıklarını söylese de son sözü şuydu: “Tek arzumuz Lezgi halkını tek bir devlette birleştirmek.”
Azerbaycan’da 2006’de siyasi kızışmaya paralel Sadval hareketlendi. 2008’de Azerbaycan’daki Kırakoba ve Uryanoba köylerinin statüsüyle ilgili tartışma ve Moskova’da bir konferans, Lezgilerin toprak taleplerini yeniden gündeme taşıdı. Konferansın sponsorları arasında Rus Dışişleri ve Duma da vardı. Konferansta ‘Lezgi Federal Ulusal-Kültürel Özerkliği’ ile Duma Milliyetler Komitesi’nin ortak broşüründe ‘kültürel soykırım’dan bahsediliyor, Rus-Azeri sınırı yasadışı sayılıp yeniden çizilmesi isteniyordu.
Lezgi sorunu çözülmedi
Sadval Rusya’da Adalet Bakanlığı’nda tescilli yasal örgütken Azerbaycan’da terörist diye etiketli. Sadval’ın da Rusya, hatta Ermenistan için maşa olduğu hep söylenegeldi. Azeri istihbaratının gözüyle Sadval’ın profili şu: “Azerbaycan’da Ermeniler dışında terör saldırısı düzenleyen tek örgüt. Ermenistan tarafından destekleniyor. Hedefi Kuba, Kusar ve Haçmaz’ı silah gücüyle koparmak. 10 bin üyeye sahip. Militanları, Ermenistan ve Dağıstan’daki kamplarda eğitiliyor. Terör eylemlerinde 39 Azeri öldü, en az 100 Azeri yaralandı. Primov, Dağıstan’da yağma ve haraç işiyle meşgul. Kürt mafyası da Sadval’a yardım ediyor.”
Fakat çizilen ‘etkin’ profilden son anlaşmaya karşı gürültü çıkmadı. Ya gücünü gerçekten yitirdi ya da Rus patronlar susmalarını emretti. Şunu da not etmeli: Rusya’nın Lezgilere düne kadarki desteği Lezgizistan’a destek anlamına gelmiyor. Kuşkusuz ‘Lezgizistan’, Dağıstan’daki diğer etnik grupları tetikler. Etnisite kurdu Rusya, ucunda parçalanma olan bir süreçte nerede frene basacağını bilir.
Beri tarafta Azerbaycan’da devlet destekli Samur’dan ses çıkmaması da doğal. Çünkü Lezgizistan ülküsüne veda edeli çok oldu. Hatta liderleri Şair Gasanov, Bakü’nün haklarını teslim ettiğine tamamen kani.
Sonuç itibariyle Rusya’nın petrol ve doğalgaza dayalı stratejik öncelikleri ve Azerbaycan’ı Batı nüfuzundan kurtarma hesaplarıyla Lezgi kartı masadan kalktı. Rus ve Azeri liderlerin anlaşmaya ‘ilişkilerin geleceği için köşe taşı’ demesi ve stratejik ortaklık vurgusu boşuna değil. Kuşkusuz çözülen Azerbaycan ile Rusya arasında bir sorun, Lezgi sorunu değil.
Lezgi hareketinin İslami söylemlere bürünüp hem Rusya hem Azerbaycan’ı vuracağına dair öngörü yabana atılmamalı. Nitekim Asul Kasimov ve Nadir Haçilayev’in başını çektiği bir başka Lezgi hareketi, 1996’daki şiddet olaylarıyla Azerbaycan’a bu trendin sonuçlarını tattırmıştı.
……….
Fehim Taştekin