Emirliğin ayakları nereden büyüyor?

Çeçen basınında defalarca Kuzey Kafkasya’da emirlik projesinde Rus istihbaratının yer aldığı yönündeki tahminler dile getirildi. Şimdi bizler bu projede daha başka kimin yer almış olabileceği üzerinde akıl yürüteceğiz.

Başlangıç olarak belirtelim ki, Udugov ve diğer ideologlar Yahudilerden nefret ediyorlar ve onları İslam’ın öncelikli düşmanları olarak adlandırıyorlar. Ama bu ne kadar gerçekçi? Gerçek ise biraz farklı, bizim sahte ideologlarımız kendini Müslüman olarak ve Çeçen halkının dostu olarak göstermeye çalışan bazı İsrail vatandaşlarının çalışmalarından alıntılar yapmaya karşı değiller.

Galiba birçokları, ne milliyetini ne de İsrail vatandaşı olduğunu gizlemeyen gazeteci ve insan hakları savunucusu, İçkerya Dostluk Cemiyeti sitesinin kurucusu ve redaktörü Oleg Mihileviç’i biliyordur. Ama onun İslam din ilimleri sahasında çalışmalar yaptığını herkes bilmiyordur. İslami çalışmalarında o, İsmail Dagestanski ismini kullanıyor, belki daha başka Müslüman isimleri de kullanıyordur. Belirtmek gerekir ki, Oleg Mihileviç’in makale ve açıklamalarını birçok Çeçen sitesi yayınladı, aynı zamanda İsmail Dagestanski adıyla Müslümanlara mektup gönderdi.

Bir müddet tahammül ettiğim Oleg Mihileviç-İsmail Dagestanski, bir iki yıl önce bana davet göndererek onun tezlerini hayranlıkla kabul edeceğimi ve düşüncelerinin rehberliğini yapacağımı umut etti. Ama böyle bir şey olmadı, önermelerinin büyük bir kısmını öfkeyle reddettim ve ‘insan hakları savunucusuna’ kesin bir şekilde sövdüm.

Ama, Mihileviç’in düşüncelerini memnuniyetle kabul edenler bulundu ve bu düşünceleri aktif olarak hayatlarında yaşama geçirmeye başladılar. Şimdi onun düşünceleri emirlik ideologlarının -Movladi Udugov, İsa Umarov, Emir Seyfullah- eserlerinde işleniyor.

Bizim sahte ideologlarımızın çalışmalarındaki paralel alıntılar büyük bir yer tutar ve vakit alır, bundan dolayı okuyucuya hoşgörülü olacağız. Ayrıca burada Mihileviç-Dagestanski’nin dört sayfadan oluşan tüm çalışmasına yer vermeyeceğiz.

Ne Udugov, ne İsa Umarov, ne diğer ‘yeşil komiserler’ Mihileviç’i kaynak göstererek kendilerini yormuyorlar, izin istemeden ‘insan hakları savunucusunun’ entelektüel emeğine el koyuyorlar. Başka bir ifadeyle çalıyorlar. Ama İslam ideologları dürüst olsalardı bile bu durumda, bilinen nedenlerden ötürü çalışmalarında bir Yahudiyi kaynak göstermezlerdi.

Hemen belirteyim ki, benim sormuş olduğum: Mihileviç belki Müslümanlığı kabul etmiştir şeklindeki soruma Oleg hayır cevabı verdi. Ama Mihileviç’in mektubu şöyle başlıyor:

"Bismillahirrahmanirrahim! Tüm mücahitler emiri Muhammed’e, ailesine, ashabına ve doğru yol üzerinde olan herkese salât ve selam olsun."

Daha sonra sahte Müslüman’ın, Allah’ın Çeçenya Müslümanlarını savaşla mutlu ettiği yönündeki edebiyatı geliyor. Yani Mihileviç, bizleri, savaşa bağlı olan tüm bu acı ve mutsuzluğun, jenosidin yaratanın nimeti olduğuna ikna etmeyi istiyor.

‘Süpürücü’ Mihileviç, emirliğin sahte ideologlarının güvenilir kişisi oldu. Ama her iki taraf da dostluklarını gizliyor.

Şunu ifade ederek bitirelim, Karadeniz’den Hazar’a emirliğin ilan edilmesi halinde, sekiz yıldır dünya toplumlarını yardıma çağırarak Putin’in gerçekleştirmeye çalıştığı tehlike gerçekleşebilir. CHPRS/ÖZ/FT

Mayirbek Taramov