Bir Kadirov Masalı -1-

Osmanlı-Türk mimarisinin son büyük eseri Hacı Ahmet Kadirov Camii’nin şerefelerinden yayılan ışık gözlerimizi kamaştırmaya devam ediyor…

Ramzan Kadirov’un sevgili dostu ve gönül elçisi Seyfullah Türksoy, devlet büyükleri, din adamları ve muhafazakar camianın gazetecileri ile sivil toplum adamlarından oluşan bir kafileyi daha ‘Çeçenya Gerçeği’ ile tanıştırdı. Şimdi onlar görevli oldukları kurumlar ve medya aracılığı ile gördüklerini, tabii görebildikleri kadarıyla, halka anlatacaklar. Yani 2009’da sergilenen vahim senaryo, tekrar perdeye aktarılıyor. Ve konu, Kadirov’un sicilini temizlemeyi amaçlayan turlar tertiplemek olunca, bize de bazı şeyleri hatırlatmak düşüyor.

Bu yazının hatırlatma dışında bir işlevi olamayacağını başlangıçta bildirmek isterim, zira esas amacım, gerçekleri çarpıtmak adına çok fazla gürültü koparmadan yapılan çalışmaların da, ne kadar ‘başarılı’ olabildiğine, ve kirli planlara hizmet edenleri hatalarıyla yüzleştiremediğimiz sürece Çeçenya’yı yalanların gölgesinde bırakmaya devam edeceğimize dikkat çekmekten ibaret. Ki lafı biraz uzatmak zorunda kalacağım için bu da ikinci bölüme sarkacak.

Öyleyse Çeçenya yolculuğumuza, Fehim Taştekin’in 2009 gezisi sonrasında kaleme aldığı, harika bir Ramzan Kadirov cv’sini de içeren yazısıyla başlayalım: (ajanskafkas.com)

Bugüne, daha doğrusu, Türkiye’den Çeçenya’ya son seferin gerçekleştiği 23 Ağustos 2011 tarihine gelirsek, günün anlam ve önemine değinmeden geçemeyiz. Bu tarih, kendisi aramızda olmasa da Ahmet Kadirov’un 60. Doğum günü idi. Tam da Ramazanın son haftasına denk gelen bu kutlu günde Çeçenler -oğlu Ramzan öyle istediği için- tek yürek olup bir dizi etkinlikle merhum başkanlarını andılar. Caharkele’nin merkez caddesi Ahmed Kadirov Caddesi yenilenmiş olarak ‘hizmete açıldı’; Ahmed Kadirov adlı bir hafızlık okulu eğitime başladı; Kuzey Kafkasya’nın en büyüğü kliniğini açıldı; Gudermes’in Calka köyünde bir cami hizmete sokuldu; Argun şehrindeki ‘Çeçenavto’ fabrikası 23 Ağustos dolayısıyla ilk Lada-Prior aracını üretti; bu günde doğan tüm erkek çocuklara 60’şar bin ruble verildi. Ve törenler, törenler…

Bu arada, Çeçenya’daki törenlerin mahiyeti konusunda, henüz iki gün önceki Cumhuriyet Günü kutlamaları hakkında konuşan bir üniversite öğrencisinin sözleri biraz fikir verebilir: Çeçenya Devlet Üniversitesi öğrencilerinden İsa, dün kendilerine 6 Eylül’de ders olmayacağı ve tüm öğrencilerin Cumhuriyet Günü dolayısıyla Caharkale’de yapılacak bir yürüyüşe katılacağının bildirildiğini söyledi. Ayrıca, ‘törenlere katılmayan öğrencilerin vize ve finaller zamanında sorunları olabileceği’ konusunda uyarıldıklarını da ifade eden İsa, yürüyüşe gitmek istemediğini, ancak yönetim tarafından organize edilen bu tür törenlere katılmaya mecbur bırakıldıklarını ifade etti. (ajanskafkas.com) Türkiye’de yaşıyorsanız ve özellikle çok genç değilseniz bu tarz tören manzaralarını gözünüzde canlandırmak çok zor olmayacaktır.

Kadirov Çeçenya’sı için Ahmed Kadirov’un adını yaşatmak önemli bir görev. Onun anısına düzenlenen etkinlikler son birkaç haftadır zaten devam ediyordu. Geçtiğimiz Mayıs ayında ise Maradona ve Zidane gibi futbol efsanelerinin de aralarında bulunduğu dünya karmasının sahne aldığı bir törenle, içerisinde onlarca tesis ve yapıyla birlikte Kafkasya’nın en büyük Stadyumunu da barındıran Ahmed Kadirov Spor Kompleksi Caharkale’de hizmete girmişti.

Şimdi, burada bir parantez açıp, yazının henüz başında olduğumuzu varsayarak, “Kadirovları nasıl bilirsiniz?” diye soracak olsak ne cevap verirsiniz? ‘İyi biliriz’ demeye diliniz varmıyor ama ‘baştan aşağı yıkılmış bir ülke yeniden inşa edilirken biraz gösterişten zarar gelmez’ diyorsanız, birincisi; inşaat masraflarını karşılayanlarla ülkeyi insanlarıyla beraber yıkanların aynı kişiler olduğunu göz ardı ediyorsunuz, ikincisi; yargısız infazlardan, cinayetlerden, adam kaçırmalardan, işkencelerden ve yolsuzluktan haberdar değilsiniz, dahası bunların hüküm sürdüğü bir ülkede yenilenen binaların insanların hayatına katkısı konusunda fazla iyimsersiniz demektir.

O halde araya küçük bir örnek sıkıştıralım. Maalesef ne Maradona ne Zidane ne de Ahmed Kadirov Spor Kompleksi’nin görkemli açılışın yıldızlarından herhangi biri Çeçenya izlenimlerini kamuoyu ile paylaşmadılar. Ancak Kadirov’un Kremlin nezdindeki limitsiz kredisiyle inşa edilen kent, büyük bir yapıya daha kavuşmuşken inşaatta çalışan işçilerin ücretlerinin ödenmediği konuşuluyordu. (ajanskafkas.com)

Elbette, birkaç örnek ya da tanımla, Çeçenya’nın, Seyfullah Türksoy’un mihmandarlık ettiği heyete gösterdiğinden ibaret olmadığını bir çırpıda ispat edecek sihirli değneğimiz yok. Belki de gerçekleri kavrama konusunda, gittikleri ülke ile bağları; Caharkale’de (Onlar Grozni diyor) mehter dinlemenin ne muhteşem bir şey olduğunu tecrübe edecek kadar ‘hayati’, ilgileri ‘eski bir mücahitler diyarını’ bir davet vesilesiyle görme şansını değerlendirmek derecesinde ‘güçlü’, niyetleri; Türk-İslam aleminin büyük kardeşleri olarak Kafkasyalı ‘akrabalarını’ kucaklayacak kadar halis, yahut bilgileri; televizyon ekranından paylarına düşenlerle mukayyet seviyede olduğunu daha önce de gördüğümüz bazı heyet üyeleri mesabesinde yetkin değiliz.

Yine de, bu gezilere katılanların çoğunu, en azından kirli propagandaya aktif olarak katılmamış olanları, hiç değilse niyetlerinin bozuk olmadığını varsayarak tenzih edebilirim, her ne kadar sürekli tenzih etmek, yalanlara alet olup da davranışlarını sorgulama zahmetine katlanmayanlar için gereğinden fazla bir lütuf olsa da.

Madem sihirli değneğimiz yok, açılışlar ve törenlerle dolu dolu geçirdikleri bir geziyle, kısa yoldan ‘Çeçenya Gerçeği’ne vakıf olup, öğrendiklerini paylaşmayı borç bilenler için, ikinci bölümde, herhangi bir konuyu anlamaya çalışmak ve yapıp-ettiklerinin (ya da yazıp-çizdiklerinin) sorumluluğunu kavramak üzerine bazı ipuçları vereceğiz.

Yusuf Altunok