Bagapş neden propaganda yapmadı?

Seçimler öncesinde Abhazya Devlet Başkanı Sergey Bagapş, Newsweek yorumcusu Leonid Ragozin’e, neden aktif kampanya yürütmediğini ve seçimlerin ilk turunda kazanacağını umduğunu anlattı.

 
– Şu anki Sergey Bagapş’ın, dört yıl önceki Sergey Bagapş’tan farkı nedir? Sizde ne tür gelişmeler oldu, o zaman anlamadığınız, şu anda anlamış olduğunuz şeyler nelerdir?
 
– Yönetimde ilk yılım değil. Devlet başkanı olmadan önce başbakan idim, Sovyet döneminde ülke yönetiminde idim. Bundan ötürü özel bir sır yoktu, elbette tüm görevlerim arasından en zor olanı devlet başkanlığı görevi idi. Beş yıl içinde, daha önceden bilmediğim- tek şey anladım, devlet başkanının, devlet başkanlığı için peşpeşe yürütülen şeylere bazen tepki göstermemesi için çok büyük sabrının olması gerekiyor. Rusya yönetimindeki zeki biri bana, basının ve muhalefetin beni çekiştirdiğini, tüm bunların beni bıktırdığını söylediğimde şöyle demişti: ‘ Siz bu görevi seçtiniz, bunlar ise- devlet başkanlığını oluşturanlardandır’. Bundan dolayı, devlet başkanının sert bir hareketin veya sert bir sözün toplumu sorunla karşılaştıracağının bilincinde olarak her şeye sükunetle yaklaşmayı öğrendim. Bundan ötürü her hareket ve sözü takip etmek ve bazen uzlaştırıcı kararlar almak lazım.
 
– Rakiplerinizi sizin hemen hemen hiç seçim kampanyası yürütmediğinizi, sizin gerçek bir kampanyanız olmadığını söylüyor. Bu doğru mu ve neden?
 
– Bizim, Abhazya halkı arasında işlerimizle propaganda yapmak için beş yılımız oldu. Bu beş yıl içinde gerçekten çok şey yaptık, çok şey inşa ettik, bütçeyi beş katı büyüttük, maaşları, emekli maaşlarını arttırdık. Biz ülkeyi 2004’de bütçesi 400 milyon ruble iken aldık. 2010’da ülke bütçesi artık 2 milyar olacak. Bizim Rusya Federasyonu ile çok iyi ilişkilerimiz var. Biz en önemlisini, devletin bağımsızlığını ve Kodor Vadisinin boşaltılmasını sağladık. İnsanlar bugün rahat uyuyorlar. En önemli görev, 15 yıl yaşadığımız savaş öncesi durumdan insanları, oluşturma ve ekonomi alanına götürmektir. Bu basit bir süreç değil. Çünkü hızla hastaneler, okullar ve yollar inşa etmemiz gerekiyor, ama en zoru, savaş sonrası ve yakınlarını kaybetmesinden sonra ruhunda izler bulunan  insan bilincini oluşturmaktır. Bunun için zaman lazım ve elbette hükümetin çalışması. Bundan ötürü bu afiş ve pankartları asmıyoruz…
 
– Toplu faaliyetler, Rusya artisleri ile konserler olmayacak mı?
 
– Hayır, konserler yapmacağız. Benim çok dostum var. Biliyor musunuz, buraya Rusya’dan bakanlar, başbakan yardımcılarının gelmesi gibi bir şey yapabilirdim. Lujkov’un ziyareti tamamıyla bir iş ziyareti idi ve Yuri Mikailoviç Lujkov’un- Devlet Başkanı Bagapş güzel ve yumuşak, biz onu biliyoruz, dostuz onun için oy verin şeklinde hiçbir propaganda yapmamasını söyledim. Böyle yapmamalı, bu tür şeylerin, geçen seçimlerde olduğu gibi ters teptiği halkının mantalitesini bilmek lazım. Bu yüzden bu duruma rahat yaklaşıyorum. Eğer birileri, her ağaç, tuvalet ve çöp kovalarına yapıştırılan afiş ve pankartların seçimlerde büyük rol oynadığını düşünüyorsa, onlar ciddi şekilde yanılıyorlar.
 
– Ama Sergey İvanov size gelecek, anladığım kadarıyla…
 
– Evet, böyle bir toplantıya hazırlanılıyor- zaman açısından nasıl elverirse, ya İvanov yada Levitin. Sadece üretim işleri: havaalanı, yol, deniz limanı, otomobil ulaşım- irtibatın çalışmaya başlaması için.
 
– Seçim kampanyası sürecinde iken neden seçimlerle ilgili anayasa kanununda düzenlemeler yapıldı?
 
– Öncelikli olarak, bu Moskova ve Kuzey Kafkasya’daki diasporamızın ısrarlı ricası idi. Bunlar Abhazya vatandaşları, onların Abhazya pasaportları var, bunda ötürü onların seçimlere-bağımsız devlet olarak yapılan devlet başkanlığı seçimlerine- katılma taleplerinde hakkı olduklarını düşündük. Bu değişikliği yapmak, bağımsızlığı tanınmamış bir devlet olarak yapma zordu. Bugün biz tanınmış bir devletiz ve bunu yapabiliriz. Bizim Rusya’da elçiliğimiz var, Karaçay-Çerkes’de özel elçiliğimiz var ve oradaki vatandaşlarımıza böyle bir imkan vereceğiz. Burada başka bir şey yok.
 
Ve tüm bu çağrıları- bu Moskova’da bunu özellikle yaptı, çünkü orada onun taraftarları çok şeklinde- gündeme getirmek doğru değil. Gal bölgesiyle ilgili de aynı şey- Gal bölgesi sakinlerinin çok pasaportu olursa onlar Bagapş için oy kullanacak demek büyük saçmalık. Şöyle diyorum- tamam böyle problemleriniz olmaması için pasaport verim işlemini 1 Ekimden itibaren durduruyoruz. Ama şimdi Moskova’da oy kullanmak, Çerkesk’te oy kullanmak gerekmiyor diyorlar. O zaman ben de şöyle diyorum, gelin Oçamçira’da oy kullanmayalım, Gagra’da da. Ve sonra- Gal bölgesinde yaptığımız elbette hiçbir şekilde insan hakları konuları çerçevesine uymaz. Bizim böyle yapmamamız, muhalefetin de böyle davranmaması lazım. Gürcülerin zamanında bize yaptığını biz onlara yapamayız. Bunun Abhazya’yı uluslar arası işlerde etkileyeceğini de düşünüyorum.
 
– Abhazya pasaportlarıyla ilgili durumu açıklayın. Kaç tane verildi, kaç tane kayboldu, depolarda kaç tane var?
 
– Yanılmıyorsam 137 bin kadar pasaport verdik. 20 bin kayboldu-bunlar gemi buraya gelirken Gürcüler ele geçirdi ve Gürcistan’a götürdü. İçişleri Bakanlığı depolarındaki pasaportların bir kısmı orada mahvoldu. İlk günden itibaren bizde vatandaşlık ve pasaport verme işleriyle Raul Hacimba ilgilendi. O bu mesele ile ilgilendi: temizliğiyle, verilmesiyle. Bundan dolayı böyle bir ihtimal varsa da orada çifte, veya üçlü vatandaşlığı olanların olduğunu düşünmüyorum. Çünkü biz, bizim pasaportumuza sahip- Abhazya vatandaşı bir kişiyi ve Moskova’da aynı pasaporta sahip, ama Gürcülerce çalınan serilerden olan pasaporta sahip bir Gürcüyü gözaltına aldık. Ayrıca biz Mayıstan itibaren normal, uluslar arası standartlarda ülkeler arası pasaportların siparişini verdik. Şu anki pasaport hiçbir ölçüye uymuyor. O sadece sendika bileti gibi. O hatalı olarak, ‘Abhazya vatandaşı pasaportu’ olarak yazıldı, halbuki ‘Abhazya Cumhuriyeti Vatandaşı Pasaportu’ olarak yazılmalıydı. Ama bize kadar getirildiği için tüm partiyi iptal etmedik ve listeye göre herkese verdik. Nüfus sayımı gibi bir şey yaptık, tüm bu pasaportları verdik. Yabancı ülke pasaportlarının ardından uluslar arası ölçülere uygun kimliklerin siparişini vereceğiz ve onları daha hızlı bir şekilde vereceğiz.
 
– Abhazya sıkça Kosova ile kıyaslanıyor, ama Priştina’da Sırplar çalışıyor, orada Sırp dilinde medya var, bununla birlikte tam bir kendi kendini idare var. Sohum’da örneğin ne zaman Gürcü dilinde medya olacak?
 
– Sohum’da buna ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum, burada tek tük Gürcü yaşıyor. Bunlar karma aileler vs. Gal’de onların ana dilleri Megrelce yayınlanan bir gazete var. Gürcü diline gelince, bunun yakın bir zamanda olacağını düşünmüyorum, çünkü böyle bir ihtiyacımız yok. Gal’de insanların kendi dillerinde okullarda eğitim görmesine karşı değiliz. Onlar Gürcüceyi kendi dilleri sayıyor- tamam Gürcüce eğitim görün, ancak bizim programlarımıza göre. Çünkü siz Abhazya’da yaşıyorsunuz, Abhazya kanunlarına uymanız gerekiyor. İşte hepsi bu. Transfer konusunda onların problemi yok- onların çoğu burada çalışıyor. Bizim Gal’den milletvekilimiz var. Oradan gelen inşaat işlerinde çalışanlar var, hükümette çalışanlar var.
 
– Gürcistan’dan mültecilerin geri dönüş konusu- bu konu hiç değilse orta dereceli bir perspektifte bulunmuyor mu?
 
– Hayır, henüz yok. Henüz savaşın yaraları oldukça acı verici. Husumet oldukça güçlü. Ve en önemlisi- Gürcistan bu meselenin hiçbir zaman çözülmemesi için her şeyi yapıyor.
 
– Nasıl?
 
– Açıklamalarında, eylemlerinde- Güney Osetya’da savaş, sınırda gerçekleştirdikleri eylemler- ve bunlar insanımızı elbette endişelendiriyor. Ve biz hiçbir zaman Gürcistan ile böyle bir ilişki seçeneğine gitmeyeceğiz. Eğer bugün Cenevre’de Gürcistan ile müzakereler yürütüyorsak, bu imzalanmış olan Medvedev-Sarkozy belgesine saygıdandır. Müzakere sürecine karşı değiliz, ancak ilişkilerin uluslar arası hukukun iki kurumu, iki devlet ilişkileri üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Perspektifte hiçbir giriş meselesi bulunmuyor. Biz artık çoktan bunu geçtik. Abhazya hiçbir zaman Gürcistan yapısı içinde olmayacak.
 
– Tiflis’te konuşulabilecek birisi var mı?
 
– Galiba, var. Dünyada kötü  halk olmuyor, halkını bugün Gürcistan halkının bulunduğu duruma getiren kötü siyasetçiler var. Durumu anlayacak bir siyasetçi ortaya çıktığında- konuşmaya hazırız. Hiç kimse bizim ve Gürcistan arasında İngur üzerinden Çin seddi koymuyor. Gürcistan bir kereliğine ve sonsuza kadar anlamalı, Abhazya Gürcistan’ın bölgesi değil, tanınmış bir devlettir.
 
– Rusya Abhazya’nın Gürcistan’dan bağımsızlığını tanıdı. Peki sizce, Rusya yönetiminde Abhazya’nın Rusya’dan bağımsızlığı tanınıyor mu?
 
– Elbette, tanıyorlar. Bana yabancı gazeteciler sıkça soruyorlar, işte Rusya sizi tanıdı, daha sonra sessizce ordusunu, sınır muhafızlarını yerleştirdi ve her şeyi kendisine çekiyor. Böyle bir problem yok, Rusya’nın buna ihtiyacı yok. Rusya- büyük bir güç, büyük bir ülke, dünyadaki en büyük ülke. O sürekli olarak uluslar arası toplumda hareketlerini koordine ediyor. Rusya’ya Kafkasya’da, Kuzey ve Güney’de tek şey lazım- istikrar ve sükunet, hepsi bu.
 
– Abhazya’da, Rusya’dan olduğundan daha fazla demokrasi var- bu açık. Moskova’da bundan ötürü eleştirilmiyor musunuz?
 
– Siz de biliyorsunuz- hayır. Aksine onlar bizim demokratik hukuk devleti inşa ettiğimizi görüyorlar. Biz uluslar arası hukuk ölçülerine göre yaşamak istiyoruz. Uluslar arası hukuk bölgesinin, bazen uluslar arası topluma karşı ayrıcalıklarından çok sorumlulukları olduğunu çok iyi biliyorum. Eğer bu yola girdin ve tanındıysan, uluslar arası hukuk ölçülerine göre yaşaman gerekiyor. Bizimle diyalog yürütmek isteyen herkesle konuşmaya hazırız. Ama biz, bugün Avrupa, Batı ve Gürcsitan’ı bir bütün devlet olarak gören, Abhazya’yı tanımayan ülkeleri kabul etmiyoruz. Ben bir siyasetçiyim ve bu konuda siyasetçileri anlıyorum. Bundan dolayı zorlamayı düşünmüyoruz. Bunun çok kolay bir süreç olmadığını iyi anlıyoruz. Ve devletinin uluslar arası statüsü, seni tanıyan ülkeler sayısına bağlı değil. Batı Sahra’yı 48 ülke tanıdı- ve sonra? Mesele bu değil. Bizim burada, AB ve diğer ülkeler: evet bu insanlar tanınmış olma ve uluslar arası toplumda yaşama özelliğinde diyebilecekleri bir toplum inşa etmemiz lazım. Ve bu zor bir görev.
 
– Rakiplerinizden bazıları için çok yönlü dış politika- sövme sözü gibi. Sizin için?
 
– Tabii ki hayır, bunu ben bizzat açıkladım, böyle bir politika olacak. Elbette bizim esas partnerimiz- Rusya Federasyonu, söyleyecek bir şey yok. Ama bizim diğer ülkelerle diyalog yürütmememiz mümkün değil. Biz kapalı bir toplum inşa etmek istemiyoruz. Vektörlülük- kendi siyasi çıkarlarını dağıtma demek değildir. Bu- dünya ile konuşabilmedir. Bizim Türkiye’de büyük bir diasporamız var. Türkiye ile diyalog kurmamalı mıyız? Şu anda İran, Suriye ve Muammer Kaddafi ile çalışıyoruz. Heyetimiz Ekvator’da. Bunu nasıl adlandırmalı ? Sadece görüşme mi, yoksa devletin dış politikası mı? Eğer biz sadece tek ülke ile konuşursak, bu artık dış politika olmaz. Dış politika- diyalogda bulunduğun çok sayıda devlet demek. Bu nedenle, muhaliflerimin göğüslerini döverek, vektörlüğe karşı olduklarını, sadece Rusya ile olmamız gerektiğini söylemeleri- bu sadece oyundur. Buraya sınır muhafızlarını koyduğumuzda, Rusya askerinin bulunması konusuna karar verdiğimizde, aynı insanlar Rusya Federasyonuna çok imtiyazlar gösterdiğimiz şeklinde bağırdılar. Ama bu onların problemi.
– Size Beyaz Rusya heyeti geldi. Onlardan tanınma bekliyor musunuz?
 
– Elbette bekliyoruz.
 
– Perspektifler iyi mi? Çünkü onlar Tiflis’i de ziyaret ettiler.
 
– İyi perspektifler olduğunu düşünüyorum. Onlar baktılar ve sakallı militanların ellerinde makinelilerle köylerde koşuşturmadığını gördüler. Siz de görüyorsunuz, burada barışçıl rahat bir hayat var. Bizde yazın dinlenen çok var. Bir çok sosyal problemimiz çözüldü. Gerçi çok ağır bir abluka olduğu için bizim için çok zor oldu. Dış dünyaya bağlantı zorlaştırıldı. Biz sadece Rusya ve Türkiye ile büyük irtibatlara sahiptik. Ekonominin gelişmesi için elbette bu engeldi. Tüm bunların kalkacağını umuyorum.
 
– Geçen devlet başkanlığı seçimlerinden çok ciddi izlenimler kaldı. Bu sefer de böyle sıcak olacak mı?
 
– Evet, geçen seçimler çok zordu. O zaman ben, herkesin, Rusya ve diğer tüm güçlü dünyanın karşı olduğu kişiydim. Bugün durum biraz farklı. Muhaliflerimden farklı olarak kirli teknolojiler kullanmıyorum. Buraya halkla ilişkicileri çağırmadım. Ekranlardan yönetime çamurdan başka bir şey atılmadığı şeklindeki seçeneklere gitmiyorum. Biz tek bir kişiyi hiçbir şeyle sövmedik. Halbuki her biri hakkında çok bilgilerimiz var. Biz devlet başkanlığına aday olan insanlara saygı duyuyoruz. Onların bu görevi hak edip hak etmediğini halk değerlendirecek. Ama biz çamur atmakla meşgul olmaya alışmadık. Beş senelik devlet başkanlığım müddetince muhalif basında hakkımda çok pislikler oldu. Eleştiri değil- pislik. Çünkü insanlar, eleştiri ve kişisel hakaret sınırlarını hissetmeyi bıraktı. Gazetecilerin buna izin vermemesi lazım, çünkü Abhazya’da bu, insanlarca çok kabul görmüyor. Bundan dolayı herkesi, her zaman sükunete çağırdım. Yönetimin eleştirilecek noktaları var. Bizim problemimiz çok- suç, uyuşturucu, yolsuzlukla ilgili- diğer devletlerde olduğu gibi. Ama kişisel alana girmemek lazım.
 
– İkinci tur için bilet almalı mıyız?
 
– Gerekeceğini düşünmüyorum. Her şeyin normal olacağını düşünüyorum. Muhaliflerimin yaptığı gibi, bizim birinci veya ikinci turda kazanacağımız şeklinde açıklamalar yapmak istemiyorum . Şöyle dedim: asılan afişlerin sayısına göre değerlendirilecek olursa onlar kazandılar. Siz görüyorsunuz, biz hiçbir şey asmıyoruz. Ben sadece acıyorum, biz güzel duraklar ve daha başka şeyler inşa ediyoruz, binaları ve direkleri boyuyoruz… Şimdiyse onların hepsinde bir şeyler asılı, orada dökülüyorlar, kesilip atılıyorlar. Ama böyle olmaz- şehrini sevmek lazım. Afişlerin asılabileceği, asılması gereken yerler var. Eğer bu seçimler için gerekliyse, herkes içindir. Gelecekte bu tür tanıtımların yapılacağı yerleri belirleyen bir kanun çıkarmak ve medeni çerçeveye geçmek lazım.
 
Kaynak: Runewsweek.ru 07.12.09
Ajans Kafkas için çeviri: Özlem Güngör