Nalçik/Ajans Kafkas – Kabardey-Balkar’daki Çerkes Kongresi’nin genç lideri Ruslan Keşev, Çerkes soykırımının tanınmasının ahlaki bir sorumluluk olduğunu söyledi. Keşev Antisochi.org’a Tiflis’te 19-21 Kasım’da yapılan Çerkes soykırımıyla ilgili konferansı değerlendirdi.
Sayın Keşev, Tiflis’teki konferansı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tiflis’te yürütülen konferans Çerkes meselesini yeni niteliksel bir seviyeye taşıdı. Yüzde 90’ı tarihi vatanının sınırları dışında yaşayan, tarihi vatanında kalanları ise bugün halen 4 ‘halka’ ayrılmış ve altı federasyonu cumhuriyetinde yaşıyor olan Çerkes halkının problemi her geçen gün dünya toplumlarının dikkatini daha fazla cezp etmeye başladı. Çerkes halkının bu durumu uluslararası hukuka ve aynı zamanda Rusya Federasyonu Anayasası’na aykırı.
Rusya devlet tarafından 1763-1864 yıllarında yaşanan Rus-Kafkas savaşı döneminde işlenen Çerkeslerin jenosidi kaçınılmaz olarak dünya toplumu tarafından tanınacak.
Ancak bu tür konferansların çalışmasının daha açık olarak inşa edilmesini isterdim. Konferansta Çerkes meselesinden başka Kuzey Kafkasya’da özellikle Çeçenya, İnguşetya’da insan haklarına riayet problemleri incelendi, Dağıstan’daki durum incelendi. Benim görüşüme göre, zaman dağılımı büyük ölçüde dengesiz oldu. Çerkes meselesi orantısız olarak az zaman aldı. Bunun dışında, konferansın bazı pratik tavsiyeler çıkarmasını, sadece gerçekleri açıklamakla kalmamasını isterdim. Çerkes meselesine gelince, biz bir kez daha dünya toplumunun dikkatini Çerkes halkı problemine çekmek için bir tribün daha elde ettik.
Biz Gürcistan’a halkına, konferansın tüm organizatörlerine, Jamestown Foundation’a sundukları imkandan ötürü minnettarız.
Sayın Keşev, ne düşünüyorsunuz, Gürcistan yakın bir zamanda Çerkes jenosidini tanır mı?
Tiflis’te 19-22 Mart 2010’da yapılan ilk konferansın ardından bazıları somut tarih bile verdi. Daha sonra bu tarihler ertelendi. Ama bu tarihler Gürcistan Parlamentosu’nun çalışmalarına ne kadar bağlı bilmiyoruz. Ve elbette Gürcistan Parlamentosu tarihi belirleme ve kararı alma konusunda bağımsız. Ancak problemin önemini göz önünde bulundurarak Çerkes Kongresi temsilcilerinin Gürcistan parlamentosu üyeleri ile görüşmesinde Gürcistan devlet başkanı ve parlamentosuna Çerkes jenosidinin tanınması meselesinin görüşülmesini hızlandırma ricasıyla başvurduk.
Siyaset bilimci Epifantsev’in herhangi bir jenosit olmadığı yönündeki iddiasını nasıl yorumluyorsunuz?
Böyle bir siyaset bilimci tanımıyorum. Ama Epifantsev ve onun gibiler ne iddia ederse etsin, bu hiç bir şey değiştirmez. En mantıklı şey, Çerkes halkı jenosidini inkar etmek değil, onu kabul edip Çerkeslerin tarihi vatanlarına dönüşlerine yardımcı olmak olurdu.
Çerkes halkı jenosidinin tanınmasının ardından Çerkes hareketi ikinci etap olarak hangi hedefleri koyuyor?
Çerkes jenosidinin tanınması, bu asıl mesele değil. Çerkes Kongresi’nin amacı Çerkes halkının tarihi vatanında birliğini yeniden inşa etmektir. Çerkes jenosidinin tanınması sonucunda Çerkesya’nın dünya haritasından silinmesine neden olan adaletsiz savaşta ölen yüz binlerce kişinin şu anda hatırası önünde yaşayanların ahlaki borcudur. Çerkes jenosidinin tanınması tüm dünya için 19. yüzyılın en trajik sayfasını açmaya imkan verecek ve yurttaşlarımızın tarihi Vatanlarına geri dönüşüne hizmet edecek.
Bildiğim kadarıyla Karaçay-Balkar halkından delegeler de jenosidin tanınması konusunda sizi destekledi.
Jenosidin tanınması konusunda tüm konferans katılımcıları bizi destekledi.
ÖZ/FT
Ajans Kafkas için çeviren Özlem Güngör