‘Çerkez’ Türkçe isim değil mi?

“Mustafa” belgeselini Ankara yakınlarındaki Gökçehüyük köyünde çekmiştik.Gölbaşı yakınlarında, ufka uzanan bozkırda kurulu, güzel bir köydü.Gökçehüyüklüler, Mustafa Kemal’in Ankara’da karşılanması sahnesinde de gönüllü rol almışlardı.

Onlara bir gönül borcum vardı; ödeyebilmem için bir fırsat doğdu. Çünkü bir dertlerini paylaştılar benimle:
Değiştirilen isimlerini geri istiyorlar.
* * *
Gökçehüyüklülerin Çerkez dedeleri Rusya Federasyonu içindeki Adıge Cumhuriyeti’nden 19. yüzyılın sonlarında Türkiye’ye göç etmişler.
Osmanlı idaresi onları şimdi Gölbaşı ilçesine bağlı olan toprağa yerleştirmiş.
İskân edildikleri köyün adını “Çerkezhüyük” koymuşlar.
Bu isimle 80 yıl yaşamışlar.
Sonra her ne olduysa olmuş, devlet, 1961’de köyün adını değiştirivermiş.
“Çerkezhüyük” gitmiş, “Gökçehüyük” gelmiş.
* * *
50 yıl da böyle gelmişler.
Açılım rüzgârları esip de herkes eski kimliğinin, değiştirilmiş isminin, yenmiş hakkının peşine düşünce Gökçehüyük Çerkezleri de eski isimlerini almak istemişler.
Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında İller İdaresi Genel Müdürlüğü’ne başvurmuşlar.
“Biz niye Çerkez iken Gökçe olduk?” diye sormuşlar.
İki hafta sonra şu cevap gelmiş:
“Kayıtlarımızda yapılan inceleme sonucu, adınızın İçişleri Bakanlığı’nın 28 Eylül 1961 tarihli toplu onayıyla Gökçehüyük olarak değiştirildiği anlaşılmıştır.”
* * *
İyi de niye?
Yılmamış Gökçehüyüklüler:
“Şu ‘toplu onay’ı bi gönderin de bakalım” demişler.
İller İdaresi 1961’de çıkarılan bülteni göndermiş.
Bültenin üstünde “Ankara iline bağlı, yabancı ad taşıyan köylerin ad değişikliği” yazıyormuş.
“Yabancı ad” mı?
“Çerkez” mi yabancı?
Çerkezcede Çerkeze “Çerkez” denmiyor ki…
Çerkezin Çerkezcede karşılığı “Adıge”…
“Adıgehüyük” olsa yabancı denebilirdi belki… Ama “Çerkez” nasıl yabancı sayılır?
Üşenmeyip bu kez Türk Dil Kurumu’na yazmışlar.
“’Çerkez’, yabancı bir sözcük müdür?” diye sormuşlar.
Üç gün sonra şu cevap gelmiş:
“Kurumumuz tarafından hazırlanan Güncel Türkçe Sözlük’e göre ‘Çerkez’ sözü Türkçe kökenli bir özel ad olup ‘Kafkasya’da yaşayan bir boy ve bu boydan olan kimse’ anlamında kullanılmaktadır.”
* * *
Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı’na bir dilekçe yazmış Gökçehüyüklüler:
Bütün yazışmaları ve TDK’nın görüşünü de ekleyip, “Köyümüzün isminde yapılan değişikliğin gerekçesi doğru değildir. Yanlışlığın giderilerek köyümüze adının iadesini arz ederiz” demişler.
* * *
Şimdi top İçişleri Bakanlığı’nda…
Dedim ya, açılım rüzgârı esti bir kez; herkes verilmemiş hakkının, geri alınmış isminin, unutturulmuş kimliğinin peşine düştü.
Sadece uzak Kürt köyleri değil, başkentin kıyısındaki Çerkez köyleri de özünü arıyor, hakkını, hukukunu soruyor.
Bakalım hükümet kendi estirdiği bu rüzgâra dayanabilecek mi?

Can Dündar