Sonuç beklentiyi aşınca: Diktatörün mutluluk anları
Hep Çeçenya’dan savaş haberleri almaya alışık kamuoyu bu sefer barış için yürüyen binlerce insanın gökleri inleten tekbir seslerini dinledi. Ama bu seferki tekbirler son 20 senedir dinlemeye alışık olduklarından farklıydı. Daha dün kendilerini acımasızca yer yüzünden silmeye çalışan Rusların hayranlıkla dinlediği tekbir sesleri artık, Ruslarla ortak çıkarları uğruna yükseliyordu.
Fransa’nın başkenti Paris’te yaşanan ve toplam 20 den fazla insanın hayatını kaybettiği Charlie Hebdo saldırısı Rusları ve Çeçenleri bir araya getirdi. Meydanda yapılan protesto ve toplu kılınan namazın ardından biten Coharkale (Grozni) gösterisi neden bu kadar önemliydi? Neden Rusya benzer bir protestoyu Moskova’da yasaklarken Coharkale’yi bütün dünyaya devlet TV kanallarını kullanarak gösterdi? Putin’e sevgi ilan ederken zorla getirilen bu topluluk bu sefer niye seferber oldu? Bu sorulara cevap aramak için sosyal medyadan Coharkale sokaklarına kadar indik, insanlara sorduk ve cevaplarını aldık.
19 Ocak pazartesi günü, aslında Çeçenya Cumhuriyetinde bugüne kadar yapılmış değişik terör karşıtı yürüyüşlere bir tanesi daha eklenecekti. Hatta yerel yönetim yüz binlerin katılacağı mitingi anons ettiğinde alışılageldik şekilde devlet memurlarına ve Putin’e sadakat yemini ettirilen polis memurlarına kendileri ve aileleri ile yürüyüşe gitmelerini söylemişti. İstenmeyen bir görev daha, maaş uğruna yerine getirilecekti. Hazırlıklar yapılırken her zaman oldu gibi kendi aralarında yarışan komşu cumhuriyetlerin valileri, Putin’e, yönettikleri halkın desteğini sergilemek için amansız bir yarışa başladı. Bu yarışı kızıştıran birkaç sebep daha vardı. Bunlardan bir tanesi Kadirov’un futbol stadında yaptığı 20 binlik askeri şovu, diğeri ise Hodorkovski’yi şahsi düşman ilan ederek en yakın komşusu ve aynı zamanda en büyük düşmanı olan Yevkurov’u açık ara farkla geride bırakmasıydı. İnguşetya valisi Yevkurov hızlı davrandı ve İnguşetya’nın başkenti Magas şehri Kafkasya’da Fransızlara “Biz Charlie Hebdo Değiliz” diyen ilk cumhuriyet oldu. Gerçi Magas mitingi istenildiği gibi geçmedi. Kafkasya’da çok sevilen, devleti eleştirmesiyle bilinen Hamzat Çumakov’a söz verilmedi. Mitinge provokasyonlar olmasın diye İnguşetya valisi Yevkurov da katılmadı. Sonuçta 20 bin insan geçen cumartesi Magas’ın merkezinde “Biz Muhammed’i Seviyoruz, Biz Charlie Hebdo Değiliz” diyen ilk Kafkasya cumhuriyeti oldu. Kendisi orada olmasa da halkın desteğini sergileyen Yevkurov tabandan gelen talebi lehinde kullanmayı ve komşu Çeçenya valisini geçmeyi başardı. Valiler kendi aralarında yarışırken sokağa çıkan vatandaş gönülden Hz. Muhammed’e (s.a.v) yapılan haksızlığı kınadı. Hem tabanın hem üst yönetimin de istekleri karşılanmış gibi görünse de halk olaydan tatmin olmamış gibiydi. Miting sonrası, mitingin kendisinden çok din adamı Hamzat Çumakov’a konuşma izni verilmemiş olması konuşuldu.
Öbür tarafta, Dağıstan valisi Ramazan Abdulatipov yayınlanan karikatürleri kınamakta geç kalırken böyle bir mitingin söz konusu olamayacağını duyurmuştu. Art arda gelen yolsuzluk iddialarıyla çalkalanan Dağıstan’da yönetim halkın sokağa çıkmasından korkuyor gibiydi. Tabi ki bu korku sebepsiz değil. Son üç ayda Dağıstan’da halk sürekli ve değişik nedenlerle sokaklara dökülüyor. Hatta insanların cuma sonrası kimlik kontrolü yapan polislere dayak attığı bile oldu. Yani sosyal medya da sürekli istifası konuşulan ve asılsız istifa haberlerini yalanlamakla meşgul olan Abdulatipov için, böyle hayırlı bir protestoya çıkan halkı kontrol edememek riski vardı ve protestolar gerçekten de kanlı olaylarla ve kendisinin istifasıyla sonuçlanabilirdi. En azından istifa dedikodularının gerçekleşmesi riski son derece yüksek olurdu. Miting yapmamak için daha bir çok nedeni olan Dağıstan valisi sonuçta Charlie Hebdo saldırısını federal gazeteye verdiği röportajda kınadı ve Charlie Hebdo olmadığını aynı röportajda söylemekle yetindi. Halkın talebi olan Hz. Muhammed’e (s.a.v) çirkin saldırının kınanmasını ise camilerde kılınan namaz sonrası dualarla yapılmasını daha doğru bulmuş olmalı ki, Dağıstan müftülüğü eylemin bu şekilde yapılacağını duyurdu. Ve Dağıstan halkının haklı talebi camilere hapsedilirken nüfusun çoğunu bu karar tatmin etmedi.
Kuzey Kafkasya’nın Çeçen, İnguş ve Dağıstan cumhuriyetlerinin de dahil olduğu Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi, Fransa’da yaşanan Charlie Hebdo olayı olmasa bile çok yoğun gündemi olan bir bölge. İnsan hakları örgütleri, merkezi yönetime bağlı askeri ve polis birliklerini insan kaçırmakla, yargısız infazlarla, tutuklulara işkence etmekle suçlarken bölgede bürokratların rüşvet skandalları bitmek bilmiyor. Bu gündeme ayrılıkçı ve radikal İslamcı örgütlerin saldırıları da eklenince bölge insanının ne kadar eziyet gördüğünü ve haksızlıklarla boğuştuğunu tahmin etmek mümkün oluyor. Yani yerli halkların sokağa çıkmak ve eylem yapmak için yeterince sebebi var. Fakat emniyet güçleri halkı sokağa davet etme kabiliyeti olan liderleri erken tespit ediyor ve öldürmese bile uyduruk nedenlerle mahkum ediyor. Böyle bir durumda bölgede kitlesel eylemler yapan tek cumhuriyet yönetimi var. Çeçenya Cumhuriyetinin valisi tam tersine her fırsatta Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’e ve Dünya’ya verilecek mesajları hep devlet memurlarını sokağa dökerek verir. Her eylemde Putin’e biz sana sadığız demeye çalışan Çeçenya valisi Kadirov devlet memurlarını kullanarak mutlu Çeçenya kareleri çiziyor. Bu olayda da benzer bir tablo çizmeye çalışan Kadirov beklenmedik bir gelişme ile karşılaştı.
Bir kaç asırdır komşusu olan Rusya tarafından ezilen Kafkas halkları neredeyse kendilerine yapılan haksızlıklara alışmıştı, hatta Rusya’nın yürüttüğü bu asimilasyon politikalarına karşı bir tür bağışıklık geliştirdikleri de söylenebilir. Sonuçta, her 50 yılda bir isyan ve savaşlara dönüşen bir mücadele süreci hala devam etmekte. Şimdilik pasif bir direniş ile devam eden bu tarihi süreç tek bir güç ile yönetilmediği için çok büyük sonuçlar doğurmazken, son Çeçen-Rus savaşlarının sonucunda Rusya’nın kısa vadede başarı elde etmiş olduğu görünüyor. Bölge halkı, var olan baskılardan dolayı çoğu zaman kendine yapılan haksızlığa ve adaletsizliğe sert bir şekilde karşı koymazken, uluslararası karikatür skandalına çok büyük tepki verdi.
İşte bu tepkinin sebebi, ilk önce Rusya’da yönetimi değiştirme amacı olan ve Putin’in yeni af edip de hapisten çıkardığı Hodorkovski’nin Batı’nın ve Liberal Rusların beğenisi için yaptığı açıklama oldu. Hapisten çıkar çıkmaz Kafkasya için söylediği “Kafkasya topraklarımız için gerekirse yine savaşırım” sözlerine, Paris’te yapılan Charlie Hebdo saldırısı sonrası “Her özgür gazete Muhammed karikatürlerini yayınlamalı” sözleri eklenince, belki fark edilmeyecek olay halkın dikkatini çekti. Hadorkovski’nin bu hatası Moskova’da işleme alındı, Charlie Hebdo olayı Rus merkezi basını tarafından her eve taşındı. Daha önce Ukrayna’da Rus yanlısı ayrılıkçıları haklı çıkarma çabalarıyla meşgul olan federal basın bir anda İslam dünyası ve haksız yere öldürülen Orta Doğulu insanları öne çıkardı. Charlie Hebdo olayı hakkında komplo teorileri anlatıldı ve bir gazetenin sırf tirajını yükseltmek için Müslümanları karalama kampanyası olarak servis edildi. Tabi Rusya’nın liberal muhalefeti daha önce yaptığı gibi bu defa da Putin’in değirmenine su taşıdı. Her şekilde Müslümanları karalamaktan vazgeçmeyen liberal muhalifler, Putin’den daha kötüsü varsa o da biziz mesajı verdi. Buna Suriye ve Ukrayna krizlerin Batı tarafından üretildiği söylentisi de eklenince ipler koptu. Artık Kafkasya’da her gün ezilen ve öldürülen halk resmi basın üzerinden bu baskının tek sorumlusunun Batı olduğuna, aşırı radikal dincilerin Batı’nın desteklediği terör örgütlerinin elemanları olduğuna ve polislerin gerçek kahramanlar olduğuna inandırıldı. Tabi bunlara inanmayan bir kısım da var ama Hz. Muhammed’e duydukları sevgi, ona yapılan haksızlığı kendilerine yapılan zulümden öncelikli görmelerine sebep oldu. Daha dün kendilerine karşı sokağa çıkacak insanların kızgınlığı iyi yönetilip uzakta olan bir Charlie Hebdo dergisinin ölen karikatüristlerine çevrildi. Artık Kadirov bir milyonluk kitle ile şovu başarılı bir şekilde yapma imkanına kavuşmuştu. Daha dün zorla meydana getireceği devlet memurları ve üniversite öğrencilerini hesaplarken bir anda gönüllü olarak gelecek samimi bir kitleye kavuştu.
Böyle eylemler yapmakta çok tecrübeli olan Çeçenya Cumhuriyeti yönetimi eline geçen fırsatı çok iyi kullandı ve Coharkale’nin sokakları Kafkasya’nın bütün cumhuriyetlerinden gelen binlerce insanla doldu taştı. Bu insanların geneli iyi niyetliydi ve gerçekten Batı’ya Charlie Hebdo olayıyla ilgili mesaj vermek için Çeçenya’nın başkenti Coharkale’de toplanmışlardı.
Böylece iyi yönetilen süreç sonrası ortaya çıkan manzara, Rusya’dan kaçıp Avrupa’ya ve Türkiye’ye sığınan muhaliflerin Kafkasya’daki halka yönelik doğal tepkisine dönüştü. Ama bu tepki, süreci yönetenlere değil yaptıklarına inanarak samimiyetle sokağa çıkan insanlara yöneldiği için, daha düne kadar halkın sevdiği ve değer verdiği muhalif liderler ile halk arasında mesafe oluşmaya başladı. Sosyal medyada Coharkale mitingine katılan herkese Rus yanlısı, satılmış, işbirlikçi olarak damga vuran dışarıdaki muhalifler, kendilerine değer veren halktan kopup Rusya’nın liberalleriyle aynı safta olmayı becerdi. İlerde halka bunları unutturamazlarsa bu liderlerin çoğu Hodorkovski veya Navalni gibi halk tarafından terslenip tarihin siyasi çöplüğüne atılacaktır.
Sonuçta Putin yönetimi, kötünün iyisini seçen halk tarafından desteklenmese bile ayaklanma görmeyecektir. İç sorunu çözen Putin yönetimi Coharkale üzerinden Batı’ya karşı Müslümanlara sağlam mesaj verme imkanı buldu ve en önemlisi Batı’ya, eğer üzerime gelirseniz size karşı İslam dünyasını örgütleyeceğim mesajını verdi. Daha dün ABD ve Batı’ya karşı yalnız kalan Rusya, Charlie Hebdo sonrası kendisine İslam dünyasından yeni müttefik bulma imkanına kavuşabilir. Eğer süreç bu şekilde ilerlerse tarihte ilk defa Rusya’nın ve Müslümanların ortak hareket ettiğini görebiliriz.