Aleksandr Ankvab: Geleceğe güvenle bakıyoruz

Noyev Kovçeg gazetesi görevi başında birinci yılını doldurmak üzere olan Abhazya devlet başkanı Aleksandr Ankvab ile görüştü.

 

Sayın Ankvab, kısa süre sonra devlet başkanlığı koltuğunda ilk yılınızı dolduracaksınız. İlk sonuçları paylaşma zamanı geldi. Öncelikli hedefleriniz nelerdi, bunlardan ne kadarını başardınız ve hangi problemler sizi endişelendirmeye devam ediyor?

 

2005’den beri ülkemizdeki tüm siyasi gelişmelerin doğrudan içerisindeyim. Her zaman kendime gerçekçi hedefler koymaya gayret ediyorum. Seçimden galip çıktığım 26 Eylül 2011 tarihinden bu yana da, Rusya’nın Abhazya’yı tanımasından önce olduğu gibi mücadeleme devam ediyorum.  

 

Geçen bir yıl boyunca her gün yoğun olarak çalıştım, ülkemizin tüm sorunlarına nüfuz etmeye, bütün vatandaşlarımıza ulaşmaya gayret ettim. Vicdanım beni her zaman kamçıladı ve çalışmalarımda azami fayda üretmeye teşvik etti.

 

Abhazya nasıl yaşıyor? Sizin de ülkenin savaş sonrası durumunu iyi bildiğinizi düşünüyorum. Her ne kadar üzerinden neredeyse 20 yıl geçmiş olsa da, ülkece halen savaşın sonuçlarını hissediyoruz. Çok açık söylemek istiyorum ki savaşın geride bıraktığı bedel çok ağır. Bir devlet adamı olarak ben ve çalışma arkadaşlarım her gün, her bir vatandaşının savaştan kaynaklanan günlük problemleri ile karşılaşıyoruz.

 

Köylerin büyük bölümü yıkıldı. Savaşta ailenin geçimini sağlayan babasını yitirmiş çok sayıda ailemiz, savaş gazimiz var. Bunun, ülkenin gelişmesini etkilememesi mümkün değil. Abhazya ambargonun ne demek olduğunu iyi biliyor. Bilhassa 1996 sonrası 16-60 yaşındaki erkekler ülke dışına çıkamıyordu, herhangi bir ekonomik bağlantı kurmak çok zordu. Biz bu yolu geçtik. Bütün devlet çalışanlarının maaşsız veya birkaç somun ekmeğe çalışması ile yola çıktık. Önceki yönetimin tüm gayretlerine rağmen bu durum oldukça uzun sürdü.

 

Son 5-6 yılı değerlendirdiğimizde, değişiklikler elbette fark ediliyor. Bütçe genişledi ve şüphesiz insanlar daha iyi yaşamaya başladı. Ggeleceğe güvenle bakıyoruz.

 

26 Ağustos 2008’de dönemin Rusya devlet başkanı Dmitri Medvedev Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması kararını imzaladı. Bununla birlikte, diğer ülkeler Rusya’yı takip etme konusunda acele etmedi. Abhazya bağımsızlık konusunda birçok şey başarmış olmasına rağmen Kosova’dan daha mı az tanınmaya layık?

 

Geçen yıllarda bizler Rusya’da farklı yaklaşımlar gördük. 2008 bir dönüm noktası oldu, halkımızın isteği gerçekleşti ve bizim için önemli olan bu siyasi olay yeni tarihimizi birdenbire değiştirdi. Bugün Rusya bizim stratejik partnerimiz.

 

Az sayıda ülkenin tanımış olması, kesinlikle bizim pozisyonumuzda bir güvensizlik oluşturmayacak. Acelemiz yok, hiçbir zaman siyasi durumumuzu Kosova veya başka ülkelerle kıyaslamadık. Bugün kaç ülke tarafından tanınıyor oluşumuz değil, yarına güvenle bakıyor oluşumuz bizim için önemli. Özgür olmaya hakkımız var ve bu hakkımızı hiç kimse alamayacak. Evet, dünyada çifte standartlar var, ama ben inanıyorum ki; Abhazya’nın bağımsızlığını dünyanın çok sayıda ülkesi tanıyacak.

 

Peki, sizce dünya toplumu neden Abhazya, Güney Osetya ve Yukarı Karabağ’ın bağımsızlığını tanımak istemiyor?

 

Gürcistan’da akredite olan birçok diplomatla görüştüm. Bizi sıkça ziyaret ettikleri zamanlar oldu. Kendi kendime de soruduğum bu soruyu onlara da sordum: Neyimiz eksik? Hiç birinden dürüst cevap almadım. Evet, diplomatlar da bizim bölgemizde çıkarları olan hükümetlerinin isteklerini yerine getiriyorlar. Ve bu çıkarlar çoğu zaman hukuk ölçülerinin, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkının üzerinde tutuluyor.

 

Şubat ayında size bir suikast düzenlendi. Bu suç açığa çıkarıldı mı? Abhazya’nın devlet başkanı kime engel oluyor?

 

Suç açığa çıkarıldı, bazı kişiler gözaltına alındı, diğerleri hakkında arama emri çıkarıldı. Soruşturma oldukça etkili biçimde devam ediyor. Yarın yorumlarımla soruşturmaya engel olduğum konusunda uyarılmamak için bu kadarını söyleyebilirim. Kime engel olduğuma gelince; galiba istikrardan hoşlanmayan, kanunlara göre yaşamak istemeyenleri rahatsız ediyorum. Bu olayda benim şahsım önemli değil, önemli olan devlete karşı suikast girişiminde bulunulmuş olmasıdır ve böyle bir şeye müsaade edilemez.

 

Ermenistan da Rusya gibi Abhazya’nın dostu. Ancak Rusya ve Ermenistan’ı birleştiren hayati önem taşıyan demiryolu abluka altına alındı. Abhazya üzerinden demiryolunun açılma olasılığı nedir?

 

Bu konuda hem Abhazya’da hem dışarıda çok sayıda spekülasyon oldu. Bugün şunu söyleyebilirim ki, yakın perspektifler yok. Şu anki Gürcistan yönetimi demiryolu ulaşımını açmayı düşünmeyecek, bunu biliyoruz.

 

Abhazya ve Yukarı Karabağ’ın sorunları birbirine ne kadar yakın? İki cumhuriyet arasında doğrudan ilişkiler var mı?

 

Abhazya ve Yukarı Karabağ arasında oldukça eski ve güçlü ilişkiler var. Bizler Yukarı Karabağ’ın nasıl yaşadığını, onlar da bizim nasıl yaşadığımızı biliyor. 2005 yılını hatırlıyorum, Abhazya heyeti olarak Stepanakert’ten dönerken, yolda Yukarı Karabağ’daki yönetim düzeyi hakkında, devlet mekanizmasının nasıl çalıştığı, ne gibi ekonomik gelişimleri olduğu, silahlı gücünün durumu, güvenlik organlarının çalışma durumu hakkında düşüncelerimizi paylaştık. Benim meslektaşlarım buna her zaman önem verdi. Bu, devlet kurumlarını inşa etmede birçok şey başarmış bir devlet olarak Yukarı Karabağ’ın ciddi perspektifleri olduğunu ifade ediyor.

 

Ama Yukarı Karabağ, bugün ne Ermenistan, ne Rusya ne de bir başka ülke tarafından tanınmadı. Maalesef orada, siyasi perspektifler Abhazya’da olduğundan daha zor değil mi?

 

Bizler için kolay bir yol yok. Yukarı Karabağ vatandaşları, özgürlüğün zorlu bir mücadele ve emekle elde edildiğini biliyor. Tanınmamış olması Yukarı Karabağ’ın ve vatandaşlarının özgür olmadığı anlamına gelmiyor. İnsanların yarına olan inancı, şahsen beni her şeyin iyi olacağını düşünmeye yöneltiyor.

 

Ermeniler uzun zamandır Abhazya’da yaşıyor ve Abhazlarla birlikte ülke nüfusunun ana kitlesini oluşturuyorlar. Ermeniler yönetimde temsil ediliyor mu? Sosyal hayatta ne tür rol oynuyorlar?